Sevgili okurlarım, Arapça bir kelime olan irtica, geri gitme, geriye dönme anlamında kullanılır. Türk Dil Kurumu’nun Türkçe sözlüğünde ise, “irtica” kelimesi tek sözcükle tanımlamıyor: “gericilik”. İrtica; bazılarının dediği gibi “dini siyasete alet etmek” değil, gericiliktir.
Ülkemizde irticanın (gericiliğin) tarihçesi, genellikle Osmanlı dönemindeki yenileşme hareketleriyle bağlantılı olarak başlar.
Osmanlıların son dönemlerinde görülen ve irticai nitelikli özellikler ve motifler taşıdığı ileri sürülen hareketler şunlardır:
Genç Osman Olayı: Osmanlı İmparatorluğu’nda yenilik hareketlerine ilk teşebbüs eden hükümdar Genç Osman diye tanınan I. Osman’dır. Bilindiği gibi Genç Osman bu uğurda hayatını kaybeden ilk padişahtır. Genç Osman, bozulan Yeniçeri ve Sipahi ocaklarını ortadan kaldırmak ve yerine Anadolu, Suriye, Mısır Türkleri ile Türkmenlerden bir ordu kurmak istemiştir. Genç Osman’ın giriştiği bu yenilik hareketine, birtakım insanlar dini gerekçeler öne sürerek tepki göstermiş ve çıkan isyan sırasında Yedikule’ye götürülen Genç Osman öldürülmüştür. Bu olay, Osmanlı tarihinin ilk irtica hareketi olarak değerlendirilir.
Kadızâdeler İsyanı: Bu hareket, Tarikat-ı Muhammediye mensubu Birgili Mehmet Efendinin fikirlerini benimseyen çok dar görüşlü kimselerin meydana getirdiği bir isyan hareketidir.
Patrona Haili İsyanı: Bu isyan, Osmanlı’da yenilik hareketlerinin başı sayılan Nevşehirli Damat İbrahim Paşa ile çevresindeki yöneticilere karşı girişilen bir irtica hareketidir.
Kabakçı Mustafa İsyanı: Yeniçeri ocağının durumunu ele alan III. Selim, açık fikirli ve yeniliğe taraftar kimselerden kurulu bir ekiple faaliyete geçerek "Nizamı Cedit" adı ile yeni bir askeri teşkilat kurmuştur. Ancak bundan rahatsızlık duyan Şeyhülislam Ataullah ve Sadaret Kaymakamı, vaizlere telkinlerde bulunarak, camilerde yaptıkları vaazlarda halkı, "askere ceket ve pantolon giydirip Frenk muallimlerine teslim eden" padişaha karşı kışkırtmışlardır.
Alemdar Mustafa Paşa Olayı: Osmanlı tarihinde görülen bir başka irticai hareket de Alemdar Mustafa Paşa olayıdır.
31 Mart Olayı: 31 Mart vakıası Osmanlı tarihinde görülen en belirgin irtica hareketidir.
Bu irtica eylemleri Osmanlı dönemiyle sınırlı kalmamış, Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte girişilen devrimlere karşı tepki olmak üzere, benzer hareketler de olagelmiştir.
Şeyh Sait İsyanı: Şeyh Sait, dinin elden gittiğini iddia ederek 11 Şubat 1925’te, doğu illerinde isyan etmiştir. Atatürk, bir beyanname çıkararak: -"mahiyetlerini din maskesi altında gizlemeye çalışanların teşebbüsü mahsulü olan bu hareketin bastırılması için bütün tedbirlerin alınmış olduğunu" duyurmuştur. "Hıyanet-i Vataniyye Kanunu"na bir madde ilave edilmiş; "Takrir-i Sükun Kanunu" çıkarılmıştır. Birisi Ankara’da, diğeri doğu illerinde görev yapmak üzere iki "İstiklal Mahkemesi" kurulmuş (07 Mart 1925); kısmi seferberlik ilan edilmiştir. Bu tedbirler sonucunda memleket ve devrimler büyük bir tehlikeden kurtarılmıştır.
Menemen Olayı: Bazı kimseler Atatürk tarafından gerçekleştirilen inkılâpları yok etmek için, Cumhuriyet Halk Fırkasını devirmeye çalışmışlar; "Serbest Cumhuriyet Fırkası" adlı yeni bir parti kurmuşlar. Bu arada kaldırılmış olan tarikatlar, şeyhleri ve dervişleri ile birlikte yeniden ortaya çıkmışlardır. Yeni parti çevresinde gizli irtica hareketleri başlamıştır. Bunun sonucu olarak Nakşibendi tarikatı mensuplarından Derviş Mehmed ismindeki gerici, aynı tarikattan olan müritleri ile Menemen Kasabasını 23 Aralık 1930 tarihinde basmıştır. Kendisine engel olmak isteyen yedek subay Kubilay’ı önce vurarak şehit etmiş, sonra da bıçakla başını boynundan ayırmışlardır. Başını yeşil bir bayrağın direği ucuna takarak halkı ayaklanmaya teşvik etmişlerdir. Ordu zamanında müdahale ederek bu isyan hareketini şiddetle bastırmış ve Kubilay’ı kesenler asılmıştır.
Menemen olayı, Cumhuriyet döneminin en bariz irticai hareketi olarak değerlendirilmektedir.
|