Sevgili okurlarım, yaşarken büyük işler yapmak ve yaşarken toplum tarafından sevilmek çok güzel bir şey. İnsanı onurlandırır, değerlendirir ve mutluluk verir.
İnsanlar ise, yaptıklarıyla ve yapamadıklarıyla değerlendirirler. Yapılan bütün güzellikler ise daima çekici ve hoştur.
Çekemeyenler tarafından, haksız yere eleştirilseler de, kadir kıymet bilenler tarafından takdir edilirler
Vakıflara hizmet etmek için birçok insanın samimi ve sıcak hisleri vardır muhakkak.
Duyarlı ve bilgili kişiler bu makama getirilirse, vakıflar emin ellerde olur ve memlekete daha çok hizmet yapabilirler.
Yöneticiliğin okulu yoktur, bu bir yetenek ve tecrübe işidir. Aynı zamanda, yöneticinin genel kültürü ve insanlık yönü de çok önemlidir.
Otoritesini bulunduğu mevkiden değil, bilgisinden alan yöneticiler, her zaman alçak gönüllü olur ve herkes tarafından sevilir sayılırlar.
Vakıfları iyi yönetenler, yöneticilik vasfı bittikten sonra, o mevkiden ayrılmış olsalar dahi, kendisine duyulan sevgi ve saygı ölünceye kadar devam eder.
Çünkü o, hayat üniversitesini bitirmiştir. Mevki sahibi iken, koltuğuna oturup kasılmamış, her seviyeden kişiye değer vermiş, onurunu her şeyin üstünde tutmuş, kültürlü, ne yaptığını bilen, atılgan ve başaran bir başkan olduğu için de, vakfı iyi yönetmiş, bunun sonucu olarak ta milletin gönlünde taht kurmuştur.
Çırak Eğitim ve Öğretim Vakfı Başkanı İbrahim Karakoç’ta, böyle başarılı bir yönetici bence. İşte böyle bir başkanı, insan başına taç eder.
Onu tanıyanlar, iyiliğini, özverisini, vakıfta yaptığı üstün hizmetleri, büyük bir coşku ile genç kuşaklara anlatır.
Oysa böyle vakıf yöneticileri günümüzde çok azaldı.
Bugünkü yazımda, İbrahim Karakoç’un başkanlığını yaptığı Çırak Eğitim ve Öğretim Vakfından söz etmek istiyorum.
Bu vakfın amacı, temel eğitim mezunu çocuklarımızın arzu ettikleri meslek dallarında yetişmelerine yardımcı olmaktır.
Çırak Eğitim ve Öğretim Vakfı, çırakları güvence altına alan ve onların yasal haklarını koruyan 3308 sayılı Çıraklık ve Mesleki Eğitim yasasının çıkarılmasında etkin olduğu gibi yasanın takipçisi de olmuştur.
Bu yasayla okuma imkânı bulamamış yetenekli çocuklarımızın, Milli Eğitim Bakanlığı Çıraklık Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğüne bağlı Mesleki Eğitim Merkezlerinde eğim görmeleri sağlanmış çırak, usta ve işveren ilişkileri düzenlenmiştir.
1987 yılında kurulan vakıf, ülkemiz gençlerinin birer meslek sahibi olması ve gelişen çağa paralel, teknolojik bilgilere sahip, vasıflı, üretken birer teknik eleman olarak bilgili, becerili ve iş alışkanlıklarına sahip, yüksek verimi gerçekleştirecek insan gücünün yetiştirilmesi için, büyük gayret göstermektedir. Bu gayretleri daha verimli hale getirmek için, Vakıf ilgili Bakanlıklar ve Üst düzey Bürokratlarla görüşerek yazılı ve görsel basında konuları kamuoyu ile paylaşıp Mesleki ve Teknik Eğitimin daha iyi anlatılarak tanıtılmasını sağlamıştır.
Vakıf, bu güne kadar mesleki eğitim merkezlerine devam ederek mezun olmuş ve bugün her biri birer usta olarak hayata atılmış, yüz binden fazla öğrencimize eğitimleri süresince tam takım halinde Giysi, Kırtasiye, Gıda, Sağlık, Sosyal, Kültürel ve Bedensel her türlü ihtiyaçlarını karşılamaktadır.
Devletten bir kuruş para almadan, gelirlerinin tamamını öz kaynaklarından sağlayan vakıf, kendi gücüyle sürekli gelişerek öğrencilerimize en iyi imkânları sağlamaya çalışmıştır.
Ülkemizin yarınlarına müspet katkılarda bulunacak değerli sanatkârlar yetiştirmiştir.
Ülkemizdeki yoksulluk ve yolsuzluklara rağmen, demek ki bu memlekette iyi şeylerde oluyor. Çırak Eğitim ve Öğretim Vakfı, emin ellerde.
|