Bu yıl, 28 Şubat Pazar günü, 60. yaşıma gireceğim kısmet olursa. 59 yılı da geride bırakmış olacağım inşallah. Zaman öyle hızla akıp geçiyor ki insan gün, hafta, ay ve yılların bir anda nasıl bu kadar hızla geçtiğini adeta anlayamıyor ve ömür denen bu emanet can bizlere belirli sorumluluklar yüklüyor.
Samsun Ayvacık'ta 1956 yılında başlayan hayat hikayem, yazsam üç beş roman olur. Annem Sabriye Zerrin beni Ayvacık denen nahiyede dünyaya getirmiş. O zamanlar Ayvacık bir nahiye, bucak imiş.
Rahmetli babam, Tapu Kadastro Zabıt katibi ve adliyeci H. İbrahim Zerrin Tokatlı olup Alaçam'lı annem Sabriye ile evleniyor. Tam 9 kardeşmişiz ancak 4 kardeşim vefat edince beş kardeş kalmışız. Osman Turan, Sevim, Cengiz, Semra ve ben Oktay Zerrin.
Hayat mücadelemiz böyle devam ederken, doğduğumda, bebekken çok zayıfmışım. Rivayete göre çok zayıf bebekleri kümese koyarlarmış. Kümeste eğer bebek ağlarsa ölmeyecek, ağlamazsa ölecekmiş. Rivayet ya işte, ben daha kümesin kapısını açarken ciyak ciyak öyle bir ağlamışım ki kümese koymaya da gerek kalmamış. Gel zaman, git zaman derken o çelimsiz bebek Oktay Zerrin bir anda kilo almış, annesinin kucağında, utanç duymadan taşıdığı sağlıklı bir çocuk olarak büyümüş.
Derken aslen Tokatlı olan babamın tayini Bafra'ya çıkmış. Daha doğrusu doktor, babama Tokat'ın havasının sert olduğunu ve Karadeniz'de başka bir il veya ilçede yaşamasını önermiş. Bafra bizim böylece vatanımız olmuş ki zaten her yer bizim için vatandır. Vatansızlar için zaten vatan sözünün, Türk ve Türkiye sözünün bir kıymeti yok.
O yüzden sözüm meclisten dışarı. Bir ülke zorla sevilmez ama gönülden sevenlere de düşmanca bakan bir zihniyeti de ben ve benim gibi düşünenler sevmeye mecbur değiliz. Sen bu ülkede yaşa, bu ülkenin ekmeğini ye, suyunu iç, havasını teneffüs et sonra düşman ol, milleti birbirine düşür. Yok öyle yağma. Önce insan olacaksın.
İnsan olmak için de milli ve manevi değerlere saygılı olacaksın. Bayrağa, ezana, geleneksel günlere saygı duyacaksın. Üç kuruşa beş köfte devri bitti çoktan.Aklını başına alacaksın. Atacağın adımlara, ağzından çıkan her söze dikkat edeceksin.
Evet, konu konuyu, söz sözü açıyor işte. Benim şairlik, yazarlık ve gazetecilik sevgim biraz da babamın genlerinden bulaşmış. Rahmetli babamın bir şiir defterini bulmuştum ve içersinde mükemmel, el yazısıyla kaleme aldığı güzel hatta besteye uygun yazılmış şiirleri vardı fakat defteri bir türlü bulamadım. Bir de babam o zamanın Son Posta Gazetesi'nde muhabirlik ve köşe yazarmış. Gazetecilik sevdam da oradan geliyor.
Dile kolay doğduğum şehir Ayvacık'a 58 senedir gitmemiştim. Parasızlıktan değil tabi ki ihmalden; bugün giderim yarın giderim düşüncesinden kaynaklandı. Eşim ve kızım Bafra dışına çıkmşlardı. Ben de o an dedim ki"ver elini Ayvacık, geliyorum" Bir düşünsenize doğduğum şehre hayatımda ilk kez gidecektim. Bu müthiş bir duyguydu. Otobüste Samsun Ayvacık'a ilerlerken gördüğüm manzara müthişti. her bir taraf yemyeşil, cennetten bir zümrüt bahçe gibiydi. Sanki ben değil yüreğim gidiyordu Ayvacık'a.
Ayvacık küçük bir köy gibiydi nüfus olarak ama doğal güzelliği, Hasan Uğurlu Barajı ve ilçedeki harika gölüyle yemyeşil bir tabiat harikasına gelmiştim. Sanki saklıbahçe ve saklı cennet dedikleri yer burasıydı.
İlk olarak biraz da basın olarak, Bafra Haber Muhabiri olarak Ayvacık Kaymakamlığı'nı ziyaret edip tanışayım dedim ancak kaymakam bey ilçe dışındaydı.Bir türlü görüşmek kısmet olmamıştı. Yine de ilgililer ilgi gösterdiler bana sağolsunlar. Kartvizitimi bıraktım bir de kaymakam beye iletilmek üzere bir not bıraktım. Notta, Ayvacık'da doğduğumu, ziyaret amaçlı kaynakamlığı ziyarete gelip kaymakamı bulamadığımı yazdım.
İnanın aradan 2 gün geçmeden bir telefon çağrısı aldım. Konşan Ayvacık Kaymakamlığı'ndan aradığını ve benimle Ayvacık Kaymakamı'nın telefonda konuşmak için hatta beklediğini söyledi. Önce dedim ki"ya koskoca ilçe kaymakamı benimle niçin görüşsün"ama konuşunca ikna oldum Kaymakam beydi gerçekten ve bana bu ilçede doğduğumu, tanışmak için geldiğimi ama görüşemediğimizi söyleyip beni bir başka zaman ziyaretine beklediğini ve hemşehrisi olmaktan mutlu olduğunu söylediler.
Ya bu ne mütevazilik bu ne alçak gönülülük, bu ne güzel bir dik duruş ki koskoca ilçe kaymakamı oraya gelmemden duyduğu mutluluk ve sevincini dile getiriyordu. Oysa biz öyle kaymakamlar gördük ki değil konuşmak yüzüne bakabilecek, gülebilecek hatta sarlıp kucaklayabilecek cesreti göremedik çoğundan. O yüzden Ayvacık Kaymakamını alkışlıyor ve çok teşekkür ve takdir ediyorum.
Ayvacık'ta 2. ziyaretimi ise Ziraat Odası Başkanı Erdal Avcı'ya oldu. Beni görünc iş takibine gelen bir vatandaş sanıp"buyrun ne istemiştiniz?"dedi. Dudaklarım, gözlerim ve kalbim gülüyordu o anda. Zira Ayvacık Ziraat Odası Başkanı Erdal Avcı bey benim rahmetli babası Mehmet Avcı'nın evinde doğduğum ve Mehmet beyin oğlu olan başkan Erdal Avcı idi. Yani babam ve annem Ayvacık'ta iken onların evinde oturmuşlar kiracı olarak.
Bunu öğrenince o anda duygu dolu anlar yaşadık birlikte. Hatta personeli de bizzat buna şahit olmuştu. Ayrıca Erdal beyin akrabası Bafra Musiki Cemiyeti ney sanatçısı Fatih Arslan idi. Erdal Avcı bey nezaketten örnekler gösterip hem bana çay ikramında bulundu hem de bir çalışan personeliyle beni yemeğe gönderdi. İlgisine çok teşekkürler.
İşte böyle sürprizler yaşamıştım Ayvacık ilçesinde ancak o gün geç saatte araba olmadığı için saat 16.00 gibi Bafra'ya dönüş yapmak zorunda kaldım. Herkese Ayvacık şehrinin o doğal, yeşil güzelliğini görmesini tavsiye ediyorum.
28 Şubat 2016'da 60 yaşına giriyorum ve ne mutlu bana ki bu yıl sembolik anlamda ilk doğum günü kutlamamı yine 28 Şubat Pazar günü Samsun TÜYAP Karadeniz 2. Kitap Fuarı'nda şair v yazar arkadaşlarımla birlikte kutlayacağız küçük ve sembolik çaplı.
Yaş pasta olayına girmiyoruz. Sadece kuru pasta ve yanında da milli içeceğimizi, Karadeniz çayı ile yetineceğiz. Gönül isterdi ki kitap fuarındaki tüm şair ve yazarları davet edelim bu kutlaya ama takdir edersiniz ki yüzlerce yazarı ve yayınevi'ni maalesef davet edemiyoruz ama onların da gönüllerinin daima bizlerle bir olduğuna, aynı arkadaşlık ve dostluk sevgisi ve heyecanıyla çarptıpına yürekten inanıyorum.
Kitap Fuarı'ndaki standımız Bafra Kültür ve Sanat Etkinliklerini Destekleme Derneği Standıdır. Önemli olan asıl güzellik ise insanların sevinç ve hüzünlü günlerinde beraber olabilmek, ben-sen değil " biz"duygu ve düşüncesiyle ortak hareket edebilmektir.
Evet 28 Şubat Pazar günü bir yaş daha ömürden gidecek, takvimden yapraklar düşecek ama hayat devam edecek acısı ve sevinciyle.
Bu gün için TRT TSM Repertuarı'nda 25 kadar şarkının söz yazarıyım çok şükür. Kimisi hiç okunuyor mu şarkıların diyor. Okunsun okunmasın önemli olan şey bence öldükten sonra insanın arkasından eserler bırakabilmesidir. MESAM asil üyesiyim. Beni mutlu eden bir olay da Yunanlı bestekar Alex Karathanu’nun biri”Gözlerin vay etmiş senin”ve diğeri de”Atina Güzeli”adlı iki şiirimi bestelemiş olmasıdır. Değerli besteci arkadaşıma çok teşekkür ediyorum.
“Sevgi Ufkundan Şarkılara”adlı ilk şiir kitabım Antalya Sahil Kitapçılık’tan piyasaya çıktı. Amasya Altın Elma Beste Yarışması, İstanbul Kadıköy Beste Yarışması, Ankara Bir Harf Net Sitesi Güfte Yarışması, Devlet Bakanlığı Çocuk Şarkıları Beste Yarışmaları,Şebinkarahisar Hikmet Okuyar Şiire ÜstÜn Hizmet, Bafra Belediyesi, Trabzon Belediyesi gibi kurum ve kuruluşların Türkiye genelinde açtığı şiir, tiyatro, beste yarışmalarında ve etkinliklerinde mansiyon ödülleri kazandım.
Halen Bafra Kültür ve Sanat Etkinliklerini Destekleme Derneği Başkan Yardımcısıyım. Ayrıca Genel Başkanlığını sn. eğitimci , şair ve köşe yazarı, tv programları yapımcısı Sultan ÖZATEŞ'in yaptığı Ankara Türkiye Sanat Platformu Bafra Temsilciliği Başkanı'yım.
Bafra Haber'de muhabir ve köşe yazarıyım. Ayrıca Ankara Anayurt ve Ankara Efece Haber Gazetelerinin Bafra Temsilcisi ve muhabiriyim. Bunların yanı sıra Samsun Haber 362, Samsunun Haberi, Samsun Denge, Arena ve Bafra Altınova gazetelerinde de haberlerime yer veriliyor. Fenerbahçeliyim ama tabi ki ilimizin takımı Samsunsporlu olmaktan da gurur duyuyor ve zaman zaman Denge ve Arena Gazetesi'nde Samsunspor ile ilgili köşe yazıları yazıyorum.
Evliyim. 2 fakülte ve 1 yüksek okul mezunu 3 diplomalı kızım Çiğdem ile Ankara Hacettepe Üniversitesi mezunu ve halen aynı üniversitede Fizik Mühendisliği'nde Araştırma Görevlisi oğlum Taner ve Devlet memuruyken( Bafra İlçe Tarım) emeklisi eşim Aysel ile hayatımız devam ediyor.
Kızım Çiğdem Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, Çalışma Ekonomisi, Eskişehir Üniversitesi İktisat ve Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu ancak henüz bir işe giremedi ve sınavdan sınava koşturuyor. Hayırlısıyla en kısa sürede bir iş sahibi olur o da inşallah.
Aslında yazdıkça yazası geliyor insanın fakat zamanla yarıştığımız bir dünyada yaşıyoruz. O nedenle şimdilik bu kadar diyorum.
Ailemizde ağabeyim Ankara Ticaret Turizim Yüksek Okul Mezunu ancak öğretmenlik değil ticaret hayatını seçti. Eşi İnci Öner Zerrin emekli sınıf öğretmeni ve onunda ağabeyi Mustafa Öner emekli ingilizce öğretmeni ve onun da eşi Türkan Hatice Öner(Maden) emekli sınıf öğretmeni. Ben deseniz emekli ingilizce öğretmeni. Oğlum Hacettep'de Araştırma Görevlisi.
Ağabeyimin oğlu Mustafa Kemal Zerrin Safranbolu'da diş hekimi. Ayrıca Karabük Üniversitesi'nde derslere giriyor. Eşi öğretmen Leyla Zerrrin. Ağabeyimin diğer işadamı oğlu yeğenim İbrahim Zerrin ise Kırıkkale Üniversitesi,İşletme Bölümü mezunu. İbrahim yeğenimin İdilsu ve Osman Ege adlı 2 çocuğu var.
Kardeşim Cengiz Zerrin'in kızı Tuğçe Betül Kırklareli Üniversitesi mezunu. Oğlu Emre Zerrin ise Sakarya Üniversitesi'nde okuyor.
Yani demek istediğim tahsilli ve öğretmen kökenli bir aileden geliyoruz ve bununla da gurur duyuyoruz.
Eşim Aysel'i mehum babası, Of eşrafından Şoför Ahmet Akyüz, eşimin rahmetli şoför ağabeyi, yine rahmetli işadamı Hilmi Bayrak(kayınvalidemin teyze oğlu)TIR Şoförü ve Bafra Seyahat Kaptanlarından merhum İsmail Akyüz.
İşte böyle. 60. yaşıma girecek olmanın hafif bir heyecanı ve mutluluğu var üzerimde. İnşallah bu tarihte doğanlar ve diğer tarihli doğumlular neşe, mutluluk, sevinç, iş ve aş açısından güzel ve mutlu, umutlu yarınlara koşarlar.
Allah tüm vatandaşlarımıza, ülkemize, devletimize, milletimize, bayarağımıza ve tüm değerlerimize sahip çıkmasını bilen faydalı bireyler olarak hizmet etmemizi vesile kılar inşallah.
Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
|