"Rum uzlaşma istememektedir.Dünya kendisini Kıbrıs Hükümeti ve halkı olarak görmektedir.Elinde,'Sen Kıbrıs'ın hükümran hükümeti ve halkısın.Ülken işgal edilmiştir.Bu işgali kaldırmak için dünya sana yardımcı olacaktır' diyen bir ferman tutan Kipriyanu'dan masa başında Türk halkı ile uzlaşarak Ortaklık Cumhuriyeti'ni iki bölgeli (bi-zonal) şekliyle kurmasını beklemek saflık olur".1980
Dr.Fazıl KÜÇÜK
Ermenistan'ın Azerbaycan'a saldırması ile başlayan çatışmalar boyut kazanarak devam ediyor.Saldırganların işgali altında bulunan Dağlık Karabağ'ın fazla zaman yitirmeden işgalden kurtarılması için Azerbaycan karşı saldırıya geçti.30 yıla yaklaşan süredir işgal ettikleri yerleşim yerlerinde KAÇKINLAR diye
tanımlanan perişan yaşamlarını dünya kamuoyu sürekli olarak görmezden geliyor.
Ermenistan yönetiminin sırtı sürekli olarak emperyal amaç güdenlerce sıvazlanırken Rusya'nın konuya şimdilik girmek istemediğini söylemek gerekiyor.Arka bahçesi olarak gördüğü Ermenistan'la birlikte hareket etmek istememesinin birincil nedeni Ermeni Yönetiminin izlemekte olduğu Batı yanlısı politikasıdır.3 milyona yaklaşan nüfusu ile yoksullukla boğuşan ülkenin Diyaspora Ermenilerinin tahrikleri ile saldırıya geçtikleri biliniyor.Diyaspora Ermenilerinin Dağlık Karabağ'ın ötesinde Türkiye'den de toprak istekleri olduğu hemen herkesçe biliniyor.Çünkü bu isteklerini Anayasalarında kayıt altına almışlardı.
Ermeni saldırganlığının bir diğer nedeni ise 13 Ekim 1921 tarihinde imzalanan GÜMRÜ ANLAŞMASI'nı (KARS) tanımıyor olmasıdır.(Sınırların belirlendiği Gümrü kasabası şu anda Ermenistan sınırları içinde bulunmaktadır).98 yıl önce imzalanan bu anlaşma ile Türkiye-Azerbaycan ve Ermenistan'ın sınırları belirleniyordu.Yüce Atatürk imzalanan adı geçen anlaşmayı değerlendirirken, "Ermeni meselesi denilen ve Ermeni ulusunun gerçek olmayan isteklerinden çok dünya kapitalistlerinin iktisadi yararlarına göre çözülmek istenilen mesele Kars Anlaşması ile en doğru şekilde çözüme ulaştırılmış oldu"diye tanımlıyordu.
16 Ocak 2019 tarihinde Mısır'ın ev sahipliğinde Doğu Akdeniz Gaz Forumu kurulması İsrail-Yunanistan-Mısır-Rum Yönetimi-İtalya ve Ürdün arasında imzalanan anlaşma ile olmuştu.Kurulan birlikteliği ileri aşamaya taşıyacak ve işlerlik kazandıracak anlaşma yine Kahire'de imzalandı.Anlaşma ile Bölgede bulunan doğalgazın ihracının teşvik edileceği belirtiliyor.Fransa da foruma katılım başvurusu yaparken Amerika ile AB'nin adı geçen forumda gözlemci statüsü ile bulunacağı vurgulanıyor.Buna karşın imzalar atılırken Türkiye
Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin haklarının yok sayıldığını da kaydetmek istiyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni kurdukları bu denklemin dışında tutanlar gazın Avrupa'ya ulaştırılması konusunda yardımcı olabilmesi için adı geçen iki ülkeyi aralarına almaları gerektiğini kaydetmek gerekiyor.
Her yıl Eylül ayında düzenli olarak toplanan BM Genel Kurulu'nun toplantıları Korona Virüsün gölgesinde kalarak çalışmalarını sürdürüyor.75. Yıl Genel Kurul toplantılarına katılan liderler kuruma yönelik eleştirilerinin dozunu arttırarak tamamlıyorlardı.Genel Yazman Antonio Guterres eleştirilere yanıt verirken Amerika ile Çin arasında yaşanan SOĞUK SAVAŞ'a dikkat çekerek, "Çok tehlikeli bir yolda ilerliyoruz.Dünyamız en büyük iki ekonomisinin böldüğü bir geleceği kaldıramaz"diyor.Uluslararası Topluma da küresel ateşkesi yıl sonuna kadar 100 gün içinde hayata geçirme çağrısı da yapıyor.
Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte hareket ederek haklılığımızı dünyaya anlatmamız gerekiyor mu ne...
SEVGİ ile kalınız...
|