Sevgili okurlarım, dost ve yakınları bir bir kaybediyoruz. Her kaybedişin ardından yüreğime bir hüzün çöküyor.
Ölümü öldüremeyeceğimizi, her canlının mutlaka ölümü tadacağını bile bile.
Ölümün yaşı ve zamanı yok. Bir kaza ve ani bir bitişle ecel, bir yakınımızı aramızdan alınca, bunu içimize sindirmekte güçlük çekiyoruz.
Ölümüm mantığımıza sığacak bir kuralı olmadığını bildiğimiz halde! Çünkü kaybettiğimiz her insan kendisiyle birlikte bizim iç dünyamızdan da bir şeyleri söküp götürüyor.
O ölünce çevremizi o içinde yaşarken olduğu kadar dolu ve değerli bulamıyoruz. Çalışma ve yaşama gücümüzü besleyen iç kıymetlerden bir şeylerin eksildiğini hissederek karamsarlığa bürünüyoruz. İşte kardeşim rahmetli M. Yaşar Efe bunlardan birisi idi…
Onun anıları hafızamda taptaze duruyor. Sevgi dolu temiz yüreği, her zaman gülümseyen gözleriyle olgun ve iyimser bir insan olarak.
Benden bir yaş küçük olan Yaşar Efe hakkında idi ile biten cümleler kurmak, bana çok zor geliyor.
Bulunduğu her toplumda kendisiyle birlikte bir seviye götüren kişiler vardır. Değil onların meclisinde olmak, onların var olduğunu düşünmek bile bir rahatlık, bir huzur, bir tatlı övünme verir insana.
İşte rahmetli Aslan bunların en önde gelenlerinden birisi idi… Bizim gözümüzde medeni insanın bir simgesi idi.
Yaratılıştan nazik, saygılı, samimi, insancıl, her zaman sağduyulu ve iyi niyetli bir insan idi. Gençliğinden ve çocukluğundan beri olgun, alçak gönüllü, gösterişten hoşlanmaz, sessiz ancak coşku dolu idi…
Kelimenin tam anlamıyla dürüst, pazarlıksız, ödün vermeyen, başı dik, kendisiyle tutarlı, ölçülü, hızlı bir zekâsı vardı.
Akrabaları çok severdi. İsterdi ki çevresi de, kendisi gibi herkesle şakalaşsın, ahenk dolu, sevgi dolu hoşgörü içinde olsun…
İşte rahmetli Yaşar Efe, yüreği sevgi dolu kendisiyle barışık, böyle güzel bir insandı…
Dostluğu ile karşısındakine kıymet veren alçak gönüllü bir insanlardan idi.
Onu tanıyan herkesin de, bu duyguyu benimle paylaşacaklarından eminim.
O artık aramızda yok…
Her fani gibi o da, değerli evlatlar yetiştirerek bu dünyadan göç etti.
Karşıyaka Mezarlığı Camiinde kılınan öğle namazından sonra, rahmetli eşi Nesibe Yıldız Efe’nin mezarının yanında toprağa verildi.
Geride bıraktıklarının gözlerinden sessizce süzülen yaşlar, yanaklarındaki derin çizgilerde kayboluyordu. Etrafındakilere belli etmemeye çalışıyorlardı.
Cenazeye gelen herkesin üzüntüsünün ifadesi başkaydı. Kim teselli edebilirdi ki yüreklerdeki bu acıyı. Teselli etmeleri de gerekmiyordu. Bu acıyı da yaşadı herkes, dostluğu yaşadıkları gibi.
Acımız büyük… Güle güle değerli kardeşim Yaşar, seni hiç unutmayacağız, kalbimizde yaşıyorsun…
Mekânın Cennet olsun, Nur içinde yat…
Başın sağ olsun Osman,
Başınız sağ olsun Tamer, Özlem, Yiğit...
Başın sağ olsun Erdinç.
Başınız sağ olsun kardeşleri; Azize, Cesur, Kahraman...
O artık aramızda yok! Başımız sağ olsun…
|