Sevgili okurlarım, Türkiye’nin takip ettiği barış politikası; Ulu Önder Atatürk’ün barışçı politikası sonucu, “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” formülü içinde açık bir biçimde ortaya konmuştur.
Atatürk’ün bu barış politikası, bir taraftan yurt içinde barışı sağlarken, öte yandan yurt dışında barış ve güvenliğin uluslararası alana da yayılmasını hedef almaktadır.
Atatürk, devletlerarasında dostluğun, barışın ve güvenliğin bütün dünya milletlerince kabul edilerek uygulanması sonucu “Dünyada Barışın” sağlanacağı görüşündedir.
Dünyada barışın sağlanabilmesi için; ülkelerde yaşayan tüm insanların durumlarını iyileştirecek, uluslararası önlemlerin alınması gerekir.
Dünya da barışın sağlanması için; insanlığın tümünün refahı, açlık sefalet ve baskının yerine geçmelidir.
Dünya da barışın sağlanması için; tüm devletlerin vatandaşları, kıskançlık açgözlülük ve kinden uzaklaşacak şekilde eğitilmelidir.
Ayrıca savaş, yasa dışı sayılır ve uyuşmazlıklar barışçı yollardan çözülmeye çalışılırsa, işte o zaman dünyada barış sağlanır.
Oysa günümüzde, yurtta ve dünyada barışa hasret kaldık.
Barış kelimesini duyamaz olduk, unuttuk adeta.
Bunun sonucu, insanların birbirlerine karşı güveni kalmadı.
Yurtta ve dünya da terör olayları arttı. Tok acı, kuvvetli zayıfı eziyor.
Türkiye ve Avrupa'da terör örgütü DEAŞ tarafından düzenlenen terör saldırılarında yüzlerce kişi yaşamını yitirdi.
Türkiye'nin terör örgütü DEAŞ’a yönelik yaptığı başarılı operasyonlar sonrası etkinliğini yitiren örgütün gerçekleştirdiği terör saldırılarında onlarca vatandaşımız yaşamını yitirdi.
DEAŞ, Türkiye'deki ilk terör saldırısını Hatay'ın Reyhanlı İlçesi'nde yaptı. Kanlı saldırıda 52 kişi öldü, 146 kişinin yaralandı.
20 Temmuz 2015'te Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde yine DEAŞ terör örgütü tarafından gerçekleştirilen saldırıda 33 kişi hayatını kaybetti.
Avrupa da, İspanya'nın başkenti Madrid'de 3 ayrı trene bombalı saldırı düzenlendi. El Kaide'nin üstlendiği saldırılarda 191 kişi yaşamını yitirdi, yaklaşık 2 bin kişi yaralandı.
İngiltere'nin başkenti Londra'da ise, 4 terörist çantalarında taşıdıkları patlayıcılarla yoğun ulaşım noktalarında intihar saldırıları düzenledi. Bu saldırılarda 56 kişi öldü, 700 kişi yaralandı.
Fransa'nın başkenti Paris'te mizah dergisi Charlie Hebdo'nun ofisine silahlı saldırı düzenlendi. Olayda 12 kişi öldü, 11 kişi yaralandı.
Ateş düştüğü yeri yakar.
Ülkemizde ve dünyada bu terör saldırılarının korkunçluğu, yol açtığı can kaybı, verdiği maddi ve manevi hasarı, açtığı yaraları ancak daha önce terörün nefesini hisseden; Reyhanlı, Suruç, Madrid, Londra, Paris ve diğer kentlerde yaşayanlar bilir.
Terörist saldırıların tümündeki benzeyen nokta; dünyadaki kötülük yapmaya çalışan kötü insanların olduğu gerçeği ve bu insanların, terörle bir ülkeyi kilitleme, dehşet ve ölüm saçma kabiliyeti.
Bugün size, yarın bize!
Yapılan bu terör saldırıları, insanlığa karşı, medeniyete karşı yapılmış birer saldırıdır.
Terör örgütü PYD’ye silah ve mühimmat veren ABD, aklını başına toplayarak bu sevdadan vazgeçmelidir.
Teröre karşı bütün devletlerin bir ortak mücadelesinin olması gerekir.
Dünyada barışın sağlanması için, küresel teröre karşı küresel barış şarttır.
Bunu sağladığımız zaman, dünyada terör bataklığı kurutulur.
|