Sevgili okurlarım, Türk Kurtuluş Savaşının kazanılmasından bu yana 96 yıl geçti.
Bu süre zarfında kurtuluş savaşındaki Kilis direnişi hakkında ne ciddi bir çalışma yapılmış ve ne de herhangi bir ciddi eser yayınlanmıştır. Oysa, Kilis Kuvay-i Milliyesi’nin güney cephesindeki yeri ve Antep savunmasına katkısı oldukça büyüktür.
Yedinci ordu kumandanı sıfatı ile Suriye Cephesinde bulunan Mustafa Kemal, 28 Ekim 1918’de Kilis’e gelişinde, şehre girerken ilk yerel milis kuvvetleri tarafından karşılanışından oldukça etkilenmiş ve; “İlk ayak bastığım ilk Türk şehrindeki bu cesaret ve uyanıklığa cidden hayran kaldım ve bir daha iman ettim ki bu millet asla ölmeyecektir. Var olun aziz Kilisliler” demiştir.
Kilis dönüşü 3 Kasım 1918 tarihinde ise, “Kilis havalisinin Türklerle meskun olduğu her vesileyle hatırda tutulmalı, her davada bu ittihaz edilmelidir” diyen, yine geleceğin Atatürk’üdür.
Ulusunun yazgısını değiştiren ve bugün, özgürlük savaşındaki tüm ülkelere örnek olan kurtuluş savaşımızın kazanılmasında, güney cephesinin ve bu cephede büyük zorlukların, yoklukların, olanaksızlıkların içerisinde savaşan Kilis Mücahitlerinin direnişi ve hakkı inkar edilemez. Bu direnişte adı bilinen komutan ve mücahitler kadar adları bilinmeyen pek çok köylü kentli Kilis halkının katkısı vardır.
Kahraman Mehmetçiğin Afrin Operasyonuna maddi ve manevi destek veren Kilisli iş adamlarından Coşkun Karabaşoğlu ile telefon görüşmemizde;
“Türk askerinin Afrin’e yapmış olduğu “Zeytin Dalı” operasyonu bir vatan savunmasıdır… Türkiye bu operasyonla, kendi sınır güvenliğini sağlamaya çalışsa da, en çok da Suriye - Afrin bölgesi bu terör unsurlarından kurtarılmış olacaktır. 7 düvele karşı koyan Mehmetçiğimiz, Allahın yardımıyla bu operasyondan zaferle dönecektir. Kilis halkı bu operasyonda devletinin yanında olmuş ve Mehmetçiğe destek olmuştur. Bu zafer sonunda Güney hududunda Türklüğün kalesi olan Kilis’e “Yiğit” unvanı verilmelidir. Sayın Efe, bir gazeteci-yazar olarak bunu köşenizde yazmalısınız.” Dedi.
Ankara’da yapılan “7 Aralık Kilis Kurtuluş Gecesinde de, Kilis’e “Yiğit” unvanı verilmesi kararlaştırıldı.
Halkın katılmadığı hiçbir kurtuluş savaşı kazanılamaz. Eğer halk benimser, destekler ve katılırsa, kurtuluş savaşları başarı ile sonuçlanır.
Böyle olmasına rağmen, savaşa en büyük desteği veren, direnişin en ağır yükünü çeken Kilis halkının anıları bugüne kadar ilgili kuruluşlarca araştırılmamış, derlenmemiş ve yazılmamıştır. Sadece halkımız bu anılarını çocuklarına, torunlarına ve çevrelerine anlatmakla yetinmişlerdir. Böyle olunca, Kilis’e bir unvanda verilmemiştir.
Antep’e “Gazi”, Maraş’a “Kahraman” ve Urfa’ya da “Şanlı” unvanları verilmesine rağmen, Kilis unutulmuştur. Güney hududunda yüzyıllar boyunca Türklüğün kalesi olmuş olan yiğitler diyarı güzel Kilis’imize de “Yiğit” unvanı verilmesini istiyoruz.
Kilis Milletvekillerimiz başta olmak üzere, Kilis Belediye Başkanımız, Kilis 7 Aralık Üniversitemiz, öğretim üyelerimiz, bürokratlarımız, sivil toplum kuruluşlarımız ve yazarlarımız, bu konuda üzerlerine düşen görevi yapmalıdırlar.
Türk Kurtuluş Savaşının kazanılmasında Güney Cephesinde çetin savaşlar vermiş olan; Gaziantep, Şanlıurfa ve Kahramanmaraş illerimizin yanına, Yiğitkilis’te yakışır.
Türk Kurtuluş Savaşında kanı ve canı pahasına ulusunun yazgısını değiştirmek için savaşan şehit ve gazilerimizin aziz hatırası önümde saygı ile eğiliyorum.
Kilis’e “Yiğit” unvanı verilince şehitlerimizin ruhları da şad olur… Kilis’e “Yiğit” unvanı yakışır.
Hocam rahmetli Seyfettin Başçıllar’ın “Kilis’ime Türkü” isimli şiirinden bir dörtlükle yazımı noktalıyorum:
“Rüzgar bu rüzgardır iklim bu iklim
Ne şöhret isterim ne şan ne isim,
Yiğitler diyarı güzel Kilis’im
Gönül kitabından okunmalı hey!
|