Sevgili okurlarım, Türkiye alev alev… Ülkemde yangın var, vatandaşın yüreği yanıyor…
İzmir’in Karabağlar ilçesinde, Muğla Dalaman da orman yangını… Yine memleket yanıyor…
Coğrafi konumu ve iklimiyle dünyada sayılı ülkeler arsında bulunan bu güzel memlekette doğa bilinci oluşturulmazsa bu gidişle çöle döneceğiz.
Şehirleşme bölgelerine yakın alanlarda topraktan rant sağlamak isteyen kişilerin bitmez tükenmez hırsları,
Terörist faaliyetlerde bulunan aşırı uçların kasıtlı tutum ve davranışları,
Hasat sonunda çiftçilerin tarlalarında yaptıkları kontrolsüz anız yakma olayları…
Nedeni şu ya da bu…
Dünyanın en önemli oksijen kaynakları olan ormanlarımız yanıyor. Ulusal servetimiz, doğal çevre yaşam alanlarımız, geleceğimiz yanıyor.
Hani şu çocuklarımızdan ödünç aldığımız dünyanın güzelliği, sağlık kaynağı ormanlarımız yanıyor. Hem de aynı anda dört yerde birden yanıyor, demek ki yakılıyor.
Bu yangına izin verecek miyiz?
Kimler tarafından, hangi sebepten çıkıyor veya çıkarılıyorsa bu yangınlar, vatan sevgisiyle bağdaştırılamaz.
Ülkenin geleceği yanıyor, gaflet uykusunda uyuyanlar, uyanın artık!
Bu ülkenin makam arabasından daha çok yangın söndürme uçağına ihtiyacı var.
Kiralık uçaklarla bu iş olmaz…
Yakında Orman Bakanlığı, “Çorak Arazi Bakanlığı” ismini alacak.
Neden susuyorsunuz? Duyarlı çevreler neredesiniz?
Orman tutkunları, yeni ormanlar oluşturmak için kampanya yapanlar, vakıflar, dernekler, veliler, öğrenciler, her yaştan, her meslekten yurtseverler susmayın lütfen…
Ormanlarımız, yakılıyor, yanıyor.
Canlı canlı yanan, yanmak için sıra bekleyen ormanlarımızın ve ormanda yaşayan canlıların çığlıkları sizlere ulaşmıyor mu? Kulaklarınız sağır mı oldu?
Yanan sadece ağaçlar değil. İçinde yaşayan binlerce zavallı hayvan türü de aynı anda yakılarak katlediliyor.
Gazetelerde küllerin arasından kaçmaya çalışan bir kaplumbağanın fotoğrafı vardı...
Nasıl kıyar insanlar çocuklarının geleceğine? Bu nasıl bir vurdumduymazlıktır?
Kontrol edilemeyen göçle büyüyen şehirler ve yazlık yerleşim bölgelerinin civarındaki ormanlar ve makiler yok edildi.
Deniz kıyılarındaki ormanlık alanlar yağma edilerek, beton yığını haline geldi.
Eskiden kısmen tarla açmak amacıyla çıkarılan yangınların yerini imar yangınları aldı.
Ormanlık alanlar yakılarak, imara açıldı ve villa arazisi haline getirildi.
Her gün ormanlarımız yanıyor, ülkenin ciğerleri yanıyor, geleceği yanıyor.
Toplum olarak seyrediyoruz. Sonra yufka yürekli milletvekillerimiz bu orman suçlularına af getiriyor.
Ulusal zenginliğimiz ormanlarımız yanarken, önleme çabaları yeterli değil.
Bu konuyu herkes her gün gündemde tutmalı ve toplumsal duyarlılık arttırılmalıdır
Bu ülkenin makam arabasından daha çok yangın söndürme uçağına ihtiyacı var.
Selçuk’ta bülbül dağı yandı. Bodrum yandı. Milas yandı. Germencik yandı. Kuşadası, Manavgat, Kaş, Antalya, Muğla, Didim, Alanya yandı... Şaka mı bu?
Yok mu bu memlekette arka arkaya ormanları yakan adi şerefsizlerin kimliğini açıklayacak delikanlı bir yönetici?
|