Atatürk, Kütahya’da öğretmenlerle yaptığı bir konuşmada;
“Memleketimizi, toplumumuzu, gerçek hedefe, mutlu hedefe ulaştırmak için iki orduya ihtiyaç vardır. Biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri milletin istikbalini yoğuran irfan ordusudur” demekle, milletin istikbalini hazırlayanların öğretmenler olduğunu kuvvetle belirtiyordu.
Öğretmenlik mesleği yüce bir meslektir, kutsaldır. O’nun kutsallığı, yapmış olduğu hizmetin ç.dünyanın en güzel yaratığı olan insanı yoğurmasından ileri gelir. O’nun ham maddesi insandır. O, bugünün küçüğünü, tıpkı bir ana-bana gibi, sevgi ve şefkatle eğiterek geleceğe hazırlar. Bu bakımdan öğretmenlik, sabır, fedakârlık, yumuşaklık, ileri görüşlülük ve müsamaha isteye bir meslektir.
Başöğretmen Atatürk’ün “Benim asıl anlatılacak yanım, öğretmenliğimdir. Topluma, milletime ben öğretmenlik yapabiliyorsam, beni onunla anın” sözü de bu mesleğin, milletlerin hayatında ne kadar önemli bir yeri olduğunu ortaya koymaktadır.
Geleceğimizin Teminatı Olan Yavrularımızı Teslim Ettiğimiz Kıymetli Öğretmenlerimiz,
Çocuklarımızın ve gençlerimizin milli ve ahlaki değerlerimizi benimsemiş, Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı, bilgili, Türkiye’nin meselelerinin ancak milli birlik ve dayanışma ile ilmi ve akılcı yaklaşımlarla, gayret ve fedakârlıklarla çözümlenebileceğine inanan, herkese karşı sevgi, saygı ve müsamaha besleyen medeni birer insan olarak yetişmelerinde en önemli vazife sizlere düşmektedir.
Hiç unutmayalım ki, öğretmenlik mesleğinin simgesi meşaledir.
Bu meşale öğretmenlerin ve öğrencilerin milletle münasebetlerinin sağlıklı ve gönül birliği içinde olması şartı ile yanmaya devam edecektir.
Onu söndürmemek için öğrencilerimize birer ana, birer baba ve kardeş gibi sevgi ve şefkatle yaklaşarak; Türk Dinini ve geleneklerini en iyi şekilde bilen ve geliştiren, ülkemizin çeşitli yönlerini tanıyan, Türk Milliyetçiliğini benimsemiş; demokratik Cumhuriyet düzenine; sosyal hukuk devleti ve Atatürk ilkelerine bağlı; aşırı akımların zararını bilen, Türk olmaktan gurur duyan, insan haklarına saygılı, tarihiyle övünen, geri kalmışlık kompleksinden kurtularak geleceğe umutla bakan; şerefli, çalışkan, üretici, hoşgörülü, şahsi ve toplum münasebetlerinde dürüst; demokratik usullerle hakkını aryan, almasını ve korumasını öğrenen; geçmişindeki üstün değerleri muhafaza eden ve işbirlikçi bir gençlik olarak onları hayata hazırlayınız.
Bu hem mesleğinizin saygınlığını sağlayacak, hem de milletçe çağdaş medeniyet seviyesinin üzerine çıkmamıza ve istikbale güvenle bakmamıza sebep olacaktır. Bu güzel hedefe erişmenin şerefi ve haklı gururu sizlerin olacaktır.
Sizlere inanıyoruz, sizlere güveniyoruz.
Bu duygularla, Öğretmenlerin bu gurur gününde, tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Gününüzü yürekten kutlar, mesleklerinde üstün başarılar dileyerek, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Yazımı Türkoloji Ālimi Kilisli Muallim Rif’at Bilge’nin bir dörtlüğü ile noktalıyorum.
“Okumaya kanmadım
Geçen ömre yanmadım
Kırk yıldır muallimim
Çok şükür usanmadım.”
|