Sevgili okurlarım, her gün sizlerden çok sayıda mail alıyorum. Zamanla yarıştığım için, vakit buldukça yanıtlamaya çalışıyorum. Yararlı bulduklarımı da okurlarımla paylaşıyorum.
Bugünkü yazımda, Serdar Dündar’dan bana gelen bir e-maili sizlerle paylaşmak istiyorum:
“Bizlere ders verenlere bakın hele” diyor, Serdar Dündar…
Başlık “Batılı dostlarımıza”. Bu bir sitem değil, anı tazeleme ve hatırlatmadır…
“Sevgili Batılı Dostlarımız…
Türk Halkından ve Türkiye’den sürekli talepte bulunmakta ve bizlerde suçluluk duygusu uyandırmaya çalışmakta, sürdürdüğünüz iftira kampanyaları ile henüz dünyaya gelmemiş Türk vatandaşlarını bile, zan altında bırakacak bir insan hakkı ihlaline, meclislerinizde yasal ortam hazırlayarak, büyük bir demokrasi ayıbını, gelecekte tarihi kayıtlarda çok net bir biçimde yer alacak şekilde üslenmektesiniz.
Suç işlemektesiniz!
Ermeni soykırımı yapmışız… Kürtlere hak veriyormuşuz…
Siz hiç kendi tarihinize, geçmişinize baktınız mı? Siz kendi tarihinizle yüzleştiniz mi?
Bizi itham ettiğiniz gibi yüz yıl öncesine de değil, henüz 50 – 60 yıl öncesine, düne baktınız mı?
Gelin sizi aramaktan kurtaralım…
· Sevgili İngiltere:
İskoçya’yı, Kuzey İrlanda’yı, Galler’i neden serbest bırakmıyorsunuz? O milletler asırlardır bağımsızlık istiyor. Sizinle konuşacak o kadar çok şey var ki! Buralara sığmaz…
* Sevgili Kanadalılar; Ermeni soykırımı deyimini ilk kabul eden parlamentonun sahibi ülke, bize göre; İnsan haklarının direkt ihlalidir bu tutumunuz.
* Belçika milleti: Kongo’yu konuşalım mı sizlerle? Valonlar ve Flamanlar olarak resmen ayrı yaşıyor ve birbirinizle geçinemiyorsunuz.
* Fransız kardeşlerimiz, canlarınız: Cezayir’i konuşalım mı? Bask bölgesi ile Brötonların topraklarına da artık bağımsızlık verin.
Sormadan edemiyor insan: Bu kadar ayıbı olan insanların ne haddi ki bizim çok zor savaş koşullarında, kardeşimiz olarak bildiğimiz Ermenilerden destek beklerken bizi sırtımızdan bıçakladıklarında, haklı olarak çıkarmak zorunda kaldığımız bir kanunla, onları bölgeden uzaklaştırma ve başka bir bölgeye yerleştirme hareketine dil uzatmak..
* En büyük sözde müttefikimiz, uğruna savaşa girip imparatorluğu sona erdirdiğimiz, Avrupa Birliği önündeki en büyük engelimiz Alman dostlarımız. Size hiçbir şey söylemeyecek ve utanılacak olaylarla dolu tarihinizle ve Nazilerinizle baş başa bırakacağım. Dünyanı en büyük “Soykırım” uzmanları…
* İspanyol ve Portekizli arkadaşlar: Maya, İnka ve Aztek meselesini konuşalım mı? 16. yüzyılın başında Avrupa’dan kalkıp ta Güney Amerika’ya istilaya giderek on binlerce insanı ve tarihi yok etmediniz mi? İspanyalılar: Sizin Portekiz’e göre bir kabahatiniz daha var. Basklara ve Katalonlara bağımsızlık verin lütfen. Her millet kendi geleceğini tayin etsin ama… Toprak verin, lütfen…
* İtalya, sıkça kendimize benzettiğimiz dostlar:
Garibaldi öncesi bağımsız cumhuriyetler İtalya’sına geri dönün. Yok, olmaz diyorsanız, bari bırakın da Sardunya ve Sicilya bağımsız olsun.
* Rusya sürekli ülkemizden talebi olan komşumuz:
Dünya kadar özerk cumhuriyet var orada. Çoğu da Türk asıllı... Bırakın ne halleri varsa görsünler istiyorum.
* Komşumuz Yunanistan:
Epir bölgesi ezelden beri Arnavutluğun parçası olmak ister, bırakın şu garipleri. Makedonya’ya da yan gözle bakmaktan vazgeçin, ismi bile sizi rahatsız ediyor…
Hiç demokratik değil.
Batım Trakya’dan bahsetmeme gerek yok. Sahi, siz savaşa bile girmediğiniz bir ülkenin topraklarına çıkarak kadın kız, yaşlı genç demeden tecavüz edip sonrasında İzmir’den denize doğru gitmek zorunda kalmıştınız , değil mi?..
Kıbrıs’ta ders olmadı size. Ardından bizim terörist başımıza sahip çıkmaya kalktınız.
Yeter! Demiyor kimse size hala, biz demek istiyoruz…
* Müttefikimiz ABD: Eyaletlere bölünün. Amerika Birleşik Devletleri’ni tarihe gömün. Bizden Ermeni soykırımını kabul edip özür dilememizi, onlara torak vermemizi istiyorsunuz. Olur ne demek… Olur, ama siz önden buyursanız?
Amerikalı dostlar: “SOYKIRIM” a uğratarak topraklarını ellerinden aldığınız, dürüst kahraman ve en ahlaklı topluluklar olan Kızılderilileri konuşalım mı sizlerle?
Hiroşima’da sivil halkın üstüne atıp “SOYKIRIM” uyguladığınız milyonlarca sivil Japon vatandaşını konuşalım daha iyi… Eğer konuşacak haliniz var ise. Zavallı Afganları, demokrasi getireceğiz deyip “SOYKIRIM” uyguladığınız iki milyon Iraklıyı konuşalım.
Vietnam’ı mı yazalım, Kore’yi mi. Hangisini?
* Finlandiya, İsveç ve Norveç: Şu Laponlar’a neden bağımsızlık vermiyorsunuz?
Ey batılılar!..
Bizler kendi vatan topraklarımız üzerinde sizlerinde desteği ile sırtımızdan bıçaklanmış ve bunun haklı savaşını verirken, sizlerin ülkenizden binlerce kilometre uzaklıkta ki ülkeler ve insanlar üzerinde yaptığınız gerçek “SOYKIRIM” lara ne demeli?
Sayın Başbakanımız, Dışişleri Bakanımız… En iyi savunma taarruzdur. Benim yazdıklarımı sizlerin bilmemesi mümkün değil. Neden sizler de Batılı Dostlarımıza karşı bu ve benzeri argümanları kullanmıyorsunuz?
Yeter artık! ... Bizi haksız yere aşağılamalarından bıktık… Ermeni kapısıyla uğraşacağınıza, Azeri kardeşlerimize sahip çıkın. Dostla düşmanı ayırın artık, bize ATA’mızın verdiği onurlu vatandaşlığımızı iade edin, çok özledik o duruşu çok…”
Asıl bu ülkelere “ONE MİNÜT” deyin… Bizi ”HAMAS” tan daha mı az seviyorsunuz? |