"Bağımsızlık yönünde bir antlaşma yapılacaksa bu bağımsızlık, Türkiye'nin ve Türk askerinin garantisi altında olmalıdır. Yeni bir 1963 macerasına girişildiği takdirde çift ENOSİS uygulanacağı dünyaca bilinmeli ve kabul edilmelidir.
Bağımsızlık iki halkın varlığına ve bunların tarihi, hukuki ve ahdi haklarına istinat etmeli, bir halk diğerini tahakkümü altına almamalı. Türk halkının ekonomik ve sosyal yükselişine mani olunmamalıdır".1970
Dr.Fazıl KÜÇÜK
Dünyadaki bütün Sistemleri alt üst eden virüs olgusu ile yatıp kalkmaktan bıkkınlık yaşadığımızı söylersek fazladan abartmış olmuyoruz. Çin'de ortalıklara çıktığı savlanan günlerde virüsün Amerika'dan gelenlerce yaygınlaştırılmaya başladığı satır aralarında duyuruluyordu. Bütün dünyayı esareti altına almış olan virüsün laboratuvarlarda üretildiği söylemi ayyuka çıkıyordu. Bunlara koşut virüsün kuşlar aracılığı ile özellikle yarasalarla yaygınlaştığı söylemleri gündemde kendisine yer buluyordu. Yarasaların bu kadar etkin oldukları gündemde iken insanın aklına "acaba yaramasalardı ne olacaktı "sorusu geliyor.
Dünya ölçeğinde bu tartışmalar yaşanırken Amerika'dan ilginç bir konu gündeme taşınıyordu. Amerikalı Bay Trump ile Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü Başkanı Dr.Anthony Fauci arasında korona virüsle mücadele sürecine ilişkin görüş ayrılıkları yaşandığı belirtiliyor. Tartışmanın temelinde Bay Trump ve O'na yakın birisinin hidroksiklorokin kullanan şirketlerde yatırımı olduğu savlanıyor. Bu tartışmalar yaşanırken Bay Trump'ın BM Genel Yazmanının itiraz etmesine karşın Dünya Sağlık Örgütü'ne yaptığı yardımı kestiğini açıklamasının salgında ilaç borsasının kurulduğunu çağrıştırıyor.
Bu savın bir adım ötesine geçtiğimizde daha korkunç söylemlerle karşılaşıyoruz. Cambridge Üniversitesi'den bazı öğretim üyeleri Corona isimli virüsün 2019 Eylül ayından bu yana kullanımda olduğunu belirtiyorlar. Konunun önümüzdeki günlerde ucuzlayacağını şimdiden kaydetmek istiyoruz.
AB kurulurken imzalanan anlaşmaya göre "Avrupa Halkları arasında birbirine gittikçe yaklaşan bir birlik yaratılması sürecinde yeni bir adım" olduğu duyuruluyordu. İlerleyen yıllarda yeni katılan üyelerle düşünülen birlikteliğin gerçekleşemediğini söylemek olasıdır. Amerika ile aralarındaki fark AB, devletler topluluğu olarak kabul edilirken, Amerika da eyaletlerden oluşan
kendine özgü bir ülkedir. Ortak noktalarının ise kapitalist sistemle sömürüyü sürdürmek olduğu biliniyor.
Son günlerde AB'nin lokomotif ülkeleri Almanya ile Fransa arasında serin rüzgârlar esiyor. İki ülke arasındaki sınır geçişleri nedeniyle yükselen tansiyonun dozunu düşürmek için devreye giren Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeler "Bir yol ayrımındayız. Salgın savaş değil insanlığımızın sınanmasıdır" diyor.
İki ülke arasındaki tansiyonun yükselmesinin diğer bir nedeninin ise Almanya'ya Romanya'dan tarım alanında çalıştırılmak üzere getirilen Romanyalı işçiler olduğu biliniyor. Polonya'dan getirilenlerle bu sayının 3000 civarına ulaştığı belirtiliyor.
Korona virüsünün ülkelerde deprem etkisi yapmasının nedeni sağlık sistemleri başta olmak üzere yönetim yapılarında yaşanan açmazlar olduğudur. Bazı siyasilerin konuya serinkanlı olarak bakmaları halk arasında sıkıntı yaratıyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde Cumhurbaşkanı Akıncı'nın Rum Yönetimi Başkanı Anastasiyadis ile görüşerek sağlık malzemeleri istemesi gereksiz tartışmalara neden oluyor.
Korona virüsü sonsuza dek gitmeyeceğine göre bu fırtınanın sonrasında yine birbirimizin yüzüne bakacağımızın unutulmaması gerekiyor. Bu aşamada ULUSAL KONSEY'in kurularak olası aksaklıkların düzeltilebilmesi için çalışmalar yapılması gerektiğini ısrarla yinelemek istiyoruz.
Kurulacak olan yeni yapının temellerinin şimdiden atılarak Kıbrıs Türk toplumunun önünün açılması gerekiyor mu ne...
SEVGİ ile kalınız...
24 Nisan 2020 -Ankara-
|