Sevgili okurlarım, halkımız; “Yalnızlık Allaha mahsustur” der.
Felsefe de; “İnsan doğuştan medenidir, cemiyet içinde yaşamak için yaratılmıştır” der.
Hayatta hiçbir şey yalnızlık kadar insanı yıkmaz...
Onun için oldum olası korkarım yalnız kalmaktan.
Yolda yalnız yürümekten… Karanlıkta yalnız kalmaktan…
Kalabalıkların içinde yalnızlıkla muhabbet etmekten…
Haksızlık etmemekte lazım... Sevdiğim anlarda olmuştur yalnızlığı…
Mesela hayal kurarken…
Ağlarken…
Sevdiğim bir şeyi düşünürken…
Bugün bayramın son günü, etrafıma bakıp düşünüyorum…
Düşündükçe büyüyor yalnızlığım…
Dokuz gün bayram tatili olunca, herkes kaçmış bir yerlere…
Uzaktaki can dostlarımda aramayınca, yalnızlığım büyüyor.
Anlaşılan benim en vefalı dostum, yalnızlığımdır...
Yalnızlık bir duygu ve ruh halidir. Sevgiden yoksunluktur. Modern aklın zindanı, ilkel aklın özgürlüğüdür bence.
İnsan ruhunun doğum sancısıdır yalnızlık.
Yalnızlık; sevgi ve nefrette ölçü kaçırıldığında sevginin dışarıya fışkırması, nerfretin ise içe gömülmesidir.
Yalnızlık; gölgeler çekildiğinde karanlığın ya da ışığın kuşatması altında kalmaktır.
Yalnızlık; kimi zaman ilaçtır, kimi zaman zehir. yalnızlık karanlıkta bir ışık olur bazen.. Bazen de çözümsüz bir soru. Ne olursa olsun yalnızlık, yalnızlıktır…
Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılırsa yalnızlık olmaz. Aslında herkes özünde yalnızdır.
Yalnızlık nedir bilir misiniz?
Siz hiç geceleri sabahlara kadar ağladınız mı?
Yalnızlık, o’ndan kalan ve o’nu size unutturan tek gerçektir ve bütün gerçeklerden daha acı verir insana.
Yalnızlık kader değil aslında yalnız bırakılmak kadersizliktir.
Hani insan ağlamak ister, gözlerinden yaş gelmez!
Hani gülmek ister, yürekten gülemez.
Hani birini beklersin ama o hiç gelmez! İşte o zaman yalnızlığı hissedersin.
Yalnızlık biraz kader biraz seçimlerinin sonucudur insanın, içinde kıvranıp duran acıdır.
Sevgiyi ararken boşa geçip ziyan olmuş zamandır, acımasız bir öğretmendir…
Bomboş bir tiyatrodur yalnızlık.
Tek kişilik bir oyundur hayat ve perdeyi hep yalnız kapatırsın...
***
Ankara’da karla karışık yağmur yağıyor bu akşam.
Kar yağarken, yağmur niye yağıyor acaba? Neyi ıslatmak istiyor?
Ankara’nın sokakları zaten ıslak…
Eğer gözlerimi ıslatmak istiyorsa nafile, onlar zaten ıslak…
Yalnızlık, ne vefalı dostmuşsun sen, yakamı hiç bırakmıyorsun, ayrılmıyorsun benden.
Bir şey isteyebilir miyim senden;
Yalnızlık, ah bir konuşabilsen…
|