“1974’ten sonra Rum liderliğinin tutumunda bir değişiklik olmuş mudur? Maalesef Rum liderliğinde olumlu yönde bir değişiklik olduğu söylenemez. Aksine ‘işgal vardı’ diyerek kendi kendilerini meşru hükümet ilan etmekte ve dünyayı kandırmak suretiyle 1963’ten 1974’e kadar baskı ile silah zoru ve ekonomik tedbirlerle elde edemediklerini elde etmeye çalışmaktadırlar. Bunun formülü zaten Akritas Planı’nda vardı. ‘Türk’lere vaki saldırılar Türkiye’nin müdahalesi ile sonuçlandığı takdirde bu müdahaleyi bahane ederek 1960 Antlaşmaları’nın geçersizliğini BM’de tescil edeceklerdi’ işte 1974’ten bu yana yaptıkları budur”. 1979
Dr. Fazıl KÜÇÜK
Ada’da konuşlu bulunan BM Barış Gücü’nün hangi amaca hizmet ettiği konusunu sıklıkla gündemde tutmaya çalışıyoruz. Paralı turistler olarak da tanımlanan bu gücün Ada’da olmasına gerek olmadığını bir kez daha kendi uygulamaları ile kanıtlamış oldular. Buna karşın bu gücün barışı korumanın çabası içinde olmadığını kaydetmek istiyoruz. 04 Mart 1964 gün ve 186 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı ile görevlendirilen bu gücün Ada’nın güneyindeki yönetimin sigortası olarak çalışmalar yaptığını özellikle belirtmek durumundayız. Son günlerde yaşanan ayaktopu gösterisi nedeniyle de bu işlevlerini kanıtlamış oluyorlar.
Monako merkezli ‘Barış ve Spor’ çalışması (Peace end Sport) için BM denetimindeki aynı zamanda Egemen İngiliz üsleri bölgesindeki karma Pile köyünde Türk ve Rum ayaktopu takımlarının karşılaşmaları öngörülüyordu. Ara bölge diye de tanımlanan köy BM tarafından ‘bakınız Türk’lerle Rum’lar burada birlikte yaşıyorlar’ diyerek propaganda malzemesi olarak kullanılıyor. Gerçeklerin bu söylemin tersi olduğunu görme özürlülerin duyduğu gibi duyma özürlülerde biliyorlar. Geride bıraktığımız dönemlerde bu gücün marifeti ile Türk ve Rum gençlerini kaynaştırma projesi ile bazı etkinliklerin düzenlendiği biliniyor.
Bu yönde yapılan çalışmalardan sonra Akıncı ile Anastasiyadis’in ayaktopu gösterisini birlikte izlemelerinin de uygun olacağı düşünülüyordu. Bu yönlü öneriye karşı çıkana pek rastlanmıyordu. Çin’in bile dünyada tanınırlığının Amerikan masa tenisi takımının Pekin’deki gösterisi sonrasında gerçekleştiği biliniyor. Bu tür etkinliklerle ülkeler arasında dostluğun ve iyi ilişkilerin geliştirildiğinin de unutulmaması gerekiyor. Kıbrıs’taki ayaktopugösterisi Kıbrıs Türk’lerinin eşitliğinin tanınması açısından bir fırsat penceresi açabilirdi. Böylece müzakere süreci için bir eşiğin de aşılması olgusu yaşanabilirdi. Ne yazık ki olmadı…
Neden mi?
Maçın oynanacağı alana her iki toplumun bireylerinin izlemek için katılması son derece doğaldı. Bu beklenti ile hazırlıklar yapılırken Barış Gücü’nden maçın oynanacağı alanda güvenliği sağlayamayacağı açıklaması geldi. Maçın oynanacağı alan Rum polisinin güvenliği sağlayacağı dürtüsü ile değiştirildi. Bu durum Barış Gücü açısından üzücü ve acizlik içeren bir durumdur. Bu gibi basit görünen olayda sorumluluk alamayan anılan gücün Ada’daki işlevinin de sonlandırılması gerektiğini gözler önüne seriyor.
Ada’da bu gelişmeler yaşanırken Mendil büyüklüğündeki ülkenin önde gidenleri müzakere sürecinin uzamasından rahatsızlık duyduklarını belirtiyorlardı. Bununla yetinmeyerek Bayan Tehersa May ile Bay Nikos Anastasiyadis Londra’da görüşüyorlardı. Görüşmeyi değerlendiren Filefteros gazetesi “Garantileri İngiltere’de istemiyor” başlığı ile dilenciliğe soyunuyordu. Buna karşın İngiltere’nin verdiği mesaj farklı idi. Kıbrıs sorunun çözümü sonrasında garantilere gerek olmayacağı görüşünü öne çıkarıyordu. Bu konuya ilişkin olarak Yunanistan’ın görüşü biliniyor. Bu noktada Türkiye’nin garantörlüğünün önemi bir kez daha kendiliğinden ortalıklara çıkıyor.
Garantiler konusunun gündeme taşındığı noktada BM Barış Gücü’nün de konumunun bir kez daha tartışılması gerekiyor mu ne…
SEVGİ ile kalınız…
05 Nisan 2019 - Ankara -
İLGİLENENLERE DUYURU…
İzmir’de “06 – 14 Nisan 2019 günlerinde Kültür Parkta 24. Kitap Fuarı” düzenlenecektir. Anılan fuar süresince Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı standında yeni yayınladığım kitaplarımı F 103 numaralı stant da imzalayacağım.
Katılımlarınızı bekler şimdiden saygılarımı ve sevgilerimi sunarım.
Ahmet GÖKSAN
|