Sevgili okurlarım, Konfucyus’un bir sözüyle yazıma başlıyorum: “Konuşmaya değer olanlarla konuşmazsan, insanları yitirirsin. Konuşmaya değer olmayanlarla konuşursan, sözcükleri yitirirsin. Bilenler insanları yitirmezler, sözcükleri de yitirmezler.”
Aslında bütün insanlar değerlidir. Ama objektif olarak değil subjektif olarak.
Yani şu anda benim için çok değerli biri, yarın değersiz ve anlamsız olabilir ya da başka birisi için asla değerli biri olmayabilir.
Tersine başkaları için değersiz insanlar, bizim açımızdan çok kıymet taşıyabilirler. Bir yanılsamayla bazen birilerinin değerini abartır, ya da küçümseriz.
Ya da birileri kendi değerini abartır veya küçümser.
Sorunlar ve sorularda işte bu zamanlarda başlar.
Aslında üzülmeye de değmez, gerekte yok.
Hayata biraz daha tarafsız bakıp insanları olduğu gibi kabullendiğimizde, kimseye verdiğimiz değerden rahatsızlık duymayız, fazlaysa da azsa da...
Hak etmeyen bir insana değer vermek yanlış.
Ama hak eden insana da değer değil can verilir.
Kimileri ise fazla değeri kaldıramaz…
İnsanın doğasında vardır sevilmek ve değer verilmek, hoşuna gider şımarmaya başlar.
Şöyle düşünüyorum; eğer değer verdiğiniz insan da size değer veriyorsa o zaman her şey güzel gider; ancak tek taraflıysa karşı taraf o değeri kaldıramayabilir.
Bir insana gereğinden fazla değer verilmemeli. Özelliklede hak etmeyenlere hiç verilmemelidir.
Hayatta şunu öğrendim; hak etmeyen birisine değer verince ona kendini beğendiriyorsun. Ne oldum delisi olup şaşırıyor, kendisini dev aynasında görüp, çok üstün birisiymiş zannederek etrafındakileri kırıp geçirmeye çalışıyor adeta.
Toplumda bu gibi zavallılara çok rastlarız.
Hayatta bazen sevdiğimiz insanlara, taşıyamayacakları kadar değer, sevgi ve hoşgörü veririz.
Onlar bu duruma o kadar çok alışırlar ki, artik verilen değer ve sevgi sıradan bir hal alır…
Dağıtırlar ve kendilerini toplayamazlar.
Bir insana niçin çok değer veririz? Verirsek neden karşılığını bekleriz?
Bunun sorumlusu karşımızdaki şahıs değil biziz…
Bir yandan hak etmediği insana durmadan değer veririz, diğer yandan karşılığını alamadığımız için karşımızdakileri duygusuzlukla nankörlükle suçlarız.
Daha önce ki bir yazımda da belirttim; iyi bir insanın taşıması gereken temel özelliklerden birisi de saygılı olmaktır.
Saygı insanın kendi kişiliği ile başkalarının kişiliğinin arasındaki sınırı bilip o sınırı aşmamasıdır.
Kendi aleyhine dahi olsa başkasının hakkına, hukukuna özen göstermesidir.
Türkiye’nin en önemli sorunu insan sorunudur.
Kendi özgür vicdanına hesap verebilecek insan yokluğu…
Bir insana değerinden fazla değer verirsen, ya onu kaybedersin ya da kendini mahvedersin.
Onun için hak etmeyen insanlara fazla değer vermeyelim ki, aynaya bakıp ne olduklarını fark etsinler.
Değer bilmeyen senin değerini geç olsa da görür. Ama o zaman geç olur…
|