Sevgili okurlarım, 29 Mart’ta mahalli seçimler var. Bütün partiler seçim startını çoktan verdi. Seçimle yatıp, seçimle kalkmaya başladık. Kararsız vatandaşlar ise parti arayışı içindeler.
Mahalli seçimler yaklaştıkça partilere iltihaklar da çoğalmaya başladı.
Kara çarşaflıların CHP’ye, başörtüsü takmayanlarında AKP ye kayıtları devam ediyor. Erdoğan ve Baykal ise, her gün partilerine iltihak edenlere rozet kakmakla meşguller.
Bu arada, havalar da soğuduğundan, seçimde yaklaştığında, ihtiyaç sahibi ailelere kömür torbalarının dağılımı da hızla sürüyor.
Bakalım sonunda kara çarşaf mı, kara kömür mü kazanacak? 30 Mart sabahı vatandaşın tercihinin kim olduğunu göreceğiz.
***
Bu arada, 1983’ten bu yana yapılan seçimleri bir hatırlatmak istiyorum: 87, 91, 95, 99, 2002 yıllarında altı seçim olmuş ve altısı da erken olmuş.
Burada önemli ve istisnai olan bir hususu belirtmek istiyorum. O da şu; 1987 seçimleri, rahmetli Turgut Özal ve rahmetli Adnan Kahveci’nin bir Seçim Kanunu düzenlemesiyle, % 41 olan oylarının % 36’ya düşmesine rağmen milletvekili sayısı 292’ye çıkmıştı. Bu bir istisnai durumdu.
Onun dışında 91, 95. 99 ve 2002 seçimlerine dikkat ederseniz, hepsi erken seçim ve hepsinin de birinci partisi farklı. 91 de DYP, 95’te Refah Partisi, 99’da DSP ve 2002’de AKP birinci parti. Seçmen her defasında birinci partiyi değiştirmiş. Daha önce iktidar yaptığı partiye dönüş yapmamış ve onu cezalandırmış.
AKP iktidarı, altı yılını geride bıraktı. Bugüne kadar sevabıyla, günahıyla yaptığı ve yapacakları da belli oldu. Dolayısıyla Türkiye’de şu anda her dört seçmenin üçü; vatandaşa umut verecek, heyecan verecek ve Türkiye’yi toparlayacak parti arayışında. Vatandaş, büyük oranda arayışta olmasına rağmen; mahalli seçimlerde oyunu hangi partiye vereceğine karar verememiş durumda.
Bundan memnun olmayan vatandaşların, Türkiye’yi; dış politika, ekonomi, deprem, sağlık, spor gibi konularda kim alıp götürecek, yeni ufuklara Türkiye’yi kim taşıyabilecek diye, bir arayışı var. Türkiye’de enteresan bir grafik var. 177 milletvekiline çıkan bir parti, dört sene sonra, 17’ye düşüyor. 297 milletvekili çıkaran bir parti, beş sene sonra 63’e düşüyor. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir seçmen profili acaba var mı? Bence, böyle bir seçmen profili yok.
Öyle bir seçmen profili olmadığı gibi, dünya da böyle vaatlerle gelen, halkı yanıltan parti grupları da yok. Hükümet, halkın isteklerine önem ve değer vermezse, sonunda halkımız reçeteyi çok güzel yazıyor. Hiç tahmin edilmemiş bir biçimde seçim sonuçlarını ortaya çıkarıyor.
Son günlerde başbakan Erdoğan ve muhalefet parti genel başkanlarının demeçlerine bakıldığında, bazı kızgınlık ifadeleri gözlenmekte. Vatandaş olarak böyle demeçleri daha önceleri de görmüştük.
Türkiye’nin nereye doğru gittiğini ve gidebileceğini düşünmek gerekir. Siyasetten toplumumuzun her kesimi büyük oranda etkileniyor. Bunun için siyasilerin karşılıklı diyalog ve uzlaşmaya dayalı yolları arayarak memleket meselelerini çözmeleri gerekir.
Siyasilerimizi uyarmayı bir borç biliyorum. Haberleri olsun, kararsız vatandaş parti arayışında.
|