“Yeni devlet (Federe Devlet)’i yaşatmak büyütmek, kuvvetlendirmek bizlerin elindedir. Henüz emekleme devrini yaşayan bir devlete kendi elimizle çelme takmaya kalkışacak olursak sonu yalnız bir veya birkaç kişi için değil her kişi için acı bir hüsran olacaktır”. 1982
Dr. Fazıl KÜÇÜK
BM Genel Kurulu çalışmaları Newyorkta sürgit ediliyor. Kıbrıs Türk ve Rum taraflarının bir araya getirilme çabalarından sonuç alınamamıştı. Bir araya gelmelerinin adadaki uyuşmazlığın çözümüne ne gibi katkısının olacağı da ayrı bir tartışmalı konudur. Karşımızdakiler geçici bir süre için çözüme katkı olacağı düşüncesi ile 1960 Anayasasının uygulanmasını öneriyorlar. Anayasanın ortalıklardan kendilerince kaldırıldığını bilinçli olarak dünya kamuoyunun gözlerinden kaçırmak istedikleri net olarak karşımızdadır. Bu öneri Benim oğlum Bina Okur Döner Döner Yine Okur söylemini çağrıştırıyor.
Kıbrıs Türk tarafının bir süre önce Genel Yazmana sunduğu öneriler de inandırıcı değildir. İki Devletli yapıya karşılık bu yönlü bir öneri ile çıkılıyor olması inandırıcı değildir. Anastasiadis kısa süre önce İsrail ve Filistin arasındaki anlaşmazlığın çözümü konusunda iki devletli yapıyı savunuyordu. Konu Kıbrıs uyuşmazlığının çözümüne gelince hemen çark ediyor. Bu gibi durumlarda Büyük Devlet adamı İsmet Paşa gibi “Devlet adamı dediğin sözüne güvenilir adam olmalıdır” diye konuşuyordu. Bu söylem karşımızdaki unsurun yaklaşımları ile bire bir örtüşmektedir.
Karşımızdaki unsurun Dışişleri Bakanı eskisi Bay Yannakis Kasulides ki Rum siyasetçiler arasında mantıklı çıkışları ile biliniyordu. Kıbrıs uyuşmazlığının batakta olduğu vurgusunu yapıyordu. Sözü Maraş konusuna getirerek işe yarayacak tek tepkinin ise “Askeri alıp Maraş’ı almaya gitmektir” diyordu. 1960 Anayasasının olumlu yanlarını alırsak Federasyona gidişte köprü olacağını belirtiyordu. BM’e desantralize Federasyon önerisini sunduklarını buna koşut İngiltere ile AB’ni de bilgilendirdiklerini söylüyor.
Kıbrıs uyuşmazlığının çözümü konusunda müzmin muhalif olarak bilinen Bay Nikos Anastasiyadis, Türk yöneticileri suçlayıp çözüme ulaşılabileceğinin düşünü kuruyor. Türk yöneticilerin yaptıkları açıklamalar nedeniyle “arzu ettiği kadar iyimser olamadığını” söylüyor. Aynı suçlamayı Rum ve Yunan siyasetçiler için de söylüyor. Tam bir Haçlı Ordusu komutanı gibi kendinden başka herkese
ayar vermeye çalışıyor. Görünen o ki çözümsüzlük yolunda ilerlemeye çalıştıklarını bir kez daha yinelemek durumundayız.
Bir diğer haçlı ordusu Amerika’da hazırlanıyor. 19 adet Kongre üyesinin BM Genel Yazmanına gönderdikleri mektupta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Maraş’ın yeniden açılma hamlesine karşı harekete geçmesini öneriyorlar. BMGK kararlarına uyulmadığı sürece yaptırım uygulanmasını öneriyorlar.
Haçlı Ordusu mantığı ile bu yönlü çabaların sürgit edilmesinin çözümün önündeki en büyük engel olduğunun bilinmesi gerekiyor mu ne…
SEVGİ ile kalınız…
24 Eylül 2021 - Ankara -
|