“Rumların açıktan açığa bütün ümitlerini önümüzdeki Ekim ayında Türkiye’de yapılacak genel seçimlere bağlamış olduklarını alenen yaptıkları beyanatlardan öğrenmiş bulunuyoruz. Türkiye için Kıbrıs ne demektir, taşıdığı mana nedir? Rum halkının bunu hala anlayamamasına hayret ediyorum. Görülüyor ki içlerinde şüpheler vardır. Onlara, Türkiye’de Kıbrıs işi politikacıların istismar edebilecekleri bir konu görünüyor. Halbuki Kıbrıs Türkleri ile Anavatanın yakın alakası 1570’den bu yana ne azalmış ve ne de zayıflamış değildir”.
1969 Dr. Fazıl KÜÇÜK
Amerika’nın Başkan eskisi Donald Trump 06 Ocak’taki Kongre saldırısını kışkırttığı suçlamasıyla i-kinci kez azil istemiyle Senato’daki oylama ile suçsuz bulundu. Yapılan oylamada 57 senatör Trump’ı suçlu bulurken 43 senatör ise mahkum edilmesine karşı çıkarak aklanmasını sağladılar. Sonucu değerlendiren burnundaki çiçeği düşmemiş olan Joe Biden “Trump Senatoda aklansa da suçlama tartışma götürmez. Trump’ın görevini utanç verici bir şekilde kötüye kullandığını” belirtiyor.
Amerikan tarihinde i-kinci kez azli istenen ilk Başkan olması nedeniyle kazandığı bu başarısı ile ne kadar övünse bile az gelir. Hakkında yapılan oylamayı değerlendirirken “cadı avı” olarak nitelendiriyor. Seçimlerde kendisine oy veren 75 milyon seçmenle birlikte “olağanüstü yolculuğa devam edeceğinin” altını çiziyor. Trump’ın verdiği bu karar Amerikalılara hayırlı olsun.
BM Genel Yazmanının Kıbrıs uyuşmazlığına çözüm bulabilmek için tarafları ortak zeminde buluşturma çalışmaları devam ediyor. Kıbrıs Türkleri olası çözümde öncelikle güvenliklerinin ve siyasi egemen eşitliklerinin tanınmasını istiyor. Buna karşın karşımızdaki unsur bu isteklere sıcak bakmadıklarını değişik ortamlarda dillendiriyor. Bu nedenle Genel Yazmanın işinin bir hayli zor olduğu kabul ediliyor. Rum müzakereci Bay Andreas Mavroyannis aynı zamanda BM’de temsilci görevini yürütüyor.
Simerini gazetesine konuşan adı geçen kişi, “Egemen eşitlik memleketin sonu olur. Türk tarafının ileri sürdüğü egemen eşitlik tezinin Rum tarafınca kabul edilmesinin olası olmadığını” savlıyor. Türkiye’nin “hem egemen eşitlik” hem de “iki devlet” söyleminin birbirlerine seçenek olarak kullanıldığını, bu yöntemi kullanarak aslında istenenin konfederal çözüm modeli olduğunu ima ettiğini kaydediyor.
Bugünkü durumu değerlendirirken Mavroyannis, uyuşmazlığın özüne bakıldığında, bugün Temmuz 2017’ye göre daha iyi koşulların olmadığını yalnızca müzakerelerin devamı için küçük bir fırsat penceresini açtığını söylüyor. Bu söylemi ile Genel Yazmanın boşuna çaba harcadığının da altını çizmiş oluyor. AKEL Basın Sözcüsü Bay Stefanos Stefanu da geri durmadan “Yurdunu seven her Kıbrıslı iki devletli çözümü kesin olarak reddetmelidir” diyerek çözümsüzlüğün değirmenine su taşıyor.
İçte bunlar yaşanırken Filelefteros gazetesinde yer alan haberde, Mısır’daki Sisi Yönetimi de su taşımadan geri duracak değil ya. O’da Kıbrıs’ta çözümün federasyon temelinde olmasını destekliyor. Doğu Akdeniz’deki yeni ittifaklar söz konusu olduğunda ve Kıbrıs’taki görüşmeler hakkında “petrol” vurgusu yapılıyor. 5+1’in gölgesinde Türk isteklerine herhangi bir zemin bırakmayacak olan hukuki belgelerle karşı çıkılacağı belirtiliyor.
Fransa’nın Kıbrıs’taki işgüderi Bayan Salina Gereret Catalano da 5+1 formülü ile sunulan müzakere süreci öncesinde “Fransa her zaman yaptığı gibi Kıbrıslı dostlarının yanında olacaktır” diye konuşuyordu. Bayan işgüder aksini söylese idi şaşırtıcı olacaktı.
Bu ortamda müzakere sürecinde görünen olası gelişmeler konusunda halkın bilgi sahibi olması gerektiğini düşünüyoruz. Ada’daki bütün siyasi partilerin bir araya gelerek bugüne değin kuramadıkları Ulusal Konsey türü yapı içinde geleceğe ilişkin çözümleri tartışmaları gerektiğine vurgu yapmak istiyoruz. Bunu yaparak gelecek uşaklara üzerinde huzur ve güven içinde yaşayacakları yapıyı da kurmuş olmanın onurunu da yaşayacaklardır.
Uzlaşı noktamızın temelinde adada kalıcı olduğumuzu dünya kamuoyuna duyurmamız gerekiyor mu ne…
19 Şubat 2021 - Ankara
|