Sevgili Okurlarım, bir ülkede en güçlü olması, dokunulmaması ve bozulmaması gereken kurum yargıdır. Son günlerde, ülkemizde yargıya güvensizlik konusu gündeme geldi.
Ülkede bozulan düzeni, usulsüzlükleri, yolsuzlukları, vurgunları, soygunları, hırsızlıkları, katilleri, ırz düşmanlarını, adilane bir şekilde yargılayıp hak dağıtan bir kurum olan, yargının bozulması halinde, söylenecek bir şey kalmaz.
“Yargıyla oynamak, ateşle oynamaktır.”
Bir ülkede yargının bozulması değil, bozulması ihtimalini düşünmek veya şüphelenmek dahi, oldukça üzücü ve düşündürücü. Hiçbir surette kabul edilemez.
Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle yargı ve adalet olmaz.
Polis suçluları yakalıyor, Savcı veya mahkeme ifadelerini alır almaz serbest bırakıyor.
Durum böyle olunca da, suçlar da ister istemez bir artış oldu.
Çıkarılan yasalar nedeniyle de yargının eli kolu bağlı vaziyette. Yargının eli ve kolu bağlı olunca da, suçlar arttı ve Türkiye Suçlular Cenneti oldu adeta.
Ülkemiz suçlular cenneti olunca da, insanlarımızda yargıya ve polise karşı güvensizlik başladı.
Hiçbir ülkede böyle adalet ve yargı görülmemiştir.
Adalet dağıtan yargının amacı, masum insanları korumak ve suç işleyen suçlulara ceza vermek değil midir?
Ülkemiz son yıllarda yargı konusunda güvenini kaybetti. İnsanlarımız yargıya ve hukuk sistemimize eskisi kadar güvenmiyor artık.
Neden mi?
Suç işleyen acımasız katiller, ırz düşmanları 36 yıl hapis cezasına çarptırılmalarına rağmen, yüreği acı ile yanmış milyonlarca insanın feryadına kulak asmayarak, suçlular bir biri ardına çıkarılan aflardan ve her türlü yasa değişikliklerinden yararlanarak, 7 yıl ceza evinde yatıp tahliye oldular.
Sağ olsun hükümetimiz, Avrupa Birliği’nin emir ve isteklerine uyum sağlamak için, suçluları koruyan, masum insanları zor durumlarda bırakan Türk Ceza Kanununa birçok hüküm getirildi.
Bütün bu olayları yan yana getirdiğimiz aman, Ülkemizde ki yargının ne durumda olduğu meydana çıkıyor.
Serbest bırakılan suçlular, büyük bir olasılıkla yeni kurbanlarını seçmek için, dalaşmak için fırsat kollayan külhanbeyleri gibi, sokakta aramızda dolaşıyorlar.
Güya cezalarını çektiler.
Adaletin gerçekleşmesini üzerine görev alan yargının, her bakımdan duyarlı ve yürekli olması için, siyasilerin yargıya ayak bağlı olmamalarını diliyorum.
Ülkemizde son günlerde yargıya müdahale tartışması var.
Bugün çıkıp “Türk yargısına müdahale var” diyenlerin, dün neler yaptıklarını, hatırlayalım.
Vaktiyle seçim meydanlarında “dokunulmazlığı kaldıracağız” diye nutuk atanlar, bugün meclis çoğunluğunu elinde bulundurmalarına rağmen, “Türk yargısına güvenmediklerini” söyleyerek dokunulmazlıkları kaldırmayacağız diyorlar.
Mecliste çoğunluğu elinde bulunduran bir parti, Türk yargısına güvenmeyerek dokunulmazlıkları kaldırmıyorsa, vatandaş nasıl güvensin?
Buna rağmen, Türk yargısına güveniyoruz…
Ergenekon soruşturmasında da; Türk yargısına güvenimiz tamdır.
Nitekim İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinde yeniden görülen Ergenekon davasında, 10. duruşmanın ardından karar açıklandı.
235 sanık yönünden devam eden "Ergenekon" davasında tüm sanıklar "silahlı örgüt kurmak, yönetmek, üyelik, yardım ve yataklık" suçlarından beraat etti. Adalet yerini buldu.
“Yargıyla oynamak, ateşle oynamaktır.” Türk yargısına güveniyoruz.
|