Sevgili okurlarım, canlıların ve cansız varlıkların oluşturduğu doğal ortama çevre diyoruz.
Çevre, insan ile karşılıklı bir iletişim içerisinde olduğundan, insan faaliyetleri çevreyi olumlu ya da olumsuz yönde etkilemektedir. İnsanların sağlıklı bireyler olarak varlıklarını sürdürebilmeleri, yaşadıkları doğal çevreyle sıkı sıkıya ilişkilidir.
Aşırı nüfus artışı, düzenlenemeyen kentleşme, tarım ve sanayide çevreye duyarsız üretim biçimi, yoğun trafik, toprağın, havanın ve denizin kirlenmesi, doğal çevrenin bozulmasına yol açarak, canlıların yaşamını yok etmekte, gelecek için de bir daha dönüşü olmayan izler bırakmaktadır.
Bugün bütün dünyanın oturup üzerinde kafa yorduğu küresel ısınma tüm bunların sonucudur.
Yaşadığımız bir tek dünya olduğuna göre, bunu korumak ve gelecek kuşaklara yaşanabilir bir dünya bırakmak için, üretimden tüketime kadar her yerde çevreye duyarlı olmak ve her türlü tedbiri almak zorundayız.
Çevrenin korunması ve geliştirilmesi için bütün insanların her günü, çevre günü olarak algılayıp, kurallara uygun davranması yanında, bilinçli bir tavır alması gerekmektedir. Bu dünyanın çocuklarına kalacağını unutanlar, uyanın artık.
Uyanın da, dünyanın nereye gittiğini görün!
Bugün birçok kentin yolları delik deşik, yol boyu dökülen çöp torbalarının çirkin görüntüsü ve araçların eksozundan çıkan dumanlar, üzerleri açık akan atık sular ve plansız bir şekilde yapılmış binalar, insanları huzursuz etmeye yetiyor.
Bir araştırmanın sonuçlarına göre; insanların eve oranla, ofislerde çevreye karşı daha duyarsız olduklarını gösterdiği bildirildi.
Araştırma, çevre koruma adına evlerinde daha tasarruflu ve bilinçli hareket eden kişilerin, çalıştıkları ofis ortamlarında aynı duyarlılığı göstermediklerini ortaya koymaktadır.
Araştırmaya katılan ofis çalışanlarının yüzde 40'ı ofislerdeki en önemli çevre sorununun bilinçsiz baskı sonucunda ortaya çıkan, kağıt israfı olduğunu belirtti.
Bu sorunu, yüzde 37'lik oran ile ofislerde kullanılmayan ışıkların açık bırakılması sorunu takip etti.
Anayasamızın 53. maddesinde de; herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir, hükmüne yer verildikten sonra, çevreyi korumak, geliştirmek ve çevre kirlenmesini önlemeyi devlet vatandaşlar için, bir ödev olarak düzenlenmiştir.
Çağımızda hızla ilerleyen bilim ve teknoloji, insanların ve onu meydana getiren toplumların yaşamlarını etkilemekte, çevreyi de büyük ölçüde etkisi altına almaktadır.
Sağlıksız ve doğal dengesi bozulmuş bir çevre, başta insan sağlığını ve diğer canlıları etkilemektedir.
Sanayi kuruluşlarının bacasından çıkan duman ve motorlu taşıtların egzozundan atılan zararlı ve zehirli gazlar hava kirliliğine yol açmaktadır.
Ayrıca, çevre de önemli ölçüde gürültü yaratarak, insanın solunum ve sinir sistemini bozmaktadır.
O kadar çok sinirleniyorum ki, elindeki çöpü yere atarak etrafı kirleten, çevreye duyarsız insanlara.
Bu dünyanın çocuklarına kalacağını unutan, çevreye duyarsız insanlar, uyanın artık.
Uyanın da, dünyanın nereye gittiğini görün!
|