Sevgili okurlarım, 17 Ekim 2007 tarihli “Ordu millet el ele, yürüyelim Kandil’e” başlıklı yazımdan bölümler sunmak istiyorum.
Yazıma kahraman Mehmetçik için, içimden gelen bir dörtlükle başlamak istiyorum;
Ellerin dert görmesin askerim
Tüm gayretin özgürlük olsun dilerim,
Ne korku kaldı ne keder
Huzura kavuşuyor memleketim.
Burası Türkiye, biz Türk’üz, bağımsız yaşadık, yaşayacağız. “Sınır ötesi operasyonları” için belki dünya karşımızda olabilir… Kuzey Irak’a girmek, belki terörü kökünden bitirmeyebilir.
Ama Türkiye’nin bir itibarı var, haklı olduğumuz her konuda ses çıkarmadığımız zaman herkes karşımızda.
Komşumuz İran bile bizden daha güçlü olmaya başladı. Onun için yapılacak sınır ötesi operasyonu, sadece terör operasyonu değil, orta doğuda ki konumumuzla ilgili olacaktır.
Bugün Cumhuriyet’e yönelik saldırılar gerçek Atatürkçüleri yılgınlığa sürüklememelidir. Yapacağımız tek şey, umutsuzluğa kapılmadan, geçmişte büyük güçlüklere karşı milli birlik ve beraberlik içinde, ordu-millet el ele, Kurtuluş Savaşı vermiş büyük bir ulus olduğumuzun bilinciyle, daima ileriye bakmak olmalıdır.
Bugün Cumhuriyetimize karşı olan iç ve dış şer odakları toplumumuza zaman, kaynak ve hatta can kaybettirmektedirler.
Teröre binlerce vatan evladımızı şehit verdik. Artık sözün bittiği yerde, teröristlerin karşılaşacakları duvar, demokratik Cumhuriyet rejimidir.
Atatürkçü düşüncenin inançlı, kararlı ve bilinçli savunucusu olan Türk Ulusu ve onun bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri, Cumhuriyeti koruma ve kollama yönündeki kararlılığından asla vazgeçmeyecektir.
Cudi’den parlamento çatısı altına gelmiş olan bazı gafiller, her gün dağlarda güvenlik güçlerine pusu kuran, kurşun sıkan, terör örgütü mensuplarına, “Onlara terörist diyemem, onlar bizim kardeşimizdir” tabirlerini pervasızca kullandıkları yetmiyormuş gibi, şimdi de;
Oruç Başbakanın kafasına vurmuş; ne dediğini bilmiyor. Bizim arkamızda Cudi var. Türkiye, Irak topraklarına girerse halklar arasında savaş olur” diyorlardı.
Ağzından çıkanı kulağı duymayan bu sözde milletvekilinin, dokunulmazlığını kaldırarak kovun meclisten.
“Ordu millet el ele yürüyelim Kandil’e” diyerek, terörle mücadele kahramanlarına yurt genelinde destek çığ gibi büyüyor.
Dokuz yıl önceki köşe yazımda, bu bataklığın kurutulması için, sınır ötesi operasyon bir an önce yapılmalıdır, demiştim.
Nihayet anarşi ve terör karşısında, terörü siyasi malzeme yapmadan kesin tavrımızı aldık. Türk Silahlı Kuvvetleri, şehitlerimizin intikamını almak ve terör bataklığını kurutmak için Kuzey Irak’a girdi.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu operasyonu, PKK kamplarının Kuzey Irak’taki varlığı son buluncaya kadar devam etmelidir.
PKK, sadece kuzey Irak’ta değil; kentlerde masa başında, devlet kadrolarında, belediyelerde, parti binasında, parlamentoda, yanı başımızda, karşımızda ve içimizde.
Bu bataklıkları ne zaman kurutacağız?
Küpeli dağında 8 Ekim 2007’de şehit edilen 15 Mehmetçikten biri olan onbaşı Kasım Aksoy’un kızı olan ve yırtık çorabıyla milyonların yüreğini dağlayan Güneş’in ve binlerce şehit anasının acılarını dindirdiniz.
Artık Türk anaları “vatan sağ olsun” diyorlar. Millet olarak tek yürek olduk, kalbimiz Türk Silahlı Kuvvetleriyle. Hepimizin duası, Mehmetçik için. Ellerin dert görmesin askerim…
|