Sevgili okurlarım, yerleşik bir düşünce mahsulü olan anıların hafızadan silinip atılması zordur. İnsanlar yaşlandıkça, anılarla yaşamaya ihtiyaç duyarlar, böyle daha mutlu olurlar.
Anılarla yaşamak, insanın bir türlü vazgeçemediği düşünceler bütünüdür. Geçmişi özleyenlerin, geçmişi daha da özlemelerine neden olan bir süreçtir.
Mutluyken zaman çabuk geçiyor, sonra anılarla yaşamak zorunda kalıyorsunuz. Anılarla yaşamak zordur amma, güzel anılarla yaşamak mutlu ediyor insanı.
Herkesin hayatında çok önemli anıları ve arkadaşlıkları vardır. Anılarına bağlı yaşamak, bir süre sonra anılarla yaşamaya dönüşüyor. Daha sonra da yaşayamamaya...
Anılarla yaşamak nedir bilir misiniz? Her gittiğiniz yerde eskiye özlem duymaktır. “Eskiden ne de güzeldi, şimdi her şey yok oldu” demektir.
Kimileri için anılarla yaşamak; anılarınızda yaşattığınız özlemlerinizi yaşamak için değil, arada hatırlayıp üzülmek yahut da dost meclislerinde anlatmak için, biriktirdiğiniz yaşanmışlıklardan başka bir şey değildir.
Anılarınızda yaşattığınız özlemleriniz bitmiş gitmiştir. Yani ne geriye dönülür ne de aynıları yaşanır, aynı kişilerle bile olsa. Onun için anılarda yaşamak değil de, anılarla beslenmek mutluluk verir insana.
Mutsuzluğumuzun, karamsarlığımızın, dibe doğru çökmemizin, çökertilmemizin sebebini kendimizde mi, yoksa başkalarında mı aramalıyız bilmiyorum amma, sanırım sebebini kendi içimizde aramalıyız.
Anılarınızda yaşattığınız özlemlerinizi, o dönemin anılarında kaybolmamaya çalışırsınız. Saatlerin akıp gittiğini görürsünüz. Bir gün dönüp geçmişe baktığınızda, size bugünleri hatırlatacak kalbinizde saklayacağınız güzel anılarla yaşamak ve onları unutmamak istersiniz.
Çünkü insan olarak duygularımızla yaşamaya çalışıyoruz, mantığı ve aklı bir kenara bırakarak. Bizi mutlu eden her şeye sımsıkı sarılıp kendimizi adıyoruz, çünkü biliyoruz ki hayat acımasız.
Bizi mutlu eden her şeye kendimizi adamanın sonunda, her zaman acının olduğunu bile bile yine de duygularımıza gem vuramıyoruz.
Kendimizi mutlu eden ve sevdiğimiz şeylere hiç de farkında olmadan o kadar fazla değer verip, o kadar çok planlar tasarlıyoruz ki kafamızda. Bu verilen değer, olması gerektiğinden fazla verilen bir değer anlamında değil. Biz hep olanı veririz çünkü.
Hayatımızın acı çekerek acımasız olmasının diğer bir yanı ortaya çıkıyor daha sonra;
Mutluyken zaman çabuk geçiyor.
Karamsarlığa kapıldığımızda, mutluyken bir çırpıda geçip giden zaman bitmez olur. Dakikalar saatler gibi gelir. Gecelerse hiç bitmez olur…
Mutlu zamanları sadece fotoğraf karelerinden seyredip o anları tekrar anılarda yaşamak azıcık avuntu kaynağınız olsa da, yine de vuslatı ümit ettirip sürekli acı çekmekten öteye gidemezsiniz. Çaresizlik içinde kıvranmak kaderiniz olur.
Anılarla yaşamak zor olsa da, onu çok seviyoruz nedense.
|