Sevgili Okurlarım, dünkü yazımda İstiklal madalyasından ve bu madalyayı almış olan üç ilimizden bahsetmiştim.
Kilisliler de; Gaziantep, Şanlıurfa ve Kahramanmaraş gibi kurtuluş savaşında güney cephesinde kahramanlık gösterdikleri gerekçesiyle, İstiklal Madalyası ve unvan istiyorlar.
Peki, Kilis bu madalyayı ve unvanı hak etti mi?
Kilis’in tarihi geçmişine bir göz atacak olursak:
Kilis; zeki çocukları, asil gençleri ve çalışkan halkıyla kendisine bir ses verene bin yankı verir, bunun en güzel örneğini de milli mücadelede vermiştir her Kilisli.
Doğup büyüdüğümüz il olarak bizim, vatanın bir parçası olması itibariyle de bütün yurdun, Kilis’in bu madalya ve unvan isteğine iştirak etmesi kadar tabii bir şey olamaz.
Her kurtuluş günlerinde, Kilis’ten dalga dalga yayılan heyecanın, harekete getirdiği acı ve tatlı hatıralar, bizleri mazinin derinliklerine götürerek, iftihar konularının canlanmasına, vatan sevgisinin çiçeklenip dillenmesine neden oluyor.
Çünkü Kilis, Türk kalesinin güney burcuna şehitlerimizin kanlarıyla boyanmış bayrağımızı çektiğimiz bir ildir.
Bıyığı yeni terlemiş koç yiğitlerimizin, ak saçlı ninelerimizin kükreyen düşmanı vatanımızın bir köşesinden silip süpürdüğü yiğit bir ildir.
Kurtuluş savaşında yiğitliği ve cesareti ile hür dünyaya hürriyet destanını sunan bir ildir.
Düşman işgalinden kurtularak, bağımsızlık ve özgürlüğünü ilan ettiği 7 Aralık Kurtuluş günleri, Kilis’in şahlanışının, kendine yetmeyişinin ve Atatürk ilkelerine bağlılığının bir hatırasını taşır” dedi.
28 Ekim 1921 de Mustafa Kemal’in Kilis’e övgü dolu sözlerini hatırlayalım:
“İlk ayak bastığım Türk şehrinde ki bu uyanıklığa cidden hayran kaldım ve bir daha iman ettim ki bu millet asala ölmeyecektir. Var olun aziz Kilisliler.” Diyen geleceğin Atatürk’üydü.
Gaziantep, Kahramanmaraş ve Şanlıurfa gibi Kilis Mücahitlerinin de yiğitçe direnişleri ve hakkı inkâr edilemez.
Kurtuluş Savaşında Güney cephesindeki yerimiz ve Antep savunması katkımızın bilinmesine rağmen Kilis’in bir unvanı ve madalyası yok.
Güney sınırımızda yüzyıllar boyunca Türklüğün kalesi olmuş ve milli mücadelede yiğitliğini göstermiş olan Kilis’e gecikmeli de olsa, bir unvan verilmesinin zamanı gelmiştir.
Bu eksikliğin giderilmesi için, Kilis Belediye Başkanı Sayın Av. Hasan Kara’nın milletvekilliği döneminde, Kilis Yardımlaşma Derneği olarak, Ankara’da ki “7 Aralık Kilis Kurtuluş Gecesi”nde aldığımız bir kararla Kilis’e “Yiğit” unvanı verilmesi için bir kampanya başlatmıştık..
Kilis’e unvan verilmesi için milletvekillerimiz TBMM’e teklif sunacaklardı. Birkaç tane unvan önerildi. Bunlar arasında ön plana çıkan “Yiğit” unvanı.” İdi.
Geceye katılan Kilislilere ”Yiğit” unvanı, oya sundu. Yüzlerce Kilisli “Yiğit” unvanını beğendiklerini ayakta alkışlarla onayladılar. “Yiğit Kilis” sesleri salonu inletmişti..
Yüzyıllar boyunca güneyde Türklüğün kalesi olmuş olan Kilis’e “Yiğit” unvanı çok yakışır ve bunu çoktan hak etmiş olan yiğitlerin harman olduğu bir ilimizdir Kilis.
Arapça kökenli; “Aziz, Ensar ve Muhacir” unvanlarını ben Yiğit Kilis’imize yakıştıramadım.
Kurtuluş Savaşında Güney cephesindeki yerimiz ve Antep savunmasına katkılarımızla hiçbir ilgisi yok bu üç kelimenin.
Yiğitlerin harman olduğu Kilis’e en yakışan unvan “Yiğit” kelimesidir.
Gaziantep, İstiklal Madalyasını 87 yıl sonra alabilmiş. 7 Şubat 2008’de çıkarılan 5734 sayılı kanunla verilmişti.
Bakalım, gecikmelide olsa, 94 yıl sonra Kilis’e madalya veya unvan verilecek mi?
|