Sevgili okurlarım, zaman o kadar çok çabuk geçiyor ki, kıymetini bilmek lazım. Her şey daha dün gibi, hatıralar taptaze.
Bilhassa yaşı kırkı geçenlerimizin hissettikleri şeylerden biri de geç kalmışlık hissidir. Oysa çocukluk ve gençlik yıllarımız daha dün gibi hafızalarımızda.
Biz insanlar hayatın akışı içinde bazı şeyleri geç öğreniyoruz nedense. Onun için insan, hayatının kıymetini bilmeli ve zamanı israf etmemelidir.
Bir telaşa kapılıp yol alırken hayatta dönüp geriye bakıldığında, her bir şeyin çok çabuk olup bittiğini görmek mümkün.
Daha öncede bir yazımda bahsetmiştim. Ataol Behramoğlu’nun “Öğendim ki” şiirinden alınan mısralar, gerçekten yıllar sonra da olsa çok şey öğretiyor insana. Yıllar sonra herkesin öğrenmesi gereken çok şey var o mısralarda. Siz değerli okurlarımla paylaşmak istiyorum.
“Yıllar sonra öğrendim ki... Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız. Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz, Gerisini karşı tarafa bırakırsınız.
Öğrendim ki; Güveni geliştirmek yıllar alıyor, yıkmak bir dakika.
Öğrendim ki; Sevimlilik yaparak 15 dakika kazanmak mümkün ama sonrası için bir şeyler bilmek gerek.
Öğrendim ki; Kendini en iyilerle kıyaslamak değil, kendi en iyiyle kıyaslamak sonuç getirir.
Öğrendim ki; İnsanların başına ne geldiği değil, o durumda ne yaptıkları önemli. Öğrendim ki; Olmak istediğim insan olabilmem, çok vakit alıyor.
Öğrendim ki; Bütün sevdiklerinle iyi ayrılman gerek. Hangisi son görüşme olacak bilemiyorsun.
Öğrendim ki; Sen tepkilerini kontrol edemezsen, tepkilerin hayatını kontrol eder. Öğrendim ki... Kahraman dediğimiz insanlar bir şey yapılması gerektiğinde yapılması gerekeni şartlar ne olursa olsun yapanlar.
Öğrendim ki; En iyi arkadaşla sıkıcı an olmaz. Öğrendim ki; İki insan aynı şeye bakıp tamamen farklı şeyler görebilir. Öğrendim ki; Bazı inanlar sizi çok seviyor, ama bunu nasıl göstereceğini bilmiyor. Öğrendim ki; Her şartta kendisiyle dürüst kalanlar Daha uzun yol yürüyor. Öğrendim ki; Hiç tanımadığın insanlar, iki saat içinde, senin hayatını değiştirir. Öğrendim ki; Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa, anlam yükü o kadar azalır. Öğrendim ki; Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez. Gerçek aşkların da! Öğrendim ki; Aile hep insanın yanında olmuyor. Akrabanız olmayan insanlardan ilgi, sevgi ve güven öğrenebiliyorsunuz. Aile her zaman biyolojik değil. Öğrendim ki; Ne kadar yakın olursa olsunlar En iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir. Onları affetmek gerekir. Öğrendim ki; Bazen başkalarını affetmek yetmiyor. Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor. Öğrendim ki; İki kişi münakaşa ediyorsa, bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez. Etmemeleri de sevdikleri anlamına gelmez. Öğrendim ki; Sevgiyi çabuk kaybediyorsun, pişmanlığın uzun yıllar sürüyor.”
Sevgili okurlarım, bazen ömür hiç bitmeyecekmiş gibi gelir insana. Oysa zaman ve yıllar ne çabuk geçiyor, ne kadar hızlı akıyor. İçimde hep bir kaçırdım duygusu ile kendimi onu yaşarken değil peşinden koşarken buluyorum nedense. Onun için zamanın kıymetini bilmek gerekir.
|