Sevgili okurlarım, insan hayatında tecrübe çok önemlidir, hayatın her yönünde tecrübe bizim işimize yarayacaktır.
Bir işi öğrenmeden yapmaya kalkışmak hüsranla sonuçlanır.
Önce yetişeceksin pişeceksin sonra oturmaya teşebbüs edeceksin. Buna “Fırın kapağı gibi pişmek” denir.
Örneğin, İdarecilik böyledir. Yeteri kadar yetişmeden yüksek makama oturan insan işleri eline yüzüne bulaştırır. Kendi emrindeki tecrübeli ve kurnaz elemanların ağlarına dolanıverir.
İnsanlar hayatta nasıl ki büyüyüp yaşlandıkça daha olgun olurlar, işte idarecilikteki tecrübenin sırrı da çok çalışıp zamanla elde edilen gelişmede saklıdır.
Yetişmeden yüksek makama oturmaya heveslenen o kadar çok insan var ki…
Herhangi bir eğitimde, herhangi bir işte veya işletmede yaşadığınız tecrübe sonucu dahaiyi yerlere gelebilirsiniz.
Bu durumu açıklayan anlamlı güzel sözlerimiz vardır,
Hayatta önemli olan şeylerden biri de tecrübedir, çünkü onu kazanmak için önce kaybetmek gerekebilir.
Bu nedenle tecrübe kazanmak için çok çalışılmalıdır iyi veya kötü anıların ve bilgilerin genel adıdır tecrübe.
Tecrübe; iyi veya kötü yaşadıklarımızdan çıkarım yapmak ve sonraki adımlarımızda işimizi kolaylaştıracak deneyimleri akıl hanemize yazmamızdır.
Aslında diyebiliriz ki tecrübenin en önemli koşulu ders almaktır.
İnsan hata yapmamayı hedeflememelidir. Aksine yapılacak hata ve yanlışlar insanı büyütecek ve gelişimine, mutluluğuna artı katacaktır...
"Tecrübe, herkesin hatalarına verdiği addır" der; ünlü düşünür Oscar Wilde.
Bu sözden yola çıkarak konuya şöyle bir giriş yapabiliriz:
Canlılar doğdukları ilk günden itibaren hayatı tecrübe etmeye başlarlar. Düşünsenize en basitinden yüzlerce kez düşmeyen bir bebek yürümeyi öğrenemez.
Esasen hayatın kendisi bizim yaşadığımız tecrübelerin ürünüdür.
Maalesef yaşadığımız toplumda ahlak anlayışı her geçen gün çöküntüye uğradığı için insanların daha fazla kazık yeme ihtimali yükselmiştir.
Hayatta yenilen her kazık, her darbe de insana tecrübe katan acı bir gerçekliktir. En güvendiğimiz kişiler bizi hayal kırıklığına uğratabilir. Yapmaz dediklerimiz yapar; gitmez dediklerimiz gider. Çok düşünerek verdiğimiz kararlar hüsranla sonuçlanabilir.
İş yaşamında kendimize güvenerek yaptığımız yatırımlar, attığımız imzalar bizleri iflasa sürükleyebilir. Büyük mutlulukla kurulan aşk evlilikleri hüsrana dönüşür ve bazen çok beğenerek aldığımız bir ayakkabıdan eve gelince pişmanlık duyabiliriz.
Başkalarının yaşadığı kötü tecrübeler de akıl olmalıdır olmasına ama insan kendi deneyimlemek ister. Başkasının hatalarını görsek de bunları kendimize uygulayamaz, unuturuz. Hayatın kuralı budur.
|