Sevgili okurlarım, Siyasette ilkeler, ahlak ve prensipler çok önemlidir. Önemli olan da seviyeli siyaset yapmaktır.
Parti liderleri "İlkeli siyaset" kavramını dilinden düşürmüyor.
Böyle olmasına rağmen; duruşuyla, bilgi ve birikimiyle, söylemleriyle ve yaptıklarıyla ön plana çıkabilecek siyasileri, millet mumla arar oldu…
Öyle Milletvekilleri gördü ki bu millet, kimi kendine, kimi çevresine, kimi de seçildiği şehre ve ülkeye hizmet etti. Adı üstünde milletin vekili. Millet, kendisini temsil etme iddiasındaki milletvekillerinde öncelikle dürüstlük ve tutarlılık arar.
Siyasette doğası gereği farklılık ve çok seslilik vardır. Eğer bu olmazsa siyasetten bahsedilemez.
Ne yazık ki günümüzde siyasetin itibarı tartışılıyor. Bu nedenle siyasilerimizden dini, mezhebi, kültürü, düşüncesi ne olursa olsun yıkmayıp yaşatan, siyasi bir algının örnek alındığı temiz bir siyaset istesek çok mu olur?
Temiz toplum, temiz siyaset bu kadar zor mu?
Bu kadar mı imkânsız?
El ele, omu omuza vererek ülkeye hizmet etmek varken, birilerini karalayarak siyaset yapmak doğru mu?
Kişisel çıkarlar üzerine kurulmuş garip bir politikamıdır siyaset?
Yıkıcı eleştiri değil, özeleştiri lazım siyasete. Siyasetçi tabi ki eleştirir, bunun yanında bazen de kendilerini sorgulamaları gerekmez mi?
Bu ülke için ne yapabildim. Neleri yapamadım. Siyasetçi kendine bu soruları sormalı.
Şundan eminim ki siyasetçi kendini sorgulamazsa, günü geldiğinde millet onları sorgular ve sandıkta gereğini yapar.
Türkiye’de iktidar muhalefet anlaşmazlığı ve aralarındaki gerilim, siyasi gereklilik olarak görülmektedir. Bu nedenle asgari değil azami müştereklerde bile taraflar bir araya gelemiyor ve anlaşamıyorlar.
Kim doğru, kim yanlış ve kime inanacağımızı bilemiyoruz. Nereye elinizi uzatsanız, nereye baksanız kokuşmuşluk göstergeleri ile karşılaşıyorsunuz… Kim normal kim değil, ayırt etmekte zorluk çekiyorsunuz. Hayret verici bir görüntüsü var ülkenin…
Son zamanlarda nasıl bir insan topluluğu olduk, anlamak mümkün değil… Bilen, anlayan, tarif eden varsa açıklasın…
Biz böyle bir toplum değildik. Nasıl olduk, kim bizi böyle bir toplum yaptı?
Böylemidir bir ülkenin gelişerek büyümesi? Böylemidir bir ülkenin uygar toplumlar arasına girmek için çabalamaları?
Bugün Türkiye’de tahakküm, hakaret ve seviyesizlik içeren argo konuşma üslubunun çok fazla yandaşı vardır. Siyasilerin bilhassa seçim konuşmalarında üslupsuzlukta yarışmalarının bir nedeni de budur bence.
Bugün bütün siyasi liderlerimiz, sözde siyaset yapacağız derken kantarın topuzunu kaçırıyorlar. Ülkemizde uzun bir süredir ciddi üslup sorunu yaşanıyor.
Bundan sadece siyasiler etkilenmez, tüm toplum etkilenir.
Siyasi liderler, kendi politika ve projelerini anlatmak yerine ötekini “sözle döverek” tabanına mesaj göndermekle yetiniyorlar. Siyaset üretmek yerine birbirleri için üslupsuzluk üretiyorlar. Hedef basite indirgenince, üslup da sertleşiyor, nezaket ve insaniyet boyutu da kayboluyor.
Temiz siyaset bu kadar zor mu?
Biraz daha saygılı, biraz daha nezaketli ve biraz daha ilkeli siyaset lütfen...
|