Sevgili okurlarım, zor zamanlardan geçiyoruz. Ağır bir ekonomik krizin içinden geçerken, dünya çapında bir salgına yakalandık. Her gün üst üste gelen zamlarda bunun tuz biberi oldu. Her ikisiyle de bilimin ışığında doğru yöntemlerle mücadele etmedik, edemedik.
Ülke genelinde acılı günler yaşıyoruz. Bir türlü mutlu bir toplum olamadık.
Kurtarıcı arıyoruz ama Atatürk’ün “Yurtta sulh Cihanda sulh” sözünü anlayan kurtarıcıyı bir türlü bulamadık. Bunun sonucu olarak da günlük yaşantımızda acıyı karakterimizin bir parçası haline getirdik.
Atatürk “Yurtta sulh cihanda sulh” derken, yurtta sulh olmazsa ne cihandaki sulhun bir parçası olabilirsin, ne de ona bir katkıda bulunabilirsin; ikisi olmadan hiçbir zaman huzura kavuşamazsın” demek istemiş.
En önemli insani özelliklerimizden birisi olan uzlaşma kültürümüz de azalmış.
Hayatta her insanın farklı düşüncesi ve anlayışı vardır. Bu farklılıklar insanlığın gelişimi için bir zenginlik bir gerekliliktir.
Uzlaşmayı günlük hayatımızda olumlu bir kavram olarak kullanırız. Ancak bu kavramların sınırlarını iyi tespit etmek gerekir. Uzlaşmanın temelinde bilgi, erdem, sevgi, insanlık adına fayda olmalı. Uzlaşmak insanları daha zararlı bir sonuca gitmekten kurtarmalıdır.
Düşünüyorum da; doğuştan mı iyi insan olunur, yoksa eğitim yoluyla mı iyi insan haline gelinir?
Barış kültürü içerisinde, iyi insan olmak, dost olmak ve paylaşmayı bilmek güzel bir şey.
Yeryüzünde yaratılmışların en mükemmeli ve en üstünü insandır. İnsanın bu üstünlüğünün en başta gelen özelliği ise, paylaşmayı bilmesi, kendisiyle ve toplumla barışık olması ve sevmesidir.
Aklında kötü düşünce taşımayan insanın, ağzından kötü söz de çıkmaz. Çünkü aklı başında bir insanın, düşünce ve fikri yapısı, buna müsaade etmez.
Güzel şeyler düşünen insanın, hiçbir zaman ağzından, kötü bir söz çıkması mümkün değildir. Onun barış kültürü gelişmiştir.
Barış kültürü gelişmiş iyi insan olmak gerçekten kolay değil, zor da değil. İyi bir insan olmak istiyorsak, önce düşünce yapımızı düzeltmemiz lazım.
Çünkü düşüncelerimiz, davranışlarımızı ve sözlerimizi de etkileyecektir. Etkilenen sözler de, ister istemez davranışlarımıza yansıyacaktır.
İnsanın bilgisinin ve sevgisinin meyvesi de, başkalarıyla dost olabilmektir. Barışık olabilmektir. Barış kültürüne sahip olabilmektir.
Bu kültür her şeyden önce şiddete karşıdır. Anlaşmazlıkların kökenlerine inerek önlem almaya çalışır. Diyalog ve karşılıklı görüşmelerle sorunları çözmeye yönelir.
Herkesin bütün haklardan yararlanmasını ve toplumun gelişme sürecine katılmasını güven altına almayı amaçlar. Bu amaçlara kültür ve eğitim yollarıyla ulaşır.
Önce iyi bir insan olmak gerekir. Hayatta iyi insan olabilmenin yolu da, birçok kritere bağlıdır. Bu kriterler; destekleyici olmak, yardımsever olmak, kimseye kötülük yapmamak ve başkalarına saygılı olmaktır.
|