“Kanunsuz olarak Rumları silahlandırıp Türklere saldırtan, kendi tebaası Türk halkının evini barkını yıkmayı bir vatan vazifesi bilen, Türklerden alabildiği vergileri alıp karşılığında zırnık vermemeyi marifet addeden, 4.000 memurun maaşını, binlerce Türkün sosyal sigorta haklarını gasp edip cebine atan, kendi tebaasının bir kısmına akla gelmedik baskı metotları kullanan ve 20.000 göçmenin derdine eğilmeyi politik bir mahzur bilen, Kıbrıs’ta uyguladığı her siyaseti Yunanistan’ın vizesinden geçiren kendi halkı içindeki tedhişçilik olaylarına karşı lakayt kalan, kuvvetsiz bulunan idarelere ‘Hükümet’ denmez” 1970
Dr. Fazıl KÜÇÜK
BM gözetiminde ne zaman başlatılacağı adeta yılan öyküsüne dönüşen gayrı resmi Kıbrıs konferansının tarihi sonunda ilan edildi. Konferansın 27 – 29 Nisan 2021 tarihinde Cenevre’de yapılacağı ilan edildi. Genel Yazman Antonio Guterres’in Sözcüsü toplantının amacının tarafların Kıbrıs sorununa öngörülebilir bir süre içinde kalıcı bir çözüm bulmaları için ortak bir zemin olup olmadığını belirlemek olarak değerlendiriyor. Buna koşut Sözcü Dujarric, “gayri resmi konferansta olumlu sonuç görmeyi temenni ediyoruz” diyerek niyet okumaya çalışıyor. Niyet okumayı bir yana bırakarak çözüme odaklanmak daha doğru bir yaklaşım olacaktır.
Bugüne değin yapılmış olan çağrıların bu yönde olduğu biliniyor olmasına karşın belirsizlik sürgit edip duruyor. Bugüne değin yapılan çağrılara Türk tarafının iyi niyetli ve çözüme odaklı çaba içinde oldukları unutulmamalıdır. Bu nedenle böyle çağrıların karşı tarafa yapılmasının daha doğru bir yaklaşım olacağının da bilinmesini istiyoruz. Hükümet olmanın avantajlarını kullanarak una ip serenin karşı taraf olduğunu özellikle kaydetmek istiyoruz.
Bu yaklaşım içinde olanlardan Bay Nikos Anastasiyadis suret-i haktan görünerek Rum tarafının Kıbrıs’la ilgili olarak yapılacak olan gayri resmi konferansın başarı ile tamamlanması için kararlı olduğunu, Türkiye’nin de aynı istekliliği göstereceğini umduğunu belirtiyor. Birleşmiş Kıbrıs için AB’nin oynayacağı rolün büyük olacağını belirtiyor.
Birleşik Amerika Devletlerinin Lefkoşa’daki işgüderi Bayan Juditgh G. Garber, 5+BM toplantısı konusundaki bakışını değerlendiriyor. Ülkesi için esas olanın Kıbrıs sorununun çözüm sürecinin “BM gözetiminde ve Güvenlik Konseyi kararları zemininde Kıbrıslılar tarafından kritik bir adım” olarak nitelendiriyor. “adada kalıcı ve adil, iki kesimli iki toplumlu federal çözüm bulunmasını arzulamaya devam ediyoruz. Kıbrıs’ın ortağıyız. Tüm garantör güçlerin müttefikiyiz ve Kıbrıs sorununun çözümüyle yakından ilgileniyoruz. Amerika, Doğu Akdeniz’deki gerginliğin giderilmesi için şu anda bir rol üstlenmeyi düşünmüyor” diyor.
Yapılan bu açıklama Amerika’nın bugüne değin uyguladığı ayırımcı politikasına devam edeceğinin bir göstergesidir. Türkiye Yunanistan sınırına yakın bölgede NATO tatbikatı diyerek Yunanistan’la ortak tatbikat yapmasının anlaşılır bir yanının olmamaktadır. Söylenceye göre bütün NATO ülkeleri eşit olarak kabul edilirken Yunanistan’ın biraz daha eşit olduğu bu tatbikatla ortalıklara çıkmış oluyor.
Kıbrıs Türkleri olarak bizlerin de karşımızdaki unsurla eşit olduğumuz kabul edilmediği sürece adada kalıcı barış ve çözümü dağların arkasında bile bulmanın olanaklı olmayacağının bilinmesini kaydediyoruz. Eşitliğin kabul edilmemesi ise Rumların daha eşit olacaklarının da göstergesi olacaktır. Türkiye’nin AVRUPA EKONOMİK TOPLULUĞU’na (şimdiki AB) üyelik başvurusu yapılırken Onlar ortak biz pazar söylemi yaygın olarak dillendiriliyordu. Bu söylemi Kıbrıs uyuşmazlığının çözümünü güncele taşıdığımızda Rumlar Kıbrıs Cumhuriyeti’nde ortak, Türkler ise Pazar olarak görülecektir. Emperyal güçlerin yaklaşımının bu mantık çerçevesinde olduğu bir kez daha ortalıklara çıkıyor.
Bu amaca ulaşılabilmesini engellemek için, salgın nedeniyle yaşamakta olduğumuz dağınıklıktan bir an önce kurtulmamız gerekiyor mu ne…
SEVGİ ile kalınız…
05 Mart 2021 - Ankara
|