Sevgili okurlarım, on yıl önceki bir yazımda bahsetmiştim, çocukluk arkadaşım Nur’dan.
Karşısındakine kıymet veren, her girdiği çevreye kişiliği ile olgun ve asil bir huzur getirebilen, her şeye hoşgörü gözüyle bakan ve “Affetmek bir erdemliktir” diyen bir insandı.
Onun güzel yüzünü görünce; hayatın bir çıkar yarışması ve küçüklükler dışında asil amaçlara yönelmiş gerçek insan neslinin henüz tükenmediğine sevinip ferahlıyorsunuz.
Onun “Affetmek erdemliktir” sözünden etkilenerek, affetmekten söz etmek istiyorum sizlere.
İnsanlar hata yapabilir. Hatasız kul olmaz. En sevdiğiniz insan dahi sizi üzmüş ve kırmış olabilir.
Belki o anda sevdiğiniz o kişiden nefret edersiniz, konuşmak istemezsiniz, beni unut dersiniz.
Seven insanların bir birlerini unutması o kadar kolay mı? Nefreti aşmanın tek yolu vardır: Affetmek.
Hepimiz birileri tarafından incitildik, hepimiz birilerini incittik, kızdık, içerledik, öfkelendik, darıldık, küstük, nefret ettik. Nefret, yaşamdan zevk almamızı, insanların güzel yanlarını görmemizi engeller.
Hiç kimse saf iyi ya da saf kötü değildir. Salt kötülükleri görmek; bir süre sonra şüphe, depresyon ve umutsuzluk denizinde boğar insanı. Nefret dolu bir yaşam ise, mutsuz bir yaşamdır.
Nefreti aşmanın tek yolu, içinizdeki çocuğu yaşayarak, sizi çok seven bir insanı affetmektir.
Affetmek, bize geçmişi geçmişte bırakıp, anı yaşama ve geleceğe umutla bakma özgürlüğünü verir.
Affetmek, affettiğimiz kişinin davranışlarını onaylamak değildir. Affettiğimiz de geçmişin bugünümüz üzerindeki yıpratıcı etkisinden kurtuluruz. Evet, yapılanlar kötüydü, acıttı, hayatımızı etkiledi.
Fakat bu yaşananları geride bırakarak, affedebilmeyi başarabilmek, güzel bir şeydir. Affetmek insanı derinleştirir.
Affetmek için, insanın ruhsal ve zihinsel olarak kendisini hazır hissetmesi gerekir. Nefret duyduğunuz kişinin yaşıyor ya da ölmüş olması, sizin affetme sürecinde duyduğunuz acıların yoğunluğunda bir farklılık yaratmayacaktır.
Affetmediğiniz zaman, beklide ömür boyu üzüleceksiniz. Affetmek bir seçimdir. Amacı; sizin rahatlamanızdır, sizin özgürleşmenizdir ve affettiniz insanı mutlu edebilmektir.
Çoğu insan affetmenin nefret ettiği kişiyi suçsuz ya da haklı bulduğu anlamına geleceğini sanır.
Oysa affetmek, geçmişteki anıların boyunduruğundan kurtulmak, yaşamımızı kontrolü altında tutmasına son vermek demektir. İçinizdeki acılar sizin acılarınız.
Onun için, affetmek kolay değildir. Fakat özgürleşmek için gereklidir. Yaşamlarını düzenlemek için insanların aldıkları diğer önlemlerle karşılaştırıldığında, affetmek; kilo vermek, yeterli uykuyu almak, tamamlayıcı vitaminler almak veya emniyet kemeri takmak kadar da yararlıdır.
Kalifornia Stanford Üniversitesi’nin araştırma sonuçlarına göre; affedebilen insanlar, kin tutanlardan daha sağlıklı ve mutlu yaşıyor.
Sevgili okurlarım, Hz. Peygamberin (s.a.s.) bu ayda dünyaya geldiği için, Arabi ayların en şereflisi olarak nitelendirilen Rebiülevvel ayındayız.
İnsan affedebilmeyi bilmeli, çünkü affetmek bir erdemliktir.
Kuran’da tavsiye edilen güzel ahlak özelliklerinden biri de “affedici ve bağışlayıcı olmak” tır.
Hele affedeceğiniz bu insan sizi çok seven biriyse, yaptığına pişmansa, sizden özür diliyorsa, siz de onun sevgisini seviyorsanız, içinizdeki çocuğu yaşayarak mutlaka affetmelisiniz onu.
Affetmek erdemliktir, yüceliktir.
Affetmek; sizi affettiğiniz insanın gözünde bir basamak daha yükseltecektir.
|