Üzülerek görüyorumki artık en usta köşe yazarlarımız bile okunmuyor ya da okunuyorsa da yorumsuz bırakılıyor. Hadi bundan da geçtik artık okurlarımız yazarlarımızın doğum günlerine bile kayıtsız kalınıyor..eskiden bir merhaba vardı o da maziye karışan bir söz oldu. Hadi bundan da geçtik, yazarlar bile nedense birbirlerinin doğum günlerini tebrik etmez oldular.
Saedece face ve tweter gibi sosyal paylaşım sitelerinde bu işlerde belirli bir kıpırdanma görülüyor. Paylaşmı siteleri genelde bu işi gazetelerden çok daha iyi yapıyorlar. Elbette bu sitelerde de bazı yanlış uygulamalar yok değil ama yine de yorumlarla, en azından yapılan beğenilerle insanlar birbirlerini bir şekilde onore ediyorlar.
Peki, sahi ne oldu da bizler bu kadar çok birbirimize bağlıyken ya da birbirimize insan olarak değer veriyorken ne oldu da şimdi herkes piyasadan silinip gitti. Yani niçin bu umursamazlık, bu adam sendecilik? Peki böyle devam ederse; bu köşe yazarlarımızı, yazıları gölge adamlar mı okuyacak? Yazık değil mi bu arkadaşlarımızın el ve göz emeklerine?
Niçin biz bu kadar duyarsız bir insanlar topluluğuna dönüştük. Tamam, ülke sorunları çığ gibi büyümüş, ülkede acılar, terör, çatışmalar, dünyada ülkelerin soğuk ve sıcak savaşları almış başını gidiyor. Huzur, güven duygusu kalmamış, umutlar derin darbe almış. Önceden belirli köşe yazarlarımız o kadar çok okunup yorumlanırdı ki şimdi bakıyoruz da tık yok. Herkesin elinde bir cep telefonu evirip çeviriyor cebin altını üstünü.
Ya arkadaş, öyle ilginç şeyler görüyorum ki yolda neredeyse adama araba çarpacak ama adam boşvermiş dünyaya. Dünya, onun gözünde sadece elindeki cep telefonu. Vallahi ne kendisininin ne de karşısındakinin umurunda bile değil. İlkokuldan başlayıp, üniversite son sınıfa kadar tahsil yapan öğrencilerin ellerinde tesbih gibi, can suyu gibi taşıdıkları cepler ve gözleri hiç bir şeyi görmeden alo deyip dakikalarca trafiğe, yola, hatta kendisine selam veren arkadaşının yüzüne bile bakacak zamanı olmayıp bir de " bir dakika"deyişine akıl, sır ermiyor.
Dünya, hayat şaşkınlık içersinde meçhul bir hedefe doğru yürüyor desem az olur adeta koşuyor, uçuyor. İnsanlar artık rüyalarında bile ceple konuşuyorlar. Teknoloji elbette ki güzel ve iyi bir özellik ama artık bizimkisi bırakın teknolojiyi; normal tavır ve davranışların dağlar kadar, fersah fersah gerisinde kalmış...
Bu ülke bu kadar duyarsızlığı hiç haketmiyor aslında. Şimdi yazarlarımıza, şairlerimize sahip çıkma zamanıdır. Tabi ki ülkemizde öncelikle basın ve yayın özgürlüğü gerçek manada tesis edilmelidir.
Okullarımız daha çok ve yeni yazar ve şairlerimizi okumaya teşvik edici projeler üretmelidir. Bu çocukları, gençleri kaybetmeyelim. Zira kaybetmek çok kolaydır fakat kazanmak çok zordur.
Ülkemizin insanlarına, milli ve manevi değerlerine sahip çıkalım. Bu vatanda en iyi biçimde yaşama hakkımız var olduğuna göre bu hakkımızı muhafaza edip geliştirelim. Okullarımızı şair ve yazarlarla buluşturalım.
Umarım kısa sürede bu dilek ve düşüncelerimize değer verilir de toplumda, ülkede ve bu aziz vatanda, değerler manzumesiyle, barış, kardeşlik ve bizleri yarınlara umutla taşıyacak güzelliklere kucak açalım.
Saygılarımla...
|