Sevgili okurlarım, her sabah uyandığımda önce spor yapar, duş alır gazetelere bakarım.
Gazete başlıklarında günümüz siyasetinin, yanlışlarla dolu olduğunu, aydınların, paşaların, gazetecilerin tutuklu yargılandıklarını görünce üzülürüm…
Kahvaltıda çayımı yudumlarken, ülkenin içinde bulunduğu durumu kendi kendime sorgulama gereğini duyarım.
Ülkenin bu kadar sorunu varken, binlerce işsiz gencimiz imdat çığlıkları atarken, halkımız geçim sıkıntısı içinde inim inim inlerken, siyasilerimizin hala oy peşinde koşarak, asılsız vaatlerini sorgulamaya çalışırım.
Sorgularken de, tarafsız olacağımı zannederek yorumlar yaparım kendimce.
Sonra, tarafsız mıyım acaba diye düşünürüm.
Hayır, çünkü her kişi kendince bir düşünce tarzına inanmaktadır. Bu da tarafsızlığı ortadan kaldırır…
Ama bunun yanında hoşgörülü bir insansanız, o hoşgörünüz size o tarafsızlığı sağlayan en büyük yardımcı olur.
Hoşgörülü olabilmek, insanlar için büyük bir meziyettir. Kendisiyle barışık olan güzel huylu insanlar, yerine göre hoşgörülü olabilirler.
İnsanın en güzel huylusu ise, ahlakı en güzel olanıdır. İnsanlar birbirlerine karşı sevgi, saygı, şefkat ve acımalarında tek yürek olmalıdırlar.
Sizi seven birisi rahatsız olunca, diğeri gerçek dost ve arkadaşsa, hoşgörü ile affetmesini bilmeli, ona kanat gererek arkadaşının acılarını ve rahatsızlığını paylaşmalıdır.
İnsan hayatı çok kısa. Onun için birbirimize negatif ışın yerine, sevginin dostluğun ışınlarını göndermeliyiz.
Bazı güzel hasletler vardır ki, herkese nasip olmaz. Her insan onlara sahip olmak, onları kendi hayatında yaşamak ister.
Hayatta hoş görülü olmak, gönül kazanmak, af edebilmek ve insanlara gönül gözüyle bakabilmek ne kadar güzel bir duygudur.
Unutmayın sizin düşüncenizin açıkça savunulması, başkalarının sizin düşüncenize hoş görü ile bakmasındandır.
Yoksa durduğu yerde düşünceler ayaklanmazlar. Hoşgörü, düşüncelerin doğruluğunu, tartışılabilirliğini herkese kanıtlayacak en büyük araçtır. Bu aracı sağlıklı kullanma yoluyla her sorunun üstesinden gelebileceğimizi sanıyorum.
Hoşgörü sınırsız değildir: Sizin gösterdiğiniz hoş görüyü anlamayanlara veya size anlamadığını gösterenlere, hemen hoşgörüsüz olmak yerine, tartışma, uzlaşma ve açıklama yolu ile hoşgörünüzü göstermeniz, en önemli insani özelliklerden birisidir.
Hoşgörüsüz olan toplumların ilerleyebileceğini sanmamakla birlikte istisnalar olabileceğini de gözden ırak tutmamak gerekir. Ne zaman hoşgörü sahibi olursak, insanlar için özgürlüklerinde ne anlam ifade ettiğini anlarız.
Bir insanın hoşgörülü olabilmesi için önce kendini tanıması gerekir. Son günlerde birbirlerini yerden yere vuran siyasilerimiz de önce kendilerini tanımalıdırlar.
Kimdir, nedir, hayattan beklentisi nedir? Neden siyasete atıldılar… Önce bunları kavrayıp bilmeleri gerekir.
Bunları kavrayıp anladıkları anda, diğer insanlarında istek ve taleplerinin nasıl olabileceğini anlarlar. Bu da beraberinde sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü ve hizmeti getirebilir.
En basiti çoğumuz hoşgörülü değiliz. Ne zaman hoşgörü sahibi olursak, bence o zaman insan nedir tanımını yapabiliriz.
Huzurlu ve mutlu olmak, başkalarını da mutlu etmek istiyorsak, önce kendimizi sorgulayalım ve hoşgörülü insan olalım.
|