“Siz kaç defa aldanmamızı bekliyorsunuz? Bay Mihailidis, bu halk size çeşitli çağrılarda bulunmuş ve Başkanı bulunduğunuz Rum Temsilciler Meclisi’ndeki ‘Enosis tahakkuk edinceye kadar mücadeleye devam kararınızı iptal etmenizi istemiştir’ Bunu yapmak, sizin için niye zor oluyor”. 1979
Dr. Fazıl KÜÇÜK
Havaların iyice ısınmaya başlamasından mıdır nedir? Doğu Akdeniz’e olan ilgi artıyor. Bölge ile ilintili olsun olmasın emperyal amaç güttükleri bilinenler karşımızdaki unsura destek vermeye çalışıyorlar. Bu durumu fırsata çeviren Fransa bölgede üs almayı başarırken Amerika ile Rusya’nın bu yönlü istekleri olmadığı için oldukça rahat bir görüntü veriyorlar. Bölgedeki dengeleri değiştirmek çabası içinde olan mendil büyüklüğündeki ülkenin yukarıda da değindiğimiz gibi Fransa’ya üs vermesinin nedeni bu olsa gerek. Bölge ülkeleri olan İsrail - Mısır – Yunanistan’ın Ada’nın güneyindeki yönetimin Türkiye’ye karşı oluşan bu birliktelikten memnun olduğu anlaşılıyor. S 400’ler gerekçe gösterilerek Amerika’nın da örtülü desteğini de almış bulunuyorlar.
AP seçimleri sonrasında ortalıklara çıkan tablodan tarafların yeterince memnun olmadıkları anlaşılıyor. Bu nedenle oluşacak yönetim konusunda kıyasıya mücadele devam ediyor. Birlik içinde koltuk kapma yarışında üyelik umudu olan ülkelerin ne şekilde üye olacakları da uzun soluklu olacaktır. Tıpkı Türkiye gibi AB kapısında bekleyeceklerini kaydetmek istiyoruz. Buna koşut Avrupa Merkez Bankası Yönetim Kurulu üyesi ve Fransa Merkez Bankası Başkanı Francois Villeray de Galuka, son dönemde ivme kazanan gerginliklerin Avrupa’nın büyümesini tehdit ettiğini söylüyor.
Ada’nın güneyindeki yönetimin kuyruğuna takılan Yunanistan Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon rezervlerinin kullanımı konusunda başlatılan tartışmaların yeni boyut kazandırmaya devam ediyor. Yunanistan AB’ni devreye sokmak için yoğun çaba harcıyor. Türkiye’ye yaptırım uygulatmak için Amerika’yı da devreye sokmaya çalışıyorlar. Konuya ilişkin olarak Dışişleri Bakanı Bay Yorgos Katrougalos, Amerika’nın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’a Türkiye’nin bölgede yaptığı sondaj çalışmalarından duyduğu rahatsızlığı belirtirken uluslararası toplumun bu yöndeki çalışmalara son verilmesi için baskı yapılmasının önemli olduğunu belirtiyor. Türkiye’ye karşı yapılacak olan baskılar korsanlık ötesi bir durumdur.
Bugüne değin ağzını açan karşımızdaki unsurun önde gidenleri Maraş’ın açılması ve hak sahiplerine verilmesini istiyorlardı. Bu oyuncakları Kuzey Kıbrıs Türk Yönetimi Bakanlar Kurulunca alınan kararla ellerinden alınıyor. Nereden estiği belirlenemeyen bir kararla bölgenin ekonomik potansiyelinin belirlenmesi çalışmalarına uluslararası uzman grubunun da katılımı ile çalışma yapması kararını aldı.
Alınan karar sonrasında Rum Başkanlık Sarayı Müsteşarı Vasilis Palmas, alınan bu kararın kabul edilemez olduğunu, bu yönlü uygulamanın Ada’nın kalıcı bölünmesine katkı yapacağını söylüyor. Maraş konusunu gündemde tutmaya çalışanların ne kadar içten davranmadıklarının tipik bir örneğini daha vermiş oluyorlar. Benzer tutumlarını Ada’daki uyuşmazlığın çözümü konusunda da gösterdikleri biliniyor.
Maraş bölgesinde yapılacak olan envanter çalışmaları ile fiyatlandırma konusunda yapılacak harcamaların kim veya kimler tarafından karşılanacağı ise belirsizliğini koruyor. Konunun akşamdan sabaha kadar sonlandırılması beklenilmemelidir. Umalım ki Maraş konusu Kayıp Kişiler konusu gibi uzamasın. Bakanlar Kurulunun aldığı karar sonrasında yöneticiler arasında başlayan kayıkçı kavgasını andıran tartışmaların fazla zaman yitirmeden sonlandırılması gerekiyor.
Her şeyin güzel olması için Ulusal Konseyin bir an önce kurulması ile bu yönlü tartışmaların önleneceğinin bilinmesi gerekiyor mu ne…
SEVGİ ile kalınız…
05 Temmuz 2019 - Ankara -
|