“Sultan Selim Cülusunda Salâ dedi de yürüdü
Gidelim Mısır’a doğru yola dedi de yürüdü.”
Bahşi
Sevgili okurlarım, Milletlerin tarihleri zaferlerle süslenir. 504. yıldönümünü kutlayacağımız Mercidâbık Meydan Savaşı da, Yavuz Sultan Selim’in ününe ün katan ve Türk tarihini süsleyen en önemli zaferlerden biridir.
Bu nedenle 24 Ağustos, tarihimize önemli bir zafer sayfası eklemiştir.
Ağustos ayı ise, Türk tarihinde zafer ve meydan savaşlarının ayıdır.
24 Ağustos 1071 de Malazgirt’te Alpaslan’ın orduları Bizanslıları dağıtıyor, 445 yıl sonra Yavuz Sultan Selim, Mercidâbık Zaferi’ni kazanarak, Mısır kapılarına atını sürüyor.
10 yıl sonra, 28 Ağustos 1526’da Avrupa’nın göbeğinde Mohaç Savaşı kazanılıyor.
26 Ağustos 1922 de Mustafa Kemal Paşa kumandasında ki Türk Ordusu düşmanı denize döküyor.
Bu nedenle, 24 – 30 Ağustos arası bir “Zafer Haftası” olarak kutlanmalı, halkımıza ve gençlerimize bu savaşların önemi iyice anlatılmalıdır..
Bilen var mı yok mu bilmiyoruz ama 30 Ağustos’u anarken, zaferle sonuçlandırdığımız savaşlarımızda 50 milyona yakın şehit verdiğimizin bilinmesi de lazımdır.
Bu nedenle milletimizin özü olan ordumuza sahip çıkmalıyız, övünmeliyiz ve ona karşı olanlarla mücadele etmeliyiz.
Mercidâbık Meydan Savaşı da, Türkün gücünü, Türkün direnişini dile getiren ve hepsi aynı ülküye dayanan bu zaferlerden biridir.
Milli tarihimizde büyük bir önem taşıyan ve Anadolu’nun Türklere vatan olmasını sağlayan, Mercidabık Meydan Savaşı, Yavuz Sultan Selim’in ününe ün katan ve Türk Tarihini süsleyen en önemli zaferlerden biridir.
Bu nedenle 24 Ağustos, tarihimize önemli bir zafer sayfası eklemiştir.
Bu zaferle; halifelik Osmanlılara geçmiş, Mısır ve Hicaz yolu Osmanlılara açılmıştır.
Bu zaferle Anadolu’nun Türklere vatan olması sağlanmış, Yıldırım Beyazıt’tan bu yana, Anadolu’da kurulmasına çalışılan, Türk birlik ve hâkimiyeti kurularak, bugünlere kadar gelinmiştir.
Ayrıca, bu zaferle Kilis’in kentleşme süreci başlamıştır.
Mercidabık Meydan Savaşı’nda Yavuz Sultan Selim’e ev sahipliği yapan ve Osmanlı saflarında yer alan kahraman Kilislilerin ve Tilhabeşli’lerin bu zaferde büyük payı vardır.
Onun için “Mercidâbık” dendi mi; Kilisliler 504 yıldır aynı heyecanı duyarlar.
Yavuz Sultan Selim bu zaferden sonra, Hama, Humus, Halep ve Şam gibi Suriye’nin en önemli kentlerini Osmanlı topraklarına katmıştır.
Böylece Mercidâbık Zaferi, Osmanlı Devletine bir darbede Suriye, Lübnan, Filistin ve Ürdün’ü kazandırmış oluyordu.
Mercidabık Zaferi’nin 504. yıldönümünü idrak ettiğimiz şu günlerde, Türk Milletinin bir parçası olarak heyecanımızı dile getirmeliyiz.
Bizler geçmişi şan ve şerefle dolu bir milletin evlatlarıyız. Ülkümüz; Atatürk ilkeleri ışığında, atalarımızın mazide gösterdikleri başarıları devam ettirmektir.
Ne mutlu bu zaferi kazanan mübârek orduya. Ne mutlu bu ordunun eşsiz komutanına… Bu büyük zaferin 504. yıldönümü kutlu olsun.
Yazımı hocam rahmetli Seyfettin Başçılar’ın bir dörtlüğü ile noktalıyorum;
“Yürekler hangi örste, bu su veren usta kim?
Fecre bayrak açmışlar, dört bucak yedi iklim.
Ayağa kalk aslanım, hazır ol, selama dur
Mercidâbık’tan geçti Yavuz Han Sultan Selim.”
|