"Bu mücadelede hiç kimsenin tek başına kendine ayrı bir şeref payı ayırmaya hakkı yoktur... Mukavemeti başlatan da mukavemeti sürdüren de Türk toplumudur. Bu şeref topluma aittir".1973
Dr.Fazıl KÜÇÜK
Korona virüsü salgınının bütün dünya ekonomilerini açmaza doğru sürüklediğini kaydetmek gerekiyor. Ülkeleri etkisi altına almış olan salgın bazı gerçeklerle yüzleşmelerin d nedeni oluyor. Berlin duvarının yıkıldığı günlerden sonra Soğuk Savaş'ın biteceği ve güzel bir dünya düzeninin kurulacağı yaygın bir kanı idi. Sovyet sisteminin ünlü muhaliflerinden SOLJENİTSİN "Duvarın sonuyla gelen mutluluk çok kısa sürdü. Yeryüzü daha huzurlu bir gezegen olmadı" diye dert yanıyordu.
Şimdilerde ise genel beklenti olarak Korona salgınından sonra da daha güzel bir dünyaya ulaşacağımız umut ediliyor.
Umutsuz yaşanamayacağına göre onu korumak durumundayız. Buna koşut yapılan açıklamalara bakacak olur isek ne yazık ki umudumuzu törpülemek durumunda kalabiliriz. Nedenine gelince, bir yandan salgınla mücadele ettikleri savında olan gelişmiş ülkelerin diğer yandan silahlanmaya devam ettikleri biliniyor.
O zaman sormak durumundayız. Silahlanmaya neden devam ediliyor? Bu yaklaşıma devam ederken güzel bir dünyaya nasıl ulaşılacağına da açıklık getirmeleri gerekiyor. İnandırıcı açıklama yapmamaları halinde çok yüzlü olduklarını bir kez daha kanıtlamış olacaklardır.
Konuya ilişkin olarak açıklamalar yapan ve güven veren bir kuruluş olarak bilinen SIPRI(Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü) geçtiğimiz günlerde 2019 yılına ilişkin verileri açıklıyordu. Buna göre askeri harcamaların %3,6 oranında artarak 1,9 trilyon dolara ulaştığı belirtiliyor. Açıklanan bu veriye göre 1988 yılından bu yana en yüksek düzeye ulaştığının da altı çiziliyor.
Silahlanma yarışı içinde oldukları anlaşılan ilk 5'e giren ülkelerden sırası ile Birleşik Amerika Devletleri başı çekiyor. Devamında Çin-Hindistan-Rusya ve Suudi Arabistan olarak sıralanıyor. AB ülkeleri içinde ise Almanya'nın 49,3 milyar dolar ile başı çektiğine de vurgu yapılıyor. Kısaca dünyada silahlanma yarışının hız kesmeden devam ettiğini bir kez daha kaydetmek istiyoruz.
Adı geçen kurumun açıkladığı rakamlar doğrultusunda Korona Virüsü diyerek dünyayı ayağa kaldıranların silahlanmayı bir yana bırakarak insanların sağlıklı olmaları yönünde bilimsel çalışmalara hız vermelerinin doğru bir yaklaşım olduğu görüşümüzü ısrarla yineliyoruz. Silahlanmaya devam ederlerken Korona virüsünden ölmeyen insanları silahlanma yolu ile öldürmeyi mi planlıyorlar diye insanın aklına bazı sorular takılıyor.
AB ülkeleri ise Birlikten yeterli yardımı alamadıklarının rahatsızlığını yaşıyorlar.
Açmazlarını aşamadıkları noktada Amerika'dan yardım istemeye yüzlerinin olmadığı da biliniyor. Zor duruma düşen ülkelerin Uluslararası Para Fonu'nun kapısına koşmaları şaşırtıcı olmayacaktır. Ekonomilerini düzlüğe çıkarabilmek için yön değiştirerek Asya ülkelerine yöneldikleri noktada karşılarında Çin'i bulmaları sürpriz olmayacaktır. Buna koşut umutlarını gerçekleştiremedikleri noktada Çin ve Amerika rekabeti ile karşılaşacaklarını kaydetmek gerekiyor.
BM Genel Yazmanının Özel eski Temsilcisi EspenBarthEide'nin kendi görev süresi içerisinde Maraş konusunun müzakerelerin ana konusu olmayacağını söyleyerek görevine başladığı biliniyor. Böyle bir yaklaşım karşımızdaki unsurun çözümsüzlüğün devam etmesine doğrudan katkı vermiştir.
Çözüme ilişkin olarak yeni yapının nasıl olması gerekeceği konusunda hep birlikte hazırlık yapılması gerekiyor mu ne...
SEVGİ ile kalınız...
|