Sevgili okurlarım, taşı toprağı altın olan güzel ülkemin her köşe bir başka güzeldir bizim için. Ama doğup büyüdüğümüz memleketimizin hali daha başkadır.
Anladım ki Kilis’ten uzak olsak ta Kilisliyiz ve biz onsuz yaşayamayız. Bu bir tutku, bir kara sevdadır. Ve bir başkadır benim memleketim…
Türkiye’nin veya dünyanın neresinde olursanız olun, Kilis’i yaşamak ve yaşatmak yalnızca bir mutluluk değil, bir onurlu görevdir bence.
İşte bu görev anlayışı ile köşemde, zaman zaman Kilis’in sorunlarını yazıyorum. İlgi duyup köşe yazılarımı okuyanlar bilirler, insancıl duygularla Kilis’in sorunlarını dokuyup kamuoyuna sunuyorum.
“Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” Onun için yazılarım bazı sorumsuz ilgilileri rahatsız ediyor. Keyifleri kaçıyor adeta.
Sorumsuz ilgililer derken, Kilis Milletvekillerini eleştirmeyi amaçladığım zannedilmesin. Vatandaş, kimin nasıl hizmet ettiğini ve sorumsuz ilgilileri çok iyi biliyor.
Kilis’i seven her yüreğin ve sorumluluk bilincine sahip herkesin, bu sorunların çözümüne katkıda bulunacağına inanıyorum.
Kilis’ten uzak olan hemşeriler, onun Karataş’ından, Akpınar’ından, Söğütlüdersi’nden, İçeri Bahçesi’nden, Ravanda Kalesi’nden uzak gibi görünseler de, gerçekte onlarla yunmuş yıkanmış ve onlarla sevdalanmışlardır.
Bunun en güzel örneğini, İstanbul Kilis Vakfı Başkanı Yaşar Aktürk başta olmak üzere, Vakıf yönetim kurulu üyeleri, KİLYAD Yönetim Kurulu tarafından “Yılın Hayırsever işadamı” seçilen Coşkun Karabaşoğlu ve özde Kilisli işadamları vermektedir.
Coşkun Karabaşoğlu, doğup büyüdüğü kent Kilis’te, anne ve babasının adına “H. Mehmet ve Nazmiye Karabaşoğlu Mesleki Eğitim Merkezi” ni yaptırarak, yüzlerce gencimizin meslek sahibi olmalarına katkı sağlamıştır.
Hemşerimiz Hacı Mehmet Kazancıoğlu ve oğlu Rıfat Kazancıoğlu, Kilis Muallim Rıfat Eğitim Fakültesi binasını tek başlarına yaptırdılar. Kazancıoğlu ailesi’nin bu hayrı her türlü takdirin üstündedir.
Kilis’in ileride üniversite şehri olması için, yeni fakültelerin açılması lazımdı. Bunun için de önce fakülte binalarının yapılması gerekiyordu. İstanbul Kilis Vakfı Başkanı Yaşar Aktürk başkanlığında ki 38 işadamı, 0ndört yıl önce o günkü bayındırlık birim fiyatıyla 5 trilyon TL. sına mal edilen Kilis Fen-Edebiyat Fakültesini yaptırdılar.
Kilis Fen-Edebiyat Fakültesini yaptıran gönül zengini eğitim hayırseveri 38 iş adamımız şunlar:
Yaşar Aktürk, Mehmet Zelzele, Hüseyin Okatan, Selim Tekdirlik, Şükrü Calban, Adnan Bıyıkbeyi-Ceyhun Bektaş, Mehmet Yıldırım, Necati Çakır-Recai Çakır, Şefik Keçik, Alaattin Beyli, Cavit Özyardımcı-Yaşar Özyardımcı, Mehmet Otay, Hayrettin Mimaroğlu, Şahin Yağcı, Merih Gözen, Mehmet Boybeyi, Suphi Aşıcıoğlu, İhsan Günkan-Emin Günkan, Ali Söğüt, Mustafa Aksoy-Semih Sezai Yavaşça, Mehmet Cumbuş, Kadir Soybay, Hasan Savaş, İhsan Savaş, Mehmet Savaş, Nadir Tütüncü, Emin Sadık Güvenç, Mehmet Göycıncık ve Ali Badeli.
Ülke geleceği için, kalpleri eğitime katkı şevkiyle atan bu iş adamlarımızın en büyük hayal ve isteği; Kilis’in üniversite şehri olmasıydı. Gönül zengini olan bu eğitim hayırseverleri sayesinde Kilis Üniversite şehri oldu.
Bugün Kilis’te 7 Aralık üniversitesi var. Kilis bu üniversiteyi, gönül zengini ve eğitim hayırseverleri olan bu iş adamlarımıza borçludur. Siyasilere değil…
Onlar Kilis’e bu fakülte binalarını yaptırmasalardı, 7 Aralık Üniversitesi kurulur muydu?
Kilis’e fakültelerin açılması için YÖK’ten kararın nasıl çıktığını, bu konuda kimlerin gayret gösterdiğini, daha önceki köşe yazılarımda yazmıştım.
Bir başkadır benim memleketim ve onun eğitim hayırseverleri…
|