Sevgili okurlarım, sel ve su taşkınları, Türkiye'de en sık görülen afetlerin başında geliyor. Ülkenin en çok yağış alan bölgesi Karadeniz'de ise sel felaketleri yaygın…
İçinde bulunduğumuz hafta da son yılların en büyük doğal afetini yaşadık.
Marmaris’te başlayan orman yangınlarından sonra bu kez de birçok illerimizde yaşanan sel felaketleri ile sarsıldık…
Azgın seller çıkış yolu ararken, aktığı yönde önüne kattığı her şeyi silip süpürdü, alıp götürdü. Sele kapılan vatandaşımız hayatını kayıp etti ve ortalıkta can pazarı yaşandı.
Sayısız bina yıkıldı, harap oldu.
Tonlarca ağırlığındaki araçlar ve eşya yüzlerce metre sürüklenerek tahrip oldu.
Büyük bir doğal afet yaşandı.
Bu durumdan, rant uğruna su havzalarını ve tarım alanlarını yapılaşmaya ve sanayileşmeye açanlar utansın.
Orman talanını yasalaştıran, dere yataklarını değiştirenler utansın…
Doğa öyle okkalı bir şamar attı ki onlara, bu şamarın altından kalkamayacaklardır.
İstedikleri kadar suçlu aramaya kalksınlar,
Sel felaketinde; yitirilen canların ve geride kalıp da evinden, malından, işinden olanların vebali ve ah-ı, iki cihanda yakalarını bırakmayacaktır.
Selden mağdur olan vatandaşlar, karşılaştıkları bu felaketten dolayı ilgililere çıkıştı.
İlgililer ise, ihmal suçlarsını örtmek ve kendilerini temize çıkarmak için hazırlık yaparak TV kanallarına çıkıp basın açıklaması yaptılar.
Kamuoyunu bilgilendirmek ve selden zarar gören mağdurları teselli etmek üzere önce devlet yetkilileri konuştu:
“Yıllardır bizim bu derelerde ıslah çalışmaları gayretimiz var.
Bu benim belediye başkanlığım döneminde başladı. Ancak bu çalışmaların önünde her zaman engeller kondu.
Sanıyorum şu olaylar, bu engelleri ortadan kaldırır. Kamulaştırma çalışmaları gayretini engellemeye çalışanlar bu günü görmelidir.
Ne kadar çalışılırsanız çalışın bizim bu tür felaketleri minimize etmemiz gerekiyor. Bunun için ıslah çalışması yapacağız. İmara uygun davranacağız” dediler…
Doğa affetmez, er ya da geç intikamını kötü alır ve adlıda…
Evet, öğrenci hata yapar, öğretmen affeder; çocuk hata yapar, ebeveynler affeder; kul hata yapar Allah affeder ama insan hata yaparsa doğa affetmez, er ya da geç intikamını acımasızca alır.
İntikamını almasına alır, bırakmaz amma sıkıntısını tahrip eden çekmez.
Kabak yine fakir-fukaranın başında kalır...
Peki, doğayı kim tahrip etti?
Dere yataklarını kim doldurdu?
Doğal su kaynakları nasıl kurutuldu?
Doldurulan yerlerin ıslahı yapılmadan, imarsız vaziyette kimlere ve neden peşkeş çekildi?
Yukarıdaki sorulara, mantıklı cevap olacak açıklamalarda bulunan olmadı.
Nedeni şu idi; Geçmişte yapıla gelen ve bugün hala devam eden doğa tahribatı, menfaatler uğruna gelecekte de yapılacaktı…
Şunu hiçbir zaman unutmayalım;
Bu gibi doğal afetleri yaşamamak için; çevreye ve doğaya saygılı olmak zorundayız.
Çünkü 'Doğa affetmez, er ya da geç intikamını alır.'
Yasalarını hiçe sayarak, kendi rahatımız için doğanın milyonlarca yılda sabırla oluşturduğu yapısını ve dengesini bozarak doğada yarattığımız tahribatın acısını, doğa affetmez…
|