Sevgili okurlarım, Cumhuriyetimizin 94. yaşını kutluyoruz.
19 Mayıs 1919'da Atatürk'ün Samsun'a çıkarak Milli Mücadeleyi başlatıp, 29 Ekim 1923 tarihinde de "Türk Milletinin karakterine ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir." diyerek ilan ettiği Cumhuriyet, Türk Milletine bırakılmış en büyük miras ve vazgeçilmez bir değerdir.
Cumhur demek; halk demek, millet demektir.
Bu şekliyle Cumhuriyet egemenliğin, tek ve en üstün kaynağının millet olduğu, devlet ve toplum hayatına millet iradesinin yön verdiği devlet anlamına gelir.
Cumhuriyet bizim yaşam tarzımız,
Cumhuriyet özgürlüğümüz, demokrasimiz, seçme ve seçilme hakkımız.
Cumhuriyet egemenliğimiz, düşünce özgürlüğümüz, barış ve bütünlüğümüzdür.
Cumhuriyet, halkın hâkimiyeti, doğrudan veya seçtiği temsilciler aracılığı ile kullandığı devlet şeklidir.
Bu nedenle Atatürk Türk toplumu için geçerli yönetim şeklinin Cumhuriyet olabileceğini düşünerek: “Cumhuriyet; faziletli ve ahlakiye’ ye müstenit bir iradedir. Cumhuriyet fazilettir. Cumhuriyet iradesi faziletli ve namuslu insanlar yetiştirir” demiştir.
Büyük kurtarıcımız, milli kahraman, büyük devlet adamı ve eşsiz insan Atatürk’e millet olarak çok şey borçluyuz.
Cumhuriyetimizin 94. kuruluş yıldönümünü kutladığımız bugün, o büyük önderi her zamankinden daha çok anlamak, daha yakından tanımak ve çocuklarımıza ve gençlerimize tanıtmak zorunda olduğumuzun bilincinde olmalıyız.
O çökmüş bir imparatorluğun yıkıntıları üzerine modern bir Cumhuriyet kurdu. Geleceğe güvenle bakan bir millet meydana getirdi.
Bunları gerçekleştirirken hareket noktası ve başarısındaki sırları; Ondaki vatan ve millet sevgisi, bağımsızlık ve hürriyet aşkı ile ilim ve bilgiye vermiş olduğu önemdir.
Cumhuriyet'i korumak, kollamak, yaşatmak her yurttaşın ödevidir. Cumhuriyet yönetiminde, egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur.
Ulus kendini yönetme yetkisini temsilcileri - milletvekilleri- aracılığı ile kullanır. Cumhuriyet yönetiminde, yurttaşın seçme ve seçilme hakkı vardır.
Seçilen temsilciler yasalar yapar, yöneticileri ulusu adına denetler. Yönetilenler, dilerlerse seçimlerde yöneticilerini değiştirirler.
Atatürk’ün Cumhuriyeti ilan edişinden 94 yıl sonra, bir durum değerlendirilmesi yaptığımız zaman, kendimize sormamız gereken bir soru olmalı.
Biz bu güvene layık olabildik mi?
Atatürk’ün açtığı yoldan, onun sağladığı olanaklarla, Cumhuriyeti canları ve kanları pahasına bize kazandıran atalarımızın aziz anıları önünde, alnımız açık ve başımız dik olarak; “Ben sizin bize verdiğiniz bu kutsal emaneti korumak, geliştirmek ve yüceltmek için, elimden gelen her şeyi yaptım” diyebiliyor muyuz?
Atatürk'ü sevmek, kuru kuruya ben Atatürkçüyüm demekle olmaz. O'nu tanımak ve anlamakla olur. Anlamak için de O'nun düşüncelerini hayat görüşünü, kişiliğinin belirgin özelliklerini, ilkelerini ve devrimlerini bilmek gerekir.
Cumhuriyetin değerini anlamak için de; onun ne şartlarda, nelere rağmen ve ne pahasına getirildiğini bilmek gerekir.
Cumhuriyetin değerlerini bildikten sonra, Türkiye'nin parçalanması için bugün sahnelenen oyunlara, Türkiye'nin çıkarlarına karşı girişilen planlara karsı hiç bir Türk'ün seyirci ve duyarsız olacağı düşünülemez.
Aydınlık geleceğimizi görmenin huzuru içinde herkesin Cumhuriyet Bayramını kutluyor; Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, değerli komutanlarımız; şehitlerimiz ve gazilerimizi hürmetle yâd ediyorum.
Bugün, her yer Cumhuriyet… Cumhuriyetimizin 94. yıl dönümü kutlu olsun.
|