“BM Genel Sekreterinin yeni temsilcisi Sayın Gobbi, Kıbrıs meselesini açacak ve olumlu bir sonuca götürecek anahtarı acaba nerede arayacaktır? Tüm sorun budur. Çünkü anahtar yanlış yerde arandığı sürece bulunmayacak ve Kıbrıs meselesinin kilidi açılamayacaktır”. 1980
Dr. Fazıl KÜÇÜK
Amerikalı Bay Trump bugüne değin dolduramadığı kuyu kalmış gibi şimdilerde yardımcılığını yapmış olan Mike Pence de seçim sonuçlarına ilişkin olarak saldırıyor. Trump, “Pence’in Joe Biden’ın başkan olmasını engelleme konusunda tek yetkili olduğunu” vurguluyor. Görünen o ki henüz daha taşlarla dolmamış kuyuların olduğunu biliyor. Buna karşın önümüzdeki Kasım ayında yapılacak olan yerel yöneticilerle kısmi senato yenileme seçimleri sonucunun alınmasına dek boş kuyu arayışını sürgit ettirecektir.
Diğer yandan önemli bir konu da Amerika ile Rusya arasında yaşanmakta olan Ukrayna gerginliğidir. Yaşananları Kazak gençlerin tanımı ile kol gücü bize göre ise bilek güreşi olarak tanımlıyoruz. Bu konu ile bir süre daha zaman harcayacağımızı kaydetmek durumundayız.
Türkiye ile Yunanistan arasında yaşanan açmazın Kıbrıs ve Ege sorunları ile sınırlı olmadığı biliniyor. Türkiye’yi köşeye sıkıştırarak ittifaklar oluşturmaya çalışırken Ege’de karasularını 12 mile çıkarmanın çabasının peşini bırakmıyor. Türkiye haklı olarak 6 mil olan karasularının 12 mile çıkarılmasını savaş nedeni sayacağını yıllar öncesinden duyurmuştu.
1995 yılında Türkiye’nin bu yönlü kararına karşın Yunanistan Lozan’da kurulan dengeyi bozmak için tahriklerine anlam kazandırmaya çalışıyor. Yunanistan’ın olası bir çıkışı ve savaş nedeni sayılan bildiriminin geçerliliğini koruduğunun unutulmaması gerekiyor.
Türkiye ile Yunanistan arasındaki uyuşmazlıkların ortalıklardan kaldırılması çabaları sürgit edilirken Yunanistan Dışişleri Bakanlığı Bakan eski yardımcısı Hristos Rozidis ise ülkesinin 12 milden vazgeçerek 10 mil formülünü kabul ettiğini söylüyor. Tam bir şark kurnazlığı. 6 milden 10 mile çıkararak eskiye göre 6 mil değil 4 mil daha alan kazanmış olacaklardır.
BM tarafından yürütülen uzun soluklu müzakereler sonrasında 1982 yılında Uluslararası Deniz Hukuku Sözleşmesi imzalanmıştı. Bu anlaşmaya göre Ege Denizi İç Deniz olarak kabul edilerek karasularına 6 mil olarak sınırlama getirildiği biliniyor. Buna karşın Yunanistan adı geçen sözleşmeyi 1995 yılında imzalayıp Ege’deki karasularını 6 milden 12 mile çıkardığını ilan ediyordu. Yaşanan bu gelişme üzerine TBMM, 08 Haziran 1995 tarihinde aldığı kararla bu çıkışı yukarıda da değindiğimiz gibi savaş nedeni saydığını ve günümüzde de geçerli olan kararını dünya kamuoyuna duyurmuştu.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 23 Ocak 2022 tarihinde yapılmış olan erken genel milletvekili seçim sonucu yeni parlamento yapısı da oluşmuş oldu. Seçim alanlarında söylenenlerin alanlarda kaldığına inanarak yeni hükümetin fazla zaman yitirmeden kurulması gerektiğini kaydetmek gerekiyor. Çünkü Kıbrıs Türk halkının büyük beklenti içinde olduğunun unutulmamasına vurgu yapmak istiyoruz.
Halk bir anlamda iki partili gibi görünen bir yapıyı kurduğuna göre sıkıntıların aşılabilmesi için en çok oy alan iki partinin geçmişte yaşanmış olan sıkıntılardan gerekli dersi çıkararak sorumluluklarını alacaklarına inanmak istiyoruz. Parlamentonun yapısında yeni seçilen gençlerin de deneyim sahibi olmalarına fırsat tanınması ülke adına kazanım olacaktır. Yaşamakta olduğumuz yaşam pahalılığının aşılması ve yeni müzakere sürecinin başlatılmasına doğru geri sayım sürgit ederken genç milletvekillerinin de sürecin içinde olmaları gerekiyor.
Gerekirse yalnız iki büyük parti ile birlikte bütün partilerin sorumlu olacakları bir yapının kurulabilmesi kapısının açık tutulmasının ülkemizin yararına olacağını düşünüyoruz. Bu geçiş döneminin en az zararla atlatılabilmesinin yolunun bu olduğunun bilincinde olunmalıdır. Kıbrıs uyuşmazlığının çözümüne yönelik ağır baskıların sırada olduğunun da bilinmesi gerekiyor.
Hepimizin geleceğe güvenle bakabilmemizin yolunun siyasi tercihlerimizi bir süreliğine de olsa askıya almamızdan geçtiğinin bilinmesi gerekiyor mu ne…
SEVGİ ile kalınız…
|