Sevgili okurlarım, iki sene önce Atatürk’ün ölüm yıldönümünde bütün liderler Atatürk’ü anladıkları gibi yorum yapmışlardı. Atatürk'e gerçek manada sahip çıkması gerekenlerin Atatürk'ten uzak bir görüntü sergilediklerini yazmıştım.
Bilhassa bugün “Kürt açılımı” diyenler, Atatürk'ü değerlendirmeden önce O'nu iyi tanımaları, onu iyi anlamaları gerekir. Atatürk'ü gerçek manada anlayabilmek için de onun hayatına bakmak, isyanlarda neler yaptığını, neyi hangi düşünceyle yaptığını iyi analiz edebilmek gerekir. Onun düşünce ve devrimlerinin temelini araştırdığımızda, bunun her şeyden önce "tam bağımsızlık ve özgürlük" ihtiyacına dayandığı gerçeği karşımıza çıkmaktadır.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş’ın Atatürk’ü nasıl anladığı mesajını, yine sizlerle paylaşmak istiyorum:
“Atatürk’ü anlamaya, onun hayat mücadelesinden dersler çıkarmaya bugün her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Çünkü egemenliğin ve bağımsızlığın dünkü müstevlilere devredilmesinin konuşulduğu, tartışıldığı, hatta bunun için anlaşma sürecine girildiği bir ortamda, Türk milletinin asil ve değişmez kararı olan “Ya İstiklal Ya Ölüm” parolası, bizzat O’nun ağzından âleme ilan edilmişti.
Toprakları yabancılara peşkeş çekilen, coğrafyası parçalanan, ekonomisi yabancıların eline geçmiş bulunan, kültürü, inancı yozlaştırılarak kimliği değiştirilmek üzere olan bir ülke durumuna düşürüldüğümüz şu günlerde, Atatürk’ün Amasya Genelgesindeki “Milleti, yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır” sözü ne kadar da manidardır.
Keza Sivas Kongresinde tam bağımsızlık fikri esas alınmıştı. Bu fikir milletin maşeri vicdanına tercüme olarak milli irade, milli devlet ve ekonomik bağımsızlık gibi kavramları mana ve muhtevası içine alıyordu. Nitekim bu görüşler İstiklal Savaşına ruh vermiş, Türkiye Cumhuriyeti devletinin temelini oluşturmuştur.
Ne hazindir ki bugün Atatürk’ün emaneti Türkiye Cumhuriyeti Devleti temel ilkeleriyle beraber sarsılma, yıkılma ve yok edilme noktasına doğru sürüklenmektedir. Bu vahim manzara Atatürk tarafından da şu cümlelerle ifade etmişti.
“Memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleri ile tevhit edebilirler.”
Buradan alınacak mesaj açıktır. Dış güçlerle işbirliği yaparak devletin ve milletin ali menfaatlerini yabancı güçlere peşkeş çekenler, ister istemez Atatürk’ün bu sözlerinin muhatabıdır. Bu vahim şartlarda her vatan evladına yüklenen görev bizzat Atatürk’ün diliyle Türk İstiklal ve Cumhuriyetini muhafaza ve müdafaa etmektir.
Türk milleti olarak bugün tehlikeye düşen bağımsızlığımıza, vatanımıza, devletimize yeniden sahip çıkmak, istikbalimizi yeniden emniyet altına almak görevini ifa etmekle Atatürk’ün gaye ve hedefleriyle bütünleşmiş olacağız.
İnanıyorum ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti egemenliği ve bağımsızlığıyla var oldukça Atatürk de aramızda yaşayacaktır.”
Sevgili okurlarım, Atatürk'ü anlamak, onu sadece birtakım süslü sözlerle övmek değil, onun fikir ve düşüncelerini eyleme geçirebilmek için Atatürkçülüğe sarılmakla olur.
|