1874 yılında Kilis’in Cedit Mahallesinde doğmuştur. Zabtiyye Çavuşlarından Abdülkerim Bey’in oğludur. Kilisliler babasına “Kerim Çavuş” derlerdi. Ahmet Rif’at doğmadan babası vefat etmişti. Bu nedenle Rıf’at’ı annesi Emine Hanım büyüttü.
Rif’at’ın İsmail, Ahmet ve İbrahim isimli üç dayısı vardı. Dayılarına “Çilonun oğulları” derlerdi.
Muallim Rif’at Bilge, babasına “Kerim Çavuş” dendiğini ve Adının Ahmet Rif’at olduğunu,
“Tercüme-i Halim” isimli şiirinin son dörtlüğünde şöyle dile getiriyor.
”Kerim Çavuş olğluyum
Gönlü dertli dağlıyım
Adım Ahmet Rif’at’tır
Ben Kilis’e bağlıyım.”
Kerim Çavuş oğlu Ahmet Rif’at,, dayılarının yardımıyla ilk ve Rüştiyye öğrenimini Kilis’te yapmış ve 1892 yılında Kilis müftüsü Abdurrahman Efendi’den İcâzet-name almıştır.
Daha sonra, 18 yaşında İstanbul’a gelmiş ve 1898 yılında İstanbul Dârü’l Muallimin’in yüksek kısmından birincilikle Şahadetname alarak öğretmenlik mesleğine atılmıştır.
Bu arada Kilis’te bulunan ve bahçedeki su küpünden bir tas su içmek suretiyle zehirlenerek vefat eden annesi Emine Hanımın ölüm haberi, Muallim Rif’at’ı son derece üzmüştür. Muallim Rif’at, önceleri Rüşdiyye ve İ’dâdiler’de, sonraları liselerde Türkçe, Arapça, Farsça, Tarih ve Edebiyat öğretmenliği yapmıştır. Medresetü’l Kuzât’da ceza kanunu, İmam Hatip Mektebinde ise Felsefe dersleri vermiştir.
Ayrıca, İstanbul Üniversitesi İlahiyat ve Edebiyat Fakültelerinde Arap Dil ve Edebiyatı derslerini okutmuştur. Bu arada İstanbul Hukuk Fakültesinden de pekiyi derece ile mezun olmuştur.
Adının başına hep “Kilisli” sözcüğünü kullanan Türkoloji dünyasının bu ünlü bilgini “Muallim” lakabıyla da ün yapmıştır. Bu nedenle Ahmet Rif’at Bilge’ye kısaca “Kilisli Muallim Rif’at” derlerdi.
Türk diline unutulmaz hizmetler vermiş ve şöhreti yurt sınırlarını da aşmış olan, Kilisli Muallim Rif’at’ı Avrupa’da tanıyordu.
Türkiye’ye gelen müsteşrikler onu arayıp buluyorlardı. Fuat Köprülü’nün onun eserlerine ön söz yazması, H. Ritter gibi bir müsteşrikin onunla işbirliği yapması, bu bilim adamının kadrini yükselten büyük bir belgedir.
Muallim Rif’at kendini tamamen ilme vermişti. Hayatta onun her şeyi kitaplardı. Bu nedenle 38 yaşında nişanlanmış ve 40 yaşında İstanbul eşrafından Fatma Saibe Hanımefendi ile evlenmişti. Bu evlilikten üç kızları oldu. Mutlu idiler. İyi bir ev hanımı olan, güzel ud ve keman çalmasını bilen Fatma Saibe Hanım, kısa zamanda Kilis yemeklerini pişirmesini de öğrenmişti.
Kilis yemeklerinden Oruk ve Şeyh-ül Muhş’i yi çok seven Muallim Rif’at, sabah kahvaltılarında ise sadece kuru ekmek yer ve birkaç bardak çay içerdi.
Türk dilinin birinci derecede önemli eski anıtlarından birçoğunun ilk yayımlarını yapmak, resmi ve özel kütüphaneleri araştırarak bazı anıtları ortaya çıkarmak, Kilisli Muallim Rif’at’ın Türk Filolojisine yapmış olduğu en büyük hizmetlerdir.
XI. Yüzyıl Hâkaniye Türkçe’sinin şaheserlerini, en eski Oğuzca metinleri, XIV.-XV. Yüzyıl Kıpçak Türkçesi yadigarlarını ve Divân-ü Lûgat-it-Türk’ü bilim dünyasına tanıtan Kilisli Muallim Rif’at Bilgedir..
Muallim Rif’at Bilge, Türk edebiyatı ve Türk tarihi konusunda kendini kabul ettirmiş, titiz, dikkatli, çalışkan, sabırlı ve başarılı bir araştırmacıdır.
O çok okuyan, okuduğunu anlayan ve değerlendirmesini bilen bir dil bilginidir.
Gerçi herkes bir ölçüde okur amma, hiç kimse Kilisli Rif’at gibi okuyamadı. Çünkü Rif’at kitap değil, kütüphane okurdu. Okuduğu kütüphanelerde hangi kitabın hangi değerde ve nitelikte olduğunu bilir, ona güre de değerlendirmesini yapardı.
Kendi deyimiyle yüz bine yakın kitap okumuş olan Muallim Rif’at’ın okumadığı kitap kalmamıştır. Türk Dil Kurumu çalışmalarının temelini oluşturan eserlerin başında gelen “Tarama Sözlüğü” nün ortaya çıkışında da en büyük çaba, Muallim Rif’at’ın olmuştur.
Divan-ü Lügat-it Türk, İlmi Mühenna Lügatı, Dede Korkut ve Keşf-üz Zunun üzerindeki uğraşları, adını ansiklopedilere geçiren etkenlerden birkaçıdır.
Daha sonraki araştırmaları olduğu için henüz ansiklopedilere geçmemiş olan Muallim Rif’at’ın “Tarama Sözlüğü’ne katkıları” da yazmış olduğum, “Kilisli Muallim Rif’at” adlı kitabımda yayınlanarak gün ışığına çıkmış oldu.
1941-1976 yılları arasında Türk Dil Kurumunda Ömer Asım Aksoy’un yönetimimle hazırlanmış ve sekiz cilt olarak basılmış olan bu önemli sözlük, XIII. Yüzyıldan beri Türkiye Türkçesiyle yazılmış kitapların taranmasıyla elde edilen iki yüz bin örnek arasından seçtiğimiz altmış bin tanığa dayanmaktadır.
Tarama çalışmalarına katılan elli beş yetkili kişi 227 kitap taramıştır. Buna göre her birinin ortalama dört kitap taramış olduğu sanılacaktır. Hayır, öyle olmamıştır; 227 kitabın 82’sini Kilisli Rif’at Bilge, geri kalan 14’ini elli dört kişi taramıştır.
Bu koca Kilislinin dağlar deviren çalışmalarından sadece bir bölüm ve özgeçmişine eklenecek çok parlak bir yapraktır.
Kilisli Muallim Rif’at Bilge, sadece Türk edebiyatının değil, dünya gezi edebiyatının önde gelen eserlerinden Evliya Çelebi’nin ünlü Seyahatname’sinin yedinci ve sekizinci ciltlerini de Muallim Rifat Bilge yayınlamıştır.
Ortak çalışmalara da eşsiz bilgisi ve azmiyle katkıda bulunan Muallim Rifat Bilge, Veled Çelebi İzbudak ile Sultan Veled’in Divan-ı Türki’sini, Şerafettin Yaltkaya ile Keşfü’z-zunun’un ve zeylinin yayınını gerçekleştiren Kilisli Muallim Rif’at Bilge, ayrıca Arap ve Fars klasiklerinden pek çoğunu Türkçemize kazandırarak, Türkçülük düşüncesinin gelişmesine de yardımcı olmuştur.
Bu düşünce Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda da etkili olmuş, Ulu Önder Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür” özdeyişinde de ifadesini bulmuştur.
Şunu üzülerek belirtmek istiyorum; bu büyük insan, değerli araştırmacı ve edebiyatçı Kilisli Muallim Rif’at Bilge, okullarımızda ders kitaplarında yok.
Unutulmuş, konulmamış, bilinmiyor ve genç kuşak tanımıyor. Oldukça üzücü ve milli eğitimimizin bir noksanı ve ayıbıdır diye düşünüyorum…
Türkoloji Alimi Kilisli Muallim Rif’at Bilge, okullarda ders kitaplarında konu olmalıdır…
Adını başında hep “Kilisli” sözcüğünü kullanmış olan bu bilgi anıtı, kendisiyle birlikte Kilis’e de uluslar arası ün kazandırmıştır.
Kilisli Muallim Rif’at Bilge’yi bütün Türkler her zaman minnetle anacaktır.
Kilisli Muallim Rif’at’ın Kurtuluş Savaşı yıllarında, Kilis’in Fransızlar tarafından işgali sırasında, ulusunun yazgısını değiştirmek için savaşan mücahitleri teşvik için yazmış olduğu, meşhur bir gazeli vardır.
Bu Kilis’e övgü gazel, uzun yıllar birçok kitap ve dergilerde hatalı olarak yayınlanmıştır.
Değerli Bestekâr ve devlet sanatçısı Prof. Dr. Alâeddin Yavaşça tarafından Rast makamında bestelenmiş olan bu gazelin tarihçesi ile ilgili olarak, Kilisli Rif’at bey’in 5 Şubat 1944 tarihinde “Kerim Çavuş oğlu Ahmet Rif’at” imzasıyla Kilisli Fransızca öğretmeni Sait Dilmen’e yazmış olduğu bir mektup var.
Sait Dilmen tarafından talebesi Av. M. Cemalettin Güçdemir’e verilmiş olan belge niteliğindeki bu mektup ve ekleri, 02 Şubat 1987 tarihinde Sayın Güçdemir tarafından Latin alfabesine çevrilerek, “Kilisli Muallim Rif’at Bilge” adlı kitabımda yayınlanmak üzere bana verildi.
Mektubun detaylarını kitabımdan okuyabilirsiniz.
GAZEL
Kilis mehd-i vücûdum, mevlidim, il âşiyânımdır,
Kilis bağım, baharım, cennetim, ârâm-ı cânımdır.
Türâb-ı anberim, miskim, taşı yâkûtum, elmâsım,
Suyû ab-ı hayâtım, evleri kasr-ı cinânımdır.
Rıcâli ehl-i irfândır, nisâsı hûr-i dünyâdır,
Çocuklar akl-ı evveldir, Kilis başka cihânımdır.
Zümürrttür bütün dağlar, muattardır bütün yerler
Kilis dünyada bir tâne makâm-ı dilistânımdır.
Uzak düştüm fakat gönlüm Kilis’ten çıkmadı Rif’at,
Kilis pek sevgili annem… Kilis rûh-i revânımdır.
Her zaman sade bir Türkçeyi savunarak, dilimizin yabancı kelimelerden arınmasını istemiş olan, Türkoloji dünyasının bu ünlü bilgini Kilisli Muallim Rif’at, 22 Şubat 1953 Pazar günü, Ankara Maltepe’de ki evinde geçirmiş olduğu bir kalp krizi sonucu, 79 yaşında hayata gözlerini kapamıştır.
Kabri, Ankara Cebeci Asri Mezarlığındadır.
Mezarı 15 yıl önce, Kilis Yardımlaşma Derneği tarafından, Maraşlı hayırsever Sayın Melek İpek Hanımefendi’nin maddi katkılarıyla onarılarak yeniden yaptırılmıştır.
Kilisli olarak ve bir Türk vatandaşı olarak, kendisiyle daima iftihar ettiğimiz hemşerimiz Kilisli Muallim Rif’at Bilge’yi ölümünün 65. yıldönümünde minnet ve şükranla anıyorum.
Onu bütün Türkler her zaman minnetle anacaktır.
Nur içinde yatsın.
Kilisli Muallim Rif’at’ın Eserleri :
1- Kitab-ı Dede Korkut (Ala Lisan-ı Ta’ife-i Oğuzan, Dresden yazmasından, 1914)
2- Divanu Lugati’t-Türk (3. cilt 1. ve 2.cilt 1915. 3. cilt 1917, İstanbul Matbaa-i Amire)
3- İdni Mühenna Lugati (İstanbul, Müze Kitaplığından, 1919)
4- Ferheng-Name-i Sa’di Tercümesi (Ali Emiri Efendi kitaplığından, 1924)
5- İbni Mühenna’nın ( El-Kavaninü’l – Külliye Li-zağlil Lügatı- Türkiye) sinin istinsah ve tashihi, (Sait Ali Paşa Kitaplığından 1928)
6- Sultan Veled’in Divan-ı Türki’si (Veled Çelebi (izbudak) ile birlikte, 1925
7- Astarabadi’nin Kadı Burhaneddin tarihi olan Bezm-u Rezm (Farsça metin, 1928)
8- Ebu Hayyan’ül Endülisi’nin Kitabü’l-idrak Li-Lisani’l Etrak’ine yazılmış olan 1531 kelimelik Haşiye (Veled Çelebi ( İzbudak ) ile birlikte 1936
9- Maniler (1928)
10- Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nin (7. ve 8.ciltlerinin Türkçeye çevrilmesi, 1928 )
11- Şeyh Sa’diden Gülistan ve Bostan Tercümeleri (1943)
12- Keşf-üz Zunun ile Zeyl’in basım ve yayımı (Şerafeddin Yaltkaya ile birlikte, 1.11.1941, 1945)
13- Suyolcuzade Mehmet Necib’in Devha-tül-küt-tab’ının tertip ve tashihi, (Güzel Sanatlar Akademisi Neşriyatından No: 16 İ stanbul 1942)
14- Esma-i Müellifin, I (İbnü’l- Emin Mahmud Kemal İnal ile birlikte, 1952)
15- Salaheddin-i Safeddi’nin El-Vafi Fi’l- Vefetat’ı (H.Ritter ile birlikte)
16- İmam Hasan’ın Ahkam-ı Kur’an’ı Celal-i Devvani’nin Arznamesi ayrıca da Yeni Sarfı Arabi, gibi eserler tarafından istinsah ve tashih olunmuştur.
17- ( Kutbi Mekki’nin ) İstanbul Seyahatnamesi, ile ( Utu’nin ) Sultan Mahmut Gaznevi ile babasına ait tarihini tercüme etmiştir.
Ayrıca Kilisli Muallim Rif’at Bey, Birçok Arap ve İran klasiklerini de Türkçeye çevirmiştir.
|