Sevgili okurlarım, dünya’da ve Türkiye’de kadına karşı şiddet, toplumsal bir sorun. Onun için bu sorunun önce hukuksal altyapısının tamamlanması gerekir.
Dünyanın birçok ülkesinde ve Türkiye'de kadınlar değişik biçimlerde şiddete uğruyor. Kadınların yarısı eşlerinden şiddet görüyor.
Dünyada kadına yönelik şiddet, özellikle ekonomik, siyasal ve etnik sorunlarla iç içe geçerek her geçen gün artıyor.
Ülkemizde ise, eğitimden yoksun bırakılarak ve eve mahkûm edilen kadına yönelik şiddet, bildik hüzünlü öyküler, geleneksel ön kabuller, toplumun ve devletin duyarsızlığı ile her geçen gün büyüyor. Kadına karşı şiddet uygulayan kişiler, dalaşmak için fırsat kollayan külhanbeyleri gibi elini kolunu sallayarak aramızda dolaşıyor.
Şiddet, yalnızca kadınların bedenlerine zarar vermiyor, kadınların öz saygısını, ihlale direnme ve hak arama arzusunu zayıflatıyor veya yok ediyor.
Sanıkların cinayeti kıskançlık ya da aldatılma sonucu işlediklerini iddia etmeleri, hafifletici neden olarak kabul ediliyor ve bunun sonucu olarak suçlular 15 yıl maksimum ceza yerine 3-5 yıl ceza alıyorlar.
Bu da, çoğunluğu toplumun en fakir kısmını oluşturan ve kendi kaderine terk edildiği zor koşullarda yaşam savaşı veren kadına karşı şiddeti her geçen gün arttırıyor.
Adalet mi bu?
Yasalar erkeklerden yana olunca, Kadın cinayetleri sürekli artıyor, Çok sayıda kadın şiddete maruz kalıyor. Artmaması için, gerekli ciddi önlemler alınmıyor.
Bunun sonucu olarak; Dünyanın dört bir tarafında olduğu gibi Türkiye' de yüz binlerce kadının insan hakları her gün ihlal edilmektedir.
Tahminlere göre, ülkedeki kadınların en az üçte birinden yarısına kadarı aile içi fiziksel şiddete maruz kalmaktadır. Bu kadınlar dövülmekte, tecavüze uğramakta ve hatta bazı durumlarda öldürülmekte ya da intihara zorlanmaktadır.
Genç kızlar takas edilmekte ve küçük yaşta evlenmeye zorlanmaktadır.
Kadınlara yönelik şiddet, kadınların ve kızların insan haklarının ihlalidir; maddi ve manevi bütünlük hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, ifade özgürlüğü ve evleneceği kişiyi seçme hakkı gibi hakları ihlal eder.
Şiddet; işkenceye, zalimane, insanlık dışı ve onur kırıcı muameleye kadar varan hareketlere yol açabilir ve uç vakalarda yaşam hakkını ihlal edebilir.
Kadınlara yönelik şiddet, sağlık ve çalışma hakkı gibi temel hak ve özgürlüklerden tam olarak yararlanmayı da engeller.
İşte Türkiye’de ki Kadına karşı şiddetin durumu:
* Tüm kadınların % 25'i Fiziksel şiddete uğruyor.
* Şiddete uğrayan kadınların %75'i eşi tarafından şiddete uğruyor.
* Cinayet sonucu ölen kadınların %40-70 eşi tarafından öldürülüyor.
* Ankara'da yapılan başka bir kadın araştırmasına göre, kadınların % 64'ü kocalarından, % 12'si ayrıldıkları kocalarından, % 8'i birlikte yaşadığı erkeklerden ve % 2'si de kocalarının ailesinden şiddet görmektedir. % 60'ı, kocalarının kendilerine tecavüz ettiğini söylemiştir.
Her kadın bir hayattır aslında. Çünkü hayatın içinde olan her şey ancak kadınlar olduğu zaman anlam kazanıyor. Kadınlarımızın kıymetini bilelim ve onlara sahip çıkalım.
Sevgili kadınlarımız, şiddete uğradığınızda çaresiz değilsiniz. Şiddet mağduru ve şiddete uğrama tehlikesi olan kadınların ve aile bireylerinin korunması 6284 sayılı Kanun kapsamındadır.
Kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi için; cezaların arttırılması, suçluların yakalanması ve cezalandırılması gerekiyor.
|