Kilis Yardımlaşma derneği 
 

 

 

 

 

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

 Türkiye'nin tek buz müzesi binlerce ziyaretçi ağırladı

 

 


  

 



 
14 MAYIS'TAKİ SEÇİMLER İÇİN 6 ADIMDA OY

KULLANMA REHBERİ



 
DEVAMI

 

magazin

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

CACA OYUNU CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ'NDE


 

 

 

Milli Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Temel ile Röportaj 


Klasik Türk müziği sanatçısı, icracı ve bestekar, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, vefatının birinci yılında yad ediliyor.


KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI FİLM ARŞİVİ

 
 
 
  AKPINAR Temmuz 2017 Sayısı
 
 
 AKPINAR Mart 2017 Sayısı
 
 
 
Bir insanlık dersi...
 
 

 Orhan SELEN

Devamı

 

  
Hava Durumu Bilgileri

 
Döviz Kurları

Anket
Anket Seçilmemiş
Diğer Anketler

Ziyaretçiler
Toplam Ziyaretçi :  29941086
Bugün Ziyaretçi :  15020
Aktif Ziyaretçiler :  6357

ÇABAMIZIN GÜZELİ
 
  “Eğer Türkiye bir saldırı düşüncesiyle Ada’ya ayak basmamış olsaydı, birkaç gün içinde bu topraklar baştanbaşa ele geçirilirdi. Bunu yapmadı. Ne karşısında mukavemet vardı ne de daha ileri yürümesine engeller, manialar bulunuyordu. Türkiye, bir gün içinde görevinin sona erdiğine inandığındandır ki kendi kendine hattını çizip durakladı… 
Eğer o zamanlar darbeciler tarafından öldürülmeye karar verilen Rumlar da bugün dolaşıp geziyorlarsa bunu Türk Ordusunun vaktinde ve zamanında adaya ayak basabilmesine borçludur”. 1982
                Dr. Fazıl KÜÇÜK
 
İnsanların yaşamında varlıklarını sürdürebilmelerinin bazı koşulları olduğu yadsınamaz. Ulusların da vazgeçilmezleri arasında egemenliklerinin, özgürlüklerinin ve güvenliklerinin sağlanması özel bir önem taşımaktadır. Bu unsurlardan mahrum olan ulusların dünya çapında saygınlıklarının da olmadığı biliniyor. Geçmişte yazılanlardan ve yaşananlardan çıkarılan derslerle bazı uluslar varlıklarını devam ettirebiliyorlar. Bu değerlere sahip olmayan ülkeler her zaman ezilmeye mahkumdurlar. Bu nedenle Kıbrıs Türkleri olarak bizlerinde anılan değerlere sahip olmamız adadaki kalıcılığımızla bire bir ilişkilidir.
Günümüzde elde ettiğimiz değerlere uzun soluklu bir mücadele sonrasında ulaştığımız konusunda uzlaşmamız gerekiyor. Yine bu değerlerimizi bize hiç kimsenin altın tepsi içinde sunmadığının da bilincinde olmalıyız. Karşımızdakiler ve onların destekçilerine karşı var olma mücadelesi vererek ulaştığımızı gençlere de anlatmak ve onları da bilgilendirmek gibi bir sorumluluğumuz olduğunu da kaydediyoruz. Dün yaşadıklarımızı anlatırken düşmanlık aşılanmaması gerekiyor. Yaşananları anlattıktan sonra gelecekte nasıl bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti istiyoruz sorusunun da yanıtını vermek durumundayız.
Geçmişte yaşananları anlatırken karşı unsurun yaptıklarına saplanıp kalmadan gençlerin neler istediklerini yine onlardan almak dinlemek gerektiğine inanıyoruz. “Sen çocuksun ne biliyorsun?” demek yanlışına düşmeden onları anlamak gerekiyor. Bu yaklaşım adada kalıcılığımızın da temelini oluşturacaktır. Bu temelin kurulabilmesini destekleyecek en önemli unsurların başında bir birimizi daha iyi anlamak ve sevmek olduğunu belirtmemiz gerekiyor.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 34. yılında bugüne dek yapılanların yanında daha yapacak işlerimizin olduğunun da bilincindeyiz. 2018 yılının ilk günlerinde demokrasinin gereği bir genel seçime gidiyoruz. Bu nedenle siyasi partilerin bir birlerini kırıp dökmeden kırıcı olmadan eleştirilerini yapmalarını istiyor ve bekliyoruz. Gençlere örnek olmak gibi bir yükümlülükleri olduğu bilincine siyasilerin uyacaklarına inanmak istiyoruz. Aynı havayı teneffüs etmeye devam ettiğimiz sürece bir birimizin yüzüne bakacağımızın da unutulmaması gerekiyor. 
Ada’daki kalıcılığımızı belirlerken özellikle 50 yılı aşkın süredir çözülemeyen uyuşmazlığın 50 yıl daha beklenemeyeceğinin de bilincinde olmak zorundayız. Crans Montana’da görüşme masasını devirerek kaçanlara BM Genel Yazmanı Bay Antonio Guterres’in sorumluluk yüklemeyip ayak topu söylemi ile top çevirmesi anlaşılır olmanın ötesindedir. Sorumluluğu Kıbrıs Türklerinin temsilcilerine yüklemesi tarafsız olmadığının da göstergesidir. O zaman yapılması gereken bu yaşananları kendimize anlatmak yerine dünya kamuoyunun da bilgisine getirmek durumundayız. 
İnsanların yaşamında 34 yıl önemlidir. Buna karşın devletlerin yaşamında 34 yıllık süre fazla uzun sayılmaz. Aradan geçen sürede devlet olarak ulus olarak yerinde saymadığımızı kimse yadsıyamaz. Bulunduğumuz yerden daha ileriye gitmek istiyorsak öncelikle Ulusal Konsey diye tanımladığımız yapının oluşturulması gerekiyor. Bu sürede yaşadıklarımız yeni kurulacak yapının önünde engel değildir, olmamalıdır. 
Başta Cumhurbaşkanı ve siyasi partiler olmak üzere bu yapının oluşturulması için çaba göstermeleri gerektiğini yineliyoruz. Yukarıda da belirttiğimiz gibi elde ettiğimiz kazanımları hiç kimse bize altın tepsi içinde sunmamıştır. 34 yıllık devlet yaşamımızda karşılaştıklarımız bunun göstergesidir. Devletimizi sokakta kurmadığımızın bilincinde olmamız ilerisi için umut ışığı olacaktır. 
Bu nedenle 34. yılına ulaşan devletimizin nice 34 yıllara ulaşabilmesi için hep birlikte el ele vererek çalışmamız gerekiyor mu ne…
SEVGİ ile kalınız…
 
                  
 

 

Ekleyen:  Ahmet GÖKSAN
Tarih:  27.11.2017
İzlenme: 
Yazdır:Yazdır
Eklenen Yorumlar 
Ahmet GÖKSAN Yazıları
GELECEĞİMİZİN YOLUAhmet GÖKSAN [ 28.12.2023 Devamı
DERİNDEKİ BİRLİKTELİKAhmet GÖKSAN [ 28.12.2023 Devamı
DEVLETİMİZ 40 YAŞINDAAhmet GÖKSAN [ 3.12.2023 Devamı
TARİHİN ANIMSANMASIAhmet GÖKSAN [ 3.12.2023 Devamı
BİRLİKTELİĞİN AMACIAhmet GÖKSAN [ 28.11.2023 Devamı
CİĞERİN KAVRULANIAhmet GÖKSAN [ 16.10.2023 Devamı
YOLCULUĞUN UMUDUAhmet GÖKSAN [ 11.10.2023 Devamı
KASNAĞIN AVARASIAhmet GÖKSAN [ 14.9.2023 Devamı
ÇABANIN CİDDİYETSİZİAhmet GÖKSAN [ 11.9.2023 Devamı
VİCDANIN ÇALIŞMASIAhmet GÖKSAN [ 14.6.2023 Devamı
VİCDANIN ÇALIŞMASIAhmet GÖKSAN [ 20.5.2023 Devamı
ÖRDEĞİN ŞAŞKINIAhmet GÖKSAN [ 1.5.2023 Devamı
SAVUNMANIN EDA’LISIAhmet GÖKSAN [ 18.3.2023 Devamı
ODAĞIN YENİSİAhmet GÖKSAN [ 8.3.2023 Devamı
TUZAĞIN GÖLGELİSİAhmet GÖKSAN [ 1.3.2023 Devamı
YILIN TANINMASIAhmet GÖKSAN [ 9.1.2023 Devamı
TİCARETİN AMBARGOSUAhmet GÖKSAN [ 1.1.2023 Devamı
DÜŞMANLIĞIN TAHRİKİAhmet GÖKSAN [ 13.12.2022 Devamı
HUYLUNUN HUYUAhmet GÖKSAN [ 10.12.2022 Devamı
TANITIMIN YOLCULUĞUAhmet GÖKSAN [ 2.12.2022 Devamı
YAPININ YENİLENMESİAhmet GÖKSAN [ 23.11.2022 Devamı
KAYIPLARIN KOMİTESİAhmet GÖKSAN [ 14.11.2022 Devamı
ÖZNENİN BULUŞMASIAhmet GÖKSAN [ 5.11.2022 Devamı
ÇAĞRININ YANITIAhmet GÖKSAN [ 19.10.2022 Devamı
KUŞAĞIN MÜCADELESİAhmet GÖKSAN [ 18.10.2022 Devamı
ÇEKİŞMENİN İÇİAhmet GÖKSAN [ 11.10.2022 Devamı
NOKTANIN ODAĞIAhmet GÖKSAN [ 22.8.2022 Devamı
NOKTANIN ODAĞIAhmet GÖKSAN [ 22.8.2022 Devamı
ÇÖZÜMÜN BARIŞIAhmet GÖKSAN [ 21.8.2022 Devamı
ÇALINAN ÇENEAhmet GÖKSAN [ 21.8.2022 Devamı
ÇÖZÜMÜN PLANLANMASIAhmet GÖKSAN [ 14.7.2022 Devamı
YAPILANMANIN YENİSİAhmet GÖKSAN [ 12.7.2022 Devamı
GERÇEĞİN BİLİNENİAhmet GÖKSAN [ 21.6.2022 Devamı
SAVAŞIN ANLAŞMAZLIĞIAhmet GÖKSAN [ 19.6.2022 Devamı
SÖMÜRGECİLİĞİN İNGİLİZCESİAhmet GÖKSAN [ 23.5.2022 Devamı
Sayfalar : 1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  
Yazarlar
Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN

HEM HER ŞEY DEĞİŞECEK HEMDE TÜRKİYE DEĞİŞMEYECEK
M. Yahya EFE

Dünya Engelliler Günü
Hüseyin TOPRAK

UYAN ŞAHİN UYAN GÖR NELER OLDU…
Harika ÖREN

İnsanlığın Kırmızı Çizgileri
Metin Mercimek

YAŞAM ANLAYIŞIMIZ SEVGİ OLSUN
Belma Demir AKDAĞ

BİR YIL DAHA GİTTİ
Ahmet GÖKSAN

GELECEĞİMİZİN YOLU
Sevgi Ünal

YAZMIŞ KIŞMIŞ
Münevver ÖZCAN

TANIK OL KARAR VER
Dr. İbrahim ATEŞ

ÂŞÛRÂ GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Nevin BALTA

İzmir İktisat Kongresi 100 Yaşında
Şahika ÖNER

BENİM ANNEM!
Ayten YAVAŞÇA

Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Fevziye ŞİMDİ

UMUT
Günseli RUMELİOĞLU

EVRİMİN GÜNCELLENMESi
Yekta Güngör ÖZDEN

Ne günlere kaldık…
Oktay ZERRİN

Anadolu Mektebi Okul Paneli
Arzu KÖK

Gençler!...
Dr. Doğan KUŞMAN

Müslüman mısınız?
Alev YILDIRIMCI

Zaman yok
Handan ÇÖLAŞAN

Bu DÜNYA
Bekir COŞKUN

Yazı bilmem
Orhan SELEN

UNUTKANLIK SALGINI
Elveda TANIK

LEBALEB KONGRE...

>>>>>>>>>>>>>>>>>>
 



 

 


>>>>>>>>>>>>>>>>>
 

 

 

 

Her Hakkı Saklıdır. Efe'ce Haber Gazetesi © 2008 Tasarım : Linear Yazılım

Reklam