Sevgili okurlarım, ülkemizde büyük bir güven bunalımı var. Her geçen gün artan bu güven bunalımı, sadece yer sarsıntısı değil, politik sarsıntılar, toplumsal yıkımlara varan değişimler, ahlaki başkalaşımlar bu bunalımı daha da körüklemektedir.
Güvenmek, bir şeye inanmak, ondan emin olmak ve bunu eyleme dönüştürmektir. Diğer bir ifadeyle, güvenmek yalnızca inanmaktan öte, inandığını açıkça ifade etmek ve buna göre davranmaktır.
Kaybedilmesi kolay, kazanılması zor olan duygudur. Karşınızdaki insandan hiç ummadığınız anda yediğiniz bir kazık sayesinde rahatça kaybedebileceğiniz bir duygudur.
Güven duygusu kolay kazanılmaz ve eyleme dönüşmesi uzun zaman alır.
Buna karşın, güvenin kaybedilmesi çok kolaydır ve bir anda olabilir. Bu nedenle, güven duymak, başkalarının güvenini kazanmak ve bu güven duygusunu korumak gerçekten emek ve zaman harcanmasını gerektiren bir süreçtir.
İnsanlar arasındaki ilişkilerde en temel duygu; güvendir. Güvendiğiniz insanları seversiniz, onlara saygı duyarsınız. Eğer birine güveniyorsanız en gizli sırlarınızı paylaşır, her tür işbirliğine açık olursunuz.
Güven duygusu zayıf olan insan, karşısındaki insanlara güvenmez ve benzer şekilde onlardan da kendisine güvenmelerini beklemez.
Eğer bir insanın güvene dayalı ilişkiler kurma isteği ve ihtiyacı varsa her şeyden önce güvenilir bir insan olması gerektiğini bilmesi gerekir.
Sözü ve özü bir, söylediğini yapan ve yaptığını söyleyen bir kişi olmak, ilişkilerinde adil ve tutarlı davranmak ve bütün bunları sürekli yapmak güvenilirliğini sağlayacaktır. Güvenilir bir kişi olmak, insanın yaşamda kazanabileceği en önemli ve üstün özelliklerden biridir.
Güvenmek, inandığını açıkça ifade etmek ve buna uygun biçimde davranmaktır.
Bireyler kendilerini doğru ifade edebildikleri sürece güvenilir olurlar. Güven sağlamak uzun ve sabır gerektiren bir süreçtir.
Gerçek dostluk ve arkadaşlıklar yılların geçmesiyle, insanların birbirini tanıması ve tartmasıyla, güven duygusuyla kurulur. Güveni sarsmadan bu güzel münasebetleri hayat boyu sürdürmek gerçekten zordur. Güven sarsılınca bütün ilişkiler bir anda yıkılır; yere düşen cam misali paramparça olur. Çünkü emniyet hissi insanları birbirine bağlayan, alâkalarını geliştiren bir yapıştırıcıdır.
Günlük hayatımızda temas içinde olduğumuz değişik kişiler vardır. Kimisiyle ticarî ilişki, kimisiyle birlikte çalışma, kimisiyle sadece selâmlaşıp geçme veya ayaküstü bir konuşma şeklinde sürer bu münasebetlerimiz.
Bazı kimselerle ise sevgilerimizi, dertlerimizi, sevinç, endişe ve hasretlerimizi paylaşırız. Hayat onlarla daha tatlı, daha manalı hâle gelir. İç dünyamızı açabildiğimiz bu insanlar doğrularımızı ve yanlışlarımızı, iyi ve kötü yönlerimizi dostça söylerler yüzümüze karşı.
Dostluğu, arkadaşlığı, kardeşliği, sırdaşlığı onlarla yaşarız. Gerçek dostluk ve arkadaşlıklar yılların geçmesiyle, insanların birbirini tanıması ve tartmasıyla, güven duygusuyla kurulur.
Güveni sarsmadan bu güzel münasebetleri hayat boyu sürdürmek gerçekten zordur. Güven sarsılınca bütün ilişkiler bir anda yıkılır. Güven olmadan sağlıklı iletişim de olmaz, ilişkiler de kurulmaz.
Günümüzde insanların birbirlerine kolay duyamadığı, veremediği bir duygudur güven. Bazen öyle biri çıkar ki karşınıza, size göre tam güvenilecek biridir.
En çok yapılan hata da ona bir anda güvenmektir. Sonra yaşadığınız her hayal kırıklığında, çok daha fazla üzülürsünüz.
Bu nedenle, bir kişiye güvenmeden önce, ne kadar güvenilir bir tip olursa olsun, onunla uzun bir zaman geçirmek gerekir; çünkü zaman, her şeyin ilacıdır.
Güven duygusu kolay kazanılmıyor.
|