Sevgili okurlarım, düşmanla savaşan, savaştan sağ ve zafer kazanmış olarak dönen kimselere Gazi denir. Gazilik nesiller boyu taşınacak bir onurdur
Gaziler, savaşırken bazı organlarını da yitirir. Noksan organlarını ömür boyu bir iftihar nişanesi olarak taşırlar…
Gazilik, toplumda şehitlikten sonra gelen en saygın ve hürmet edilen bir makamdır…
Türk tarihinde İslam öncesi ve sonrası şehitlik ve gazilik orunu vardır. Her Türk de bu orunlara kavuşmak için vatanı, milleti, bayrağı, milli marşı ve kutsal değerleri için savaşır.
Türk Milleti bunun en güzel örneğini Atatürk’ün önderliğinde verilen "Kurtuluş Savaşı"nda yaşamıştır.
Kahramanlık günlerimizi şehit ve gazilerimize borçluyuz. Destanlar yaratan şehit ve gaziler birer onur abidemizdir.
Bugün üzerinde yaşadığımız vatan toprakları, bizlere şehit ve gazilerimizin kahramanlıkları sayesinde miras kalmıştır.
Bunun bilincinde olan Türk Milleti yurdunu canından aziz bilen, şehitlik ve gazilik mertebesine ulaşan askerlerine sevgi, saygı, minnet ve şükran duygularıyla bağlıdır.
Sakarya Meydan Muharebesi’nin kazanılmasının ardından, Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’e TBMM’nin 19 Eylül 1921 günü Mareşallik rütbesi ve gazilik unvanının verilmesi nedeniyle bugün gaziler günü olarak kutlanmaktadır.
Hafızalarımızı yokladığımızda; şehit cenazelerinde, dönemin başbakanları ve bakanlarının yaptıkları konuşmaları hepimiz bilir ve hatırlarız.
“Vatanı ve milleti için canları pahasına savaşan şehitlerimizin emanetleri ile gazilerimize sonuna kadar sahip çıkacağız." derler.
Derler amma, söylenenler lafta kalıyor. Şehitlerimizin yakınları ve gazilerimizin halinden belli değil mi, söylenenlerin ve atılan nutukların hep lafta kaldığı...
Gazilerimizin büyük bir bölümü, bugünkü hayat şartlarında açlık sınırının altında yaşam savaşı veriyor. Geçim sıkıntısı ve parasızlıktan madalyasını satmak zorunda kalanlar var.
Bu vatan için canlarını feda etmiş insanların ailelerine, şehitlerimizin ailelerine, malul gazilerimize devlet yeterince ilgi gösterebiliyor mu?
Onlara yeterince destek sağlayabiliyor mu? Temel ihtiyaçlarına yeterince katkıda bulunabiliyor mu? Maalesef, hayır…
Şehit ailelerimize, gazilerimize, emeklilerimize, dul ve yetimlerimize, gözümüz gibi bakmamız ve onları el üstünde tutmamız gerekirken, sıkıntı ve yokluk çektiriyoruz onlara.
Bizim şehit ailelerimiz ve gazilerimiz çok gururlu insanlardır. Onlar, hiçbir zaman kayıplarının bedelini parayla karşılamak istemezler. Bunu düşünmezler ve teklif bile etmezler.
Amma, bunu teklif etmek hükümetin görevidir. Bu insanların ıstırabını, sıkıntısını, yoksulluğunu mecliste gündeme getirmek, milletin seçtiği milletvekillerinin görevidir.
Bu görevi yerine getirmeleri gerekirken, kendi maaşlarına zam yapmak için bütün parmaklar kalkar.
Bu utanç verici durumlara, fazla yorum yapmak istemiyorum… İnsan kuldan utanmazsa, Allahtan korkmalıdır!
Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e İstiklal mücadelesindeki önderliğinden dolayı ‘Gazi' unvanı verilişinin yıldönümünü ve Gaziler Günü’nü en kalbi duygularımla kutluyor, aramızdan ayrılmış olan gazilerimiz ve şehitlerimizin aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum…
|