Sevgili okurlarım, sizlere “Şairler buluşması ve şiir dinletisi” toplantılarından söz etmek istiyorum.
Bu toplantılarda; Hece şiiri dalında, serbest şiir dalında, aruz dalında, roman dalında ve hikâye dalında derece alanlar seçilerek, kendilerine şükran plaketi ve takdir belgeleri veriliyor.
Her yıl büyüyerek daha görkemli bir şekilde yazar ve şairler arasında yapılan bu yarışmalar, Türk şiirinin geleceği için ümit vericidir.
Yapılan bu etkinlikler, edebi öneminin yanı sıra yürekleri sevgi dolu değerli yazar ve şairlerimizin tanıtılması açısından da büyük önem taşımaktadır.
Şiir insan kalbinin topluma bir yansımasıdır.
Şiir mefhumunun her gönülde farklı bir yere, manya ve tarife sahip olması, şiirin doğasından kaynaklanır. Çünkü şiir, bir bilim dalı değil sanat dalıdır.
“Şiir nedir?” sorusunun cevabı zordur bence.
Kolaya kaçıp “Şiir, şairin yazdıklarıdır” denilebilir. Fakat bu tatmin edici bir cevap değildir. Bence şiir; “yazılan” değil, “yaşanan” bir şeydir.
Çünkü her şairin şiiri kurduğu dünyadır bence.
Bu nedenle şiir bir devrimdir belki. Bir kökten kopuştur. Kimi zaman kendini yakan, kimi zaman o yangın küllerinden yeniden doğan bir dünyadır.
Şiir bir coşkun söyleyiştir. Bir sözcük dizimi sanatıdır ve düz yazıdan daha etkilidir.
Gerçek şiir ne bir düz yazıdır ne de kelimelerin hafızamızdan kalemimize öylesine yansımasıdır.
Şiir yazmak kolay değildir. Eğer şiir yazmak kolay olsaydı; herkes şair olurdu.
Özellikle Türk şiiri çerçevesinde yaklaşık seksen senedir, bir takım şair geçinen insanları bu konunun dışında tutmak istiyorum.
Maksadım kimseyi incitmek de değil. Fakat devrik cümlelerle, sıradan kelimelerle alay edecesine aklına geleni söylemek şiir mi acaba?
Şiir ciddi bir uğraştır. Eğitim, terbiye ve edep gerektirir, aynı zamanda yürek ister.
Onun için şair olmak zordur.
Peki, şair kimdir?
Şair; şiir yazma eylemini sürekli kılan kişidir. Hayata dair bakışını, izlenimini, hislerini şiire döken kişidir. Şiiri hayatının merkezine oturtan kişidir.
Çünkü şair, şiirin safından, şiirin gözlüğünden dünyaya farklı gözle, farklı açılarla bakar hayata. Günlük hayatta kullanılan kelimelerin onda derin anlamı vardır.
Ban göre şair; Hak’tan gelen ilhamların kâtipliğini yapan bir kimsedir. Şair gönlünü Mevlâ’ya, gönlünü şiire vermiştir.
Şair yaşadığı dünyayı, olayları ve insanları herkesten farklı algılayan bir kişidir, ya da olmalıdır. İzlenimlerini halka aktarırken diğer sanatçılar kadar rahat değildir.
Çünkü ne günlük konuşma dilini kullanabilir ne de düz yazı tekniğini.
Şairin dili, diğer tüm yazı türlerinin dilinden üstün ve zahmet vericidir.
Çünkü şairler, sanatın ve gönül dostluğunun simgesidirler.
Yürekleri sevgi dolu, aydınlık yüzlü bütün yazar ve şairlerimizi gönülden kutluyorum.
Ruhumuzun aydınlık yüzlü Şairleri, iyi ki varsınız.
|