Sevgili okurlarım, iki gündür bayramla ilgili yazıyorum sizlere.
Bugünkü yazımda da; bayram sevincini yaşamaktan söz edeceğim.
İnsanoğlu tabiatı gereği güzel duyguları, güzel hatıraları, güzel günleri hep paylaşmak ister ve bunlar paylaştıkça da güzelleşir.
Bayramlar da bu özel ve güzel günlere dâhildir.
Bayramlar; milli duyguların, inançların, örf ve adetlerin uygulandığı bir toplumda, millet olma şuurunun şekillendiği, kuvvetlendiği günlerdir. Kısacası bayramlar, bir sevinç günüdür.
Bu nedenle, bayramlarda sevincimizi ve mutluluğumuzu ailemizle, akrabalarımızla, komşularımızla, dost ve yakınlarımızla paylaşırız.
Bayramlar; berekettir, umuttur, özlemdir. Bu bayramı sevdiklerimizle doyasıya yaşayabilmemiz için, kederlerimizi bir yana bırakıp neşeli ve mutlu olmaya çalışmalıyız.
Peki, bayram sevincini; yoksul, mazlum ve mağdur olan insanlarla paylaştınız mı?
Bayram sevincini biraz olsun onlara hissettirmenin zevkini tattınız mı hiç?
Bayram sabahı uykudan uyandığımızda, her birimiz bayramı nasıl algılıyorsak, bayram sevincini de öyle yaşamaya başladık.
Bayram benim için “doğduğum memleketi ziyarettir” diyenler; memleketlerine giderek, dost ve akrabalarının yanında bayram sevinci yaşadılar.
Bayram benim için “tatil” diyenler; bayram sabahı gözlerini bir tatil beldesinde açtılar.
Bayram benim için “ailemle birlikte olmak” diyenler, anne ve babalarının elini öperek, dualarını alıp bayram sevincini öyle yaşadılar.
Bayram benim için “inançlarımdır” diyenler; bayram namazından sonra, yoksullara yardım ederek, duydukları “Allah razı olsun” duasında bayram sevinci yaşadılar.
Bayram benim için “paylaşmaktır” diyenler ise; bir kimsesizler yurdunu veya bir çocuk yuvasını ziyaret ederek bayram sevincin yaşadılar.
Bazı insanlar vardır ki, onlar için bayramın günlük hayatlarından ve diğer günlerden farklı kılacak hiçbir özellikleri yoktur.
Varlıklıdırlar amma, elleriyle ceplerinin arası 365 gündür.
Açlıkla yaşam mücadelesi vermedikleri için de “Tok acın halini bilmez” misali yoksul, mazlum ve mağdur insanların halinden anlamazlar.
Peki, siz bayram sevincini nasıl yaşadınız?
Bayram sizin için;
Doğduğunuz memleketi ziyaret mi?
Bir tatil mi?
Ailenizle birlikte olmak mı?
“İnançlarımdır” diyenlerden misiniz?
Sevinçleri paylaşmak mı?
Yoksullara yardım etmek mi?
Yardıma gereksinimi olan çocukları ve ailelerini sevindirmek mi?
Yoksa “Tok acın halini bilmez” misali, yoksul insanların halinden anlamayanlardan mısınız?
Bayram sevincini başkalarıyla paylaşarak yaşayın ki, ömrünüz bayram sevinci içinde geçsin. Nice bayramlar diliyorum.
|