Sevgili okurlarım, zor zamanların gazetecileri denince, akla gelen ilk isimlerden duayen gazeteci-yazar, okul ve ev arkadaşım Bekir Coşkun, hakka yürüdü.
Onu kaybetmenin büyük üzüntüsünü yaşıyoruz.
Onun anlatmak ve yazmak çok zor. Destan yazmak gibi bir şey…
Bekir Coşkun; kalemini her zaman yapıcı ve dayanışmacı amaçlar için kullanan bir gazeteci idi.
Doğru bildiğini söylemekten çekinmeyerek; kalemini eğmedi, bükmedi, kiraya vermedi. Demokratik laik bir Türkiye Cumhuriyeti yolunda, yazan konuşan bir yazar idi.
Gazetecilik mesleğine, demokrasimize kattıkları olan usta bir yazardı.
***
Sevgili Bekir Coşkun ile Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde, aynı sınıfta okuduk
Bekir, ikinci sınıfta, hukuk fakültesinden ayrıldı.
Gazeteciliği tercih ederek, Ankara Gazetecilik Yüksek Okuluna başladı ve oradan mezun oldu.
Okul arkadaşım olduğu gibi, ev arkadaşımdı Bekir Coşkun.
Yüksek Öğrenim öğrencisi iken; ben, Bekir Coşkun ve Can Ali Okvuran, aynı okulda ve aynı sınıfta idik. Kader birliği yaparak dört yıl da aynı evi paylaştık.
Ankara’nın Kurtuluş semtinde ki, 9 Eylül Sok. Yıldız Apartmanı’nın teras katında birlikte ve uyumlu bir şekilde güzel günlerimiz geçti.
Okul harçlığımı ev giderlerimizi karşılamak için, ben öğretmen vekilliği yapardım.
Bekir de, geceleri gazinolarda Kanun çalarak geçimini temin ederdi.
Can Ali Okvuran’ın babası Hendek Ceza Hâkimi olduğu için, onun maddi durumu bizde daha iyi idi. O bir işte çalışmadı.
***
Bekir Coşkun, hayatını adadığı gazetecilik mesleğini, ömrünün sonuna kadar ilkelerine bağlı kalarak sürdürdü.
Yüreği Atatürksevgisiyle doluydu. Atatürk ve Atatürkçülüğü sırası geldikçe savunan ve yazan usta bir yazardı.
Hep dik durdu, eğilip bükülmedi ve hiçbir zaman kalemini satmadı. Onu hep, bu dik duruşu ile hatırlayacaktır basın camiası ve Türk Milleti…
Onun insan ve hayvan sevgisi en üst düzeydeydi. Pako isimli köpeği meşhurdu.
Yazarlığı ve sanatçı kimliğinin yanı sıra, aynı zamanda bir “Hayvan Hakları Savunucusu” idi Bekir Coşkun…
Bekir Coşkun’un vefatı ile Türk basınında yeri doldurulamayacak bir cesur kalem daha gitti.
Bekir Coşkun’un bize vedası, 30 Eylül 2020 tarihli köşe yazısında saklıydı. O gün;
“Yazı bilmem
Yazarım yazı bilmem
Bu yaz böyle geçti
Gelecek yazı bilmem…” demişti.
“Bu yaz böyle geçti, gelecek yazı bilmem” derken, tüm okurlarına ve sevdiklerine veda ediyordu.
Seni hiç unutmayacağız Sevgili Bekir Coşkun.
Gazetecilik mesleğine, demokrasimize kattıkların için binlerce kez teşekkürler…
Seni çok özleyeceğiz… Toprağın bol, mekânın Cennet olsun, ışıklar içinde uyu...
|