Sevgili okurlarım, hayatta hepimiz kendimizi daha iyi, daha huzurlu ve mutlu hissetmek isteriz. Aklımızın içinde daima, yaşlanırken de genç ve güzel görünme istediği vardır.
Hepimiz, daha iyi yaşamanın yollarını ararız…
Peki, bu ne kadar mümkün?
Hayat gerçekten zor, ne kadar çok insanla ilişki kurmanız gerekiyorsa o kadar sinir bozucu, rahatsız edici, tahrik edici, can sıkıcı olayla karşılaşıyorsunuz.
Öfkelenmek her ne kadar normal olsa da, ani çıkışlar yapıp acısını başkalarından çıkarmak da yanlış bir davranıştır.
Bu da insanın o andaki ruh sağlığına bağlıdır…
Peki, ruh sağlığı nedir?
Kişinin hayata uyumunda başarılı olması, kendisini ve çevresini gerçekçi olarak değerlendirebilmesi, yaşama isteği duyması, isteklerini topluma ters düşmeyecek şekilde yerine getirebilmesi durumuna insanın ruh sağlığı denir.
Yani ruh sağlığı, kişinin kendisi ve çevresiyle dengeli ve uyumlu bir ilişki sürdürmesi halidir…
Düşünce, duygu ve davranışlarında sürekli ya da geçici olarak tutarsızlık ve uygunsuzluk gösteren kişilerde, ruhsal bozukluklardan söz edilebilir…
Bu kişiler başkalarıyla sağlıklı iletişim kuramazlar.
İletişim ise, temelde konuşmaya dayanır.
Ancak konuşmak, insan ilişkilerinde yapıcı olduğu kadar yıkıcı da olabilir.
Karşımızdakini bize yakınlaştırabildiği gibi uzaklaştırabilir de.
Demek ki iletişim dediğimizde, konuşmaktan öte bir şeyden söz ediyoruz.
Kişisel ilişkilerin sağlam bir temel üzerine kurulması ise, açık iletişimle olur.
Ancak bu, insanların başlarından geçen olayları birbirine anlatmasıyla sağlanmaz.
Kişiler etkileşimde bulundukları sırada, o anda, bu etkileşimden doğan düşünce ve duyguları paylaşabilirlerse kendilerini açmış olurlar.
Kendini açmak ise ancak "güven duyulan" bir kişiye yapılabilir.
Bir insanın karşısındakine güven duyabilmesi ise zaman içinde gerçekleşir. Kurduğumuz dostluk ilişkileri, o kişilerin geçmiş yaşantılarını öğrenip, ya da şimdiki yaşam olaylarını gözleyerek onları tanımamızla oluşmamıştır.
Belki bu bilgilerin de katkısı olmuştur onların yaşantısını anlamamıza, ama burada esas olan o anda, orada, bizimle ilişki içindeyken ne yaşadıklarını anlayabilmek ve paylaşabilmek ve kendi duygu ve düşüncelerimizi de ona aktarabilmektir.
Ruhsal bakımdan sağlıklı bir insan, kaygı, kuruntu ve kuşkulardan uzak olarak kendi kendisiyle uyumlu olmalıdır…
İçinde yaşadığı çevrede, dost ve arkadaşlarıyla seviyeli ilişkiler kurarak bunları sürdürebilmelidir…
Kendine güvenmelidir…
Çalışma ve başarılarından tat alabilmelidir…
Kişinin geleceğe dönük hedefleri olmalı, bunlara ulaşmak için gerçekçi yolda çaba gösterebilmeli ve sıkıntılara göğüs gerebilmelidir.
Bütün bunlar, kişinin ruh sağlığına bağlıdır.
Bu nedenle insan yaşamında ruh sağlığının önemi çok büyüktür.
Ruh sağlığı düzgün olan kişi, kendisi ve çevresiyle dengeli ve uyumlu bir şekilde ilişkisini sürdürerek yaşamın tadını alır.
Aslında hayat ve yaşamak çok güzel… Bu da akıllı insanların işidir bence…
|