Sevgili okurlarım, dünyanın oluşumundan beri, sismik yönden aktif bulunan bölgelerde depremlerin oluştuğu ve sonunda binlerce insanın ve konutların yok olduğu bilinmektedir.
Yurdumuz dünyanın en etkin deprem kuşaklarından birinin üzerinde bulunmaktadır.
Geçmişte yurdumuzda birçok yıkıcı depremler olduğu gibi, gelecekte de oluşacak depremlerle büyük can ve mal kaybına uğrayacağımız bir gerçektir.
Türkiye, Cuma günü akşamı bir kez daha acı deprem gerçeği ile yüz yüze geldi.
Elazığ Sivrice'de gerçekleşen 6.8 büyüklüğündeki deprem çevre illerde de hissedilirken ilk belirlemelere göre 29 kişi hayatını kaybetti. 1466 kişi yaralandı.
Kilis'ten Samsun'a Irak'tan Suriye'ye kadar çok büyük bir bölgede hissedilen deprem, Elazığ ile Malatya'da 72 binanın yıkımına neden oldu. Çok sayıda ağır hasarlı bina göze çarptı.
Vatandaşlar evlerini hızlı bir şekilde tahliye etmeye çalıştı. 15 derece dondurucu soğukta, sokaklara dökülen vatandaşlar geceyi buz gibi havada geçirdi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca bölgeye gelerek, incelemelerde bulundular.
Elazığ'da arama ve kurtarma ekipleri enkaz altındakilere ulaşmak için köpekleri kullandı.
Vatandaşlarda büyük paniğe neden olan bu depremin ardından depremle ilgili araştırmalar artış gösterdi.
Elazığ'da meydana gelen depremin ardından, deprem neden olur, depremin nedenleri nelerdir? Sorusunun yanıtı vatandaşlar tarafından merak edilmeye başlandı.
Peki deprem nedir?
“Yerkabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yer yüzeyini sarsma olayına deprem denir.”
Elazığ’da paniğe neden olan “6.8 lik deprem”, maddî ve mânevi tedbirler açısından tam bir “İkaz” olurken, özelikle deprem gerçeğine karşı en baş sorumluluğu taşıyan siyasi iktidar için bir “Erken uyarı” olmalıdır.
Bu depremler, büyük Marmara depreminin ayak sesleri olarak kabul edilmelidir.
Türkiye’de son 119 yılda meydana gelen, resmi kayıtlara göre 86.456 kişinin hayatını kaybettiği depremler, yıkıcı etkiyi gözler önüne seriyor.
İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem dairesi Başkanlığı, Türkiye’de 1900 ile 2019 arasında son 119 yılda meydana gelen depremlerle ilgili istatistikleri paylaştı.
Sarsıntıların neden olduğu afetlerde büyük kayıplar yaşandığını ortaya koyan AFAD Deprem Dairesince hazırlanan verilere göre:
Kuzey, doğu ve batı Anadolu fay hatlarındaki deprem kuşağında bulunan Türkiye’nin çeşitli kentlerinde 1900 ile 2019 tarihleri arasında 119 yılda 4.0 ile 7.9 büyüklükleri arasında değişen, can kaybı, ağır hasar veya yıkıma neden olan 13.687 deprem meydana geldi.
Bu depremlerde 86.456 kişi hayatını kaybetti. 603.131 yapı ise yıkıldı ya da ağır hasar gördü. Yüzlerce hayvanın da telef olduğu Türkiye’de 1900 sonrası meydana gelen değişik büyüklükleri gösteren bu depremlerde, afetin yıkıcı etkisi görülüyor.
Türkiye’de can kaybı ve büyük yıkımlarla sonuçlanan büyük depremlerde biri ise; İstanbul 1509 depremidir. Marmara Denizi’nin Adalar yakasında Osmanlı döneminde 10 Eylül 1509 yılında meydana gelen, İstanbul ile çevresinin 40 gün boyunca sallandığı belirtilen ve “Kıyamet-i Suğra” (Küçük kıyamet) olarak adlandırılan 7.2 büyüklüğündeki depremde 130 bin kişi ölmüş ve bin 70 yapı yıkılmıştır.
İşte Türkiye’nin deprem gerçeği…
Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyor, bölgedeki tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
|