Sevgili okurlarım, konuşma; insanın, hemcinslerine meramını anlatabilme özelliğidir. İnsanı diğer yaratıklardan ayıran ve ona ayrı bir değer kazandıran konuşma, tarifi mümkün olmayan çok üstün bir meziyettir.
Güzel konuşma ise; yerine, zamanına, kişisine uygun olarak yapılan konuşmadır. Neyi, nerde, ne zaman, kime nasıl söyleneceğini bilen bir kişinin konuşmayla ilgi bir problemi yok demektir.
Her insan, konuşmayı ve susmayı yerine ve zamanına göre en güzel şekilde ayarlamasını bilmelidir. Onun için her insan konuşma usul ve üslubunu yerli yerince kullanmalıdır.
İnsanlar üzerinde en etkili olan konuşma şekillerinden biri samimi konuşmadır. Çünkü hikmetli sözde olduğu gibi, samimi konuşma da doğrudan insanın kalbine ve vicdanına etki eden bir konuşmadır.
İnsan samimiyetten etkilenecek şekilde yaratılmıştır. Samimi konuşma; insanı, inanmadığı, desteklemediği ve hatta karşı çıktığı bir fikrin dahi haklı yönlerini görmeye ve dinlediklerini objektif bir biçimde değerlendirmeye yöneltir.
Kişiyi samimi düşünmeye, samimi değerlendirmeye ve samimi konuşmaya teşvik eder. Samimi konuşan bir insanın yanında, yapmacık bir üslupla süslü konuşmalar yapan bir kimsenin samimiyetsizliği hemen anlaşılır.
Hatta kimi zaman bu kişinin kendisi bile bu üslupla konuşmanın kendisini ne kadar küçük düşürdüğünü anlar.
Allah insana bir ağız, iki kulak vermiştir. Bunun da en bariz şekildeki manası: “Bir konuş, iki dinle” demektir. “Söz gümüş ise, sükût altındır” cümlesini hemen hepimiz birçok kereler duymuşuz ve söylemişizdir.
İnsan yerinde yeteri kadar konuşmalı, şayet konuşmayı gerektiren bir ortam yoksa sükut etmelidir.
Dile hâkimiyet, sahibini yüceltir. Konuşma organı olan dili gelişigüzel ve uluorta kullanmak ise, sahibini toplum içinde şahsiyetsiz ve seviyesiz kılar.
Bir devlet büyüğü, vatandaşa hitap ederken kullandığı kelimelere çok dikkat etmelidir. Vatandaşın da devlet büyüğüne hitap ederken biraz daha edepli ve saygılı olması gerekir.
Birisini ikaz etmek zorunda kaldığımızda nasıl ve nerede yapmamız gerektiğini, takdir etmek istediğimizde de zaman ve mekânını seçebilmeliyiz.
Bir topluluğa hitap ederken, söylediklerimizi kulağımız duymalı. İnsanlara hitap ettiğimizi ve onların da kalpleri, hisleri ve hatta onurları olduğunu bilmeliyiz.
Bilhassa devlet büyüklerimiz ve siyasilerimiz, konuşma üsluplarına ve adabına çok dikkat etmelidirler.
Topluma kötü model olmamaları için, hiçbir surette argo konuşmamalıdırlar ve konuşma üslupları seviye kaybetmemelidir.
Konuşma üslubu; insanın kişiliğini, seviyesini ve seciyesini sergiler. Günümüzde, her hangi bir konu hakkında, bilende bilmeyende, fikir beyan ediyor ve ağzı olan konuşuyor.
Konuşmak bir ihtiyaç ama susmak ta bir sanattır.
Konuşma, insanların aklını kullanma sanatıdır. Yeri geldiği zaman, konuşmanın ve susmanın zamanını bilmek insanlar için en büyük meziyettir.
Devleti ve hükümeti yönetenler, ülkenin sorunlarını çok iyi bilmeli, düzgün ve az konuşmalı, yeri geldiği zaman sinirlerine hâkim olmalı ve vatandaşa devletin sıcaklığını hissettirmelidirler.
Konuşma üslubumuza dikkat edelim…
|