Sevgili Okurlarım, Suriye sınırında Türklüğün geçilmez kalesi olan Kilis’e dört aydan beri atılan, terör örgütü IŞİD’in “Katyuşa roketleri” yüzünden 18 Ocak’tan bugüne kadar 20 vatandaşımız yaşamını yitirdi, 69 vatandaşımız da yaralandı.
Çevredeki binalarda ise büyük hasarlar meydana geldi.
Kilisli huzursuz…
Kilisli tedirgin, insanlar evlerine kapanmış sokağa çıkamaz durumda. Çoğu esnaf kepenk kapatmış.
Esnaflar, atılan roketlere tepki göstererek, evlerinde rahat uyuyamadıklarını, iş yerlerinde siftah yapmadıklarını, bu nedenle de iş yerlerini kapattıklarını belirttiler.
Kilisli esnafların büyük bölümü iş yerlerini açmadığı için de kent adeta sessizliğe bürünmüş durumda.
Çocuklar korku dolu gözlerle olanları seyrediyor ve okullarına gidemiyorlar.
Şehirden göç başlamış…
Biz ne yapıyoruz?
Yetkililer ne yapıyor, ne diyor?
IŞİD terör örgütünün şehri bombalayan füzelerine; “Kilis’e roket düştü” deniliyor(!)
Yetkililer ilgisiz, ilgililerde yeterli bilgi ve yetkiye sahip olmadıkları için yetersiz kalıyorlar.
Kilis bombalanıyor, Kilis’e bomba atılıyor bomba!
Sayın yetkililer uyanın artık!
Suriye'den Kilis’e roket mermisi atılmasının ardından, TSK tarafından anında, fırtına obüsleri ile terör örgütü DAEŞ kontrolündeki bölgede bulunan silah mevzileri ateş altına alınıyor, birkaç terörist de öldürülüyor.
Ama bu yeterlimi? Değil.
Bu bombalanmaya karşılık, savaş uçaklarımız bu dinci terör örgütlerinin mevzilerini vurarak yok edebiliyorlar mı?
Bu terör bataklığını kurutabiliyorlar mı?
Dış politikada ki hatalarımız yüzünden, bombalanan topraklarımızı koruyamaz duruma mı geldik?
Evet, savaş uçaklarımız Suriye hava sahasına giremiyor.
Daha önce hava sahamızı 17 saniye ihlal etmiş olan Rus uçağını düşürdüğümüz için, Ruslarla aramız açıldı.
Bunun sonucu olarak Ruslar, Suriye hava sahasına girecek Türk jetlerini düşürmek için bölgeye S-300 füzelerini yerleştirdi.
Putin “Gelen Türk jetlerini vuracağız” diyor.
Bu nedenle, Kilis’i bombalayan terör örgütü IŞİD mevzilerini, Türk jetleri bombalayıp yok edemiyor. Bu terör batağını kurutamıyor.
Dış politikada ki hatalarımız yüzünden, Kilis’i savunamaz duruma geldik.
Şimdi Kilis kaderiyle baş başa bir durumda bırakıldı.
Kilis Meyit (yani ölmüş) ağlayanı yok.
Yüz yıllar boyunca güneyde Türklüğün kalesi olarak birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Kilis’i bu kötü kaderiyle baş başa bırakamazsınız!
El Cezire'ye konuşan Başbakan Davutoğlu, Suriye'ye asker göndermeye ilişkin bir soru üzerine “Eğer gerekiyorsa göndereceğiz. Kara güçleri elzem duruma gelirse göndeririz" yanıtını verdi.
Peki, ne zaman?
Kilis kan ağlıyor.
“Kaderim Kilis” filmi oynamaya devam mı edecek?
Zamanı gelince, Kilisli bunun hesabını soracaktır mutlaka!
.
|